Arýndýrmaya direnebilmek

Cizre’de, örgüt adýna kimlik sorularak girilebilen bir mahallede yaþýyor farzedin kendinizi. Ne olurdu ruh haliniz? Boyun eðmek ya da çekip gitmek deðil mi? Otorite o olunca, ya itaat edeceksiniz, ya da mücadele edecek gücünüz yoksa çekip gideceksiniz. 

Ýþte bölgenin “farklý olandan arýndýrýlmasý” iþlemi bu psikolojinin içinden çýkýyor.

Þu sýralar en çok konuþulan hadise, arýndýrma - tasfiye olayý. “Farklý olandan arýndýrma” ifadesini kullandým. Sadece bir “Etnik ardýndýrma”dan söz edilemeyeceði, çok daha geniþ kapsamlý bir arýndýrma söz konusu olduðu için. Belki “Ýdeolojik arýndýrma” tanýmlamasý daha uygun düþer bölgede terör örgütünün yürüttüðü operasyona.

Ya örgüte boyun eðeceksin ya da örgütün hakimiyet alanýný terkedeceksin. Ya sev ya terket’in Kürtçesi. Boyun eðmeyecek olan Kürt de olsa hayat hakký yok örgüte göre bölgede.

Þu ana kadar arýndýrma operasyonu hangi boyutta gerçekleþti, Doðu - Güneydoðu’dan ne kadar göç oldu, acaba devletin bu konuda bir tespiti var mý bilemiyorum. Göç edenlerin, bölge dýþýnda da örgütün uzantýlarýnca takip edilmesi durumu mevcut mu, düþünüyorum ki bu da bir ciddi sorun alaný.

Cizre olayýna baktýðýmýzda, örgütün orada, bölgede yaþama kararlýlýðýný sürdüren ve bir tür Parti - Cemaat hüviyeti taþýyan, belki de bu hüviyeti içinde orada kalma iradesini koruyan Hüda-Par’ý hedef aldýðýný görüyoruz. Ýþ, ev kundaklamaya kadar varýyor görüldüðü kadarýyla.

Bu örnek bize, bölgede örgüte raðmen var kalabilmenin ancak böyle bir dayanýþma içinde, ama yine de gerekirse öldürme hedefi olmayý göze almayý gerektirdiðini gösteriyor. Ama bunu ne kadar sürdürebilirsiniz.

Geçmiþte Hizbullah-PKK çatýþmasý günlerini hatýrlayalým. O dönemde de Hizbullah, bugünkü gibi bir arýndýrma operasyonu ile karþý karþýya kaldý, devlet tarafýndan korunmadý, kendi kendini koruma halet-i ruhiyesine itildi, ve belki bir süre sonra “örgüte karþý mücadelede devlet tarafýndan kullanýlma” projesinin içine sürüklendi ve “Mezar evler görüntüleri” ile suç örgütü haline gelinceye ve radikal bir kýrýma maruz kalýncaya kadar yürüdü.

Þu anda Hüda-Par, benzeri bir sürecin içine sürüklenmekle karþý karþýya.

Ne yapsýn Cizre’de Nur veya Sur mahallelerinde Hüda-Par’a baðlý bir ailenin mensuplarý?

Hüda-Par ne yapsýn kendi baðlýlarýnýn hayat hakkýný savunmak için?

Bölge zaman zaman Ak Parti temsilcilerinin hayat hakkýnýn savunulamadýðý durumlara þahit oluyor.

Bölgeden þu tarz bilgiler geliyor: Örgüt mensuplarý ya da daha sivil görünümde olmak üzere HDP temsilcileri, mesela bir aþiretin reisini, bir medresenin hocasýný, bir cemaatin önderini ziyaret ediyor, “Size uzak kaldýk bugüne kadar, ama sizden yararlanmak istiyoruz, yarýnki yapýlanmada sizlerin de önemli katkýsý olmalý, buralarýn geleceðinde Ak parti falan yok, irtibatý artýralým” gibi görünüþte sivil, ama satýr aralarýnda tehdidi gizli konuþmalar yapýyorlar. Bölge insaný, örgüt adýna gelen bu mesajýn içeriðini bihakkýn okuyacak kadar duruma vakýf. Ne yapsýn  bu insanlar? 

Korucular bile bu tür mesajlara muhatap oluyor ve geleceðe dönük planlamalarda kafalarý karýþýyor.

Belki aþiretler þu an güven içinde. Ama onlar üzerinde de çalýþýldýðýndan kuþku duymamak lazým.

Bölgede böyle bir gerçeklik var iken, “Acaba Hükümet ile örgüt hangi çözüm sürecini konuþuyorlar?” sorusu yadýrgatýcý bir soru deðil. Hükümet ya da devlet adýna görüþmeyi sürdürenler, örgüt temsilcilerinin önüne hemen her þehirde insanlarýn soluduðu boðucu “KCK iklimi”ni koymazlar mý? Selahaddin Demirtaþ, Cizre’de bir Hüda - Par’lý olsaydý nasýl bir yok edici baský hissederdi üzerinde?

Hani çokça “Bunlar YDG-H’nýn iþi, onlarý kontrol edemiyoruz” deniyor ya, buna gerçekten inandýklarýný düþündüðümüzde, Cizre benzeri yapýlarla mücadelede “Devletle iþbirliði”yapmalarýný beklemek gerekmez mi? Bugün legal bir devlet yapýlanmasýnýn ve devletin güvenlik güçlerinin bulunduðu ortamda hakim olunamayan bir yapý, yarýn uzunca sürmesi kaçýnýlmaz bir kaos ortamýnda hangi tür cinayetlere imza atar?

Aslýnda HDP’nin cevaplamasý gereken soru þudur: YDG-H ile birlikte misiniz, onlara karþý mýsýnýz? Bu sorunun cevabý birincisi ise elleri kandadýr, ikincisi ise þu an çok oportünist bir rol içindedirler ve bir gün o yapýnýn kendilerini yiyeceði zamaný beklemektedirler.