Artık Gayretullah’ı incitmeyin

Fethullah Gülen Pensilvanya’daki evinin ‘vaaz odasından’ bugüne kadar kendilerine sürekli yardımcı olanlara, o iktidarı destekleyenlere yönelik yaptığı bedduaya şimdi de etrafındakileri şahit tutarak ‘ama bunu izah edebilirim arkadaşlar’ türünde bir tavzih getirmeye çalışmış!

Alnını secdeye koyup affedilinceye kadar tevbe istiğfarda bulunacağına ‘hakkınızı helal edin’ diyerek hak helalliği alacağına tutmuş izah etmeye çalışıyor, iyi mi?

Fethullah Gülen öyle dememiş, öyle beddua etmemiş meğer.

Ya ne olmuş peki?

Konuşmanın son kısmı öyleymiş de kara ruhlu, kara düşünceli, kara vicdanlı, kara kalemli bir sürü insanlar yaptığı o konuşmanın ‘son kısmını almışlar’ ve internette ve ‘tweet’lerde ve gazetelerde neşretmişler!

Çarpıtmışlar efendim! Çarpıtma hıyaneti göstermişler! Vay hainler...

Eeee...

Sonra da ‘bir kesime meseleler öyle ulaştırılınca’ masum insanlar bu çarpıtmaya inanmışlar!

Tavzih etmeye devam ediyor Hocaefendi!

Demeye getiriyor ki ‘Siz kendinizden emin olduktan sonra korkmanıza gerek yok, Allah evinize ateş salmaz!’

Gördüğünüz gibi ‘tavzihte’ bulunduğu son konuşmasında Hocaefendinin twitter dahil olmak üzere sosyal medyada olup bitenden haberdar olduğu anlaşılıyor.

Gerçi, ülkede kim nerede ne yapıyor, nereye gidiyor, kiminle gidiyor gibi en mahremine kadar BBG gibi her şeyden haberdar olmasının yanında internet ve sosyal medyanın lafı bile olmaz da... (Bakınız F.G’nin ‘alüfte’li konuşması)

***

Neyse konumuza dönelim.

Haberdar ki yaptığı bedduanın nasıl bir infiale sebep olduğunu da görmüş, ‘konuşmanın son kısmı’ vesaire diyerek izah etmeye durumu kurtarmaya çalışıyor.

Olup biteni direk kendisinin takip ettiğini zannetmiyorum dolayısıyla tepkilerin hangi boyutta olduğunu bildiğinden de emin değilim.

Yanındaki danışmanlarının dışında başka isimlere google’de twitter’de hatta youtube sitesinde, mesela kendisiyle ilgili bir search yaptırsa, mesela Fethullah Gülen diye yazınca ne çıkıyor, mesela cemaat-hizmet diye aratıldığında neler çıkıyor keşke görse...

Adeta, günlerdir yaptıkları karalamaların, şantajların cemaatin imajını ne hale getirdiğini, hakeza yaptığı o bedduanın adeta bir bumerang gibi kendisini vurduğunu ve bugüne kadar ne olursa olsun kendisine duyulan saygınlığın ne hale geldiğini de görmüş olurdu.

Ve ‘goril’ örnekli ‘tavzihli’ açıklamalar yerine ‘kırdığı gönülleri’ tamire yönelik sahici bir konuşma yapar, bu yaşadıklarını Gayretullah’tan bilir ve ebediyete kadar susma orucuna girerdi.

Görünen o ki Fethullah Gülen, ta ki cemaatini de kendisini de sadece müminler nezdinde değil toplum nezdinde de bitirinceye kadar sabah akşam konuşmaya devam edecek.

Kimse de artık siz konuşmayın demeyecek.

Sonuçta takke düştü kel göründü. Her şey apaçık ortada artık.

Ergenekon ve Balyoz tartışmaları ile başlayıp, Mavi Marmara ile devam eden tuhaflıklar zinciri sonunda 7 Şubat krizi ile hepimiz uyandık. 7 Şubat’ta cemaat ortaya çıktı, 17 Aralık kalkışmasında da Hocaefendi kendisini ele verdi.

Artık gizli saklı bir şey yok. Kendisini siyasal iktidar üzerinde bir vesayet kurumu olarak tanımlayan bir yapı var karşımızda. Başta yargı olmak üzere bürokrasiyi neredeyse tümüyle ele geçirip, hükümetler yıkmaya ve kurmaya azmetmiş bir yapı.

Bunu kimin adına ve ne için yapıyor bilinmez.

İster siyasi parti kurmaktan korktuğu için er meydanına çıkamadığından deyin.

İster İsrail, Almanya, ABD deyin hiç fark etmez. Erdoğan’ı istemeyen hangi güç odağı varsa sizinle bir pazarlığa oturmuşlar ve siz de ‘biz ülkede çok güçlüyüz’ diyerek  Erdoğan’ı devirme ihalesini almışsınız.

Hiçbir şey için vakit geçmiş değil.

Bizler sizi 28 Şubat’tan, Mavi Marmara’dan, 7 Şubat krizinden biliyoruz. Günah listeniz uzar gider, bu listeyi sayıp dökmek bu saatten sonra hayra alamet olmaz.

O yüzden gelin...

Cemaat olarak bu savaşın emrini veren ‘imamlarınızla önderlerinizle’ daha fazla zaman kaybetmeden, derhal kendi içinizde bir Abant Toplantısı düzenleyin ve 14 Kasım’da “Eğitime Darbe” manşetiyle başlattığınız ‘kalkışma’ muharebenizde bir ‘hasar tespiti’ yapın.

Hem de derhal...

Günah ve sevaplarınızı bir tarafa yazın, hata ve yanlışlarınızı yazın. Bunların karşılığında ne elde ettiğinizi de yazıp bilançonuzu oluşturun. Böylesi bir toplantı memleket yararından ziyade cemaat açısından faydalı olacaktır.

Ve önce Başbakan’dan özür dileyin, hak helalliği alın... Sonra da bizlere bunları yaşattığınız için hepimizden...

İstanbul İmamınızın CHP ile yaptığı koalisyon anlaşmasını fesh edin.

Sonra da savcılarınız dahil olmak üzere kimleri görevlendirdiyseniz yerlerine dönmelerini sağlayın.

Gayretullah’ı incitmeye devam ederseniz bedeli daha ağır olur.

Benden söylemesi...