Artık geri dönüş yok

Ha eridi ha eriyecek derken nihayet erittik kutupları... Tükettiğimiz dünyanın sonsuz kaynaklarına artık bir yenisi daha ekleniyor. Buzul kütle de artık geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde tükeniyor. Dünyanın tüm kaynaklarını tüketmek dünya insanına yetmiyor olacak ki sıra buzullara kadar gelmiş durumda. NASA’nın son 40 yıldır yaptığı incelemelerin    sonucu pek parlak değil. Durumun riskli bir yöne doğru gittiğini işaret ediyor aslında...

Her şeyi tükettiğimiz gibi buzulları da tüketiyoruz. Küresel iklim değişikliği ile birlikte artan küresel sera gazı emisyonlarındaki artışın yerkürenin kuzey enlemlerinde daha fazla sıcaklık artışına yol açabileceğini iklimbilimciler çok önce açıklamıştı. Nitekim senaryolar gün geçtikçe somut  olarak yaşanıyor, hatta tahmin  edilenden de hızlı gelişiyor. Somut  sonuçların en az 100 yıl sonrasında yaşanacağı öngörülmüştü fakat 20 yıl olmadan yaşamaya başladık. Buzullardaki kütle giderek küçülüyordu, bu yeni haber değil bizim için... Fakat artık çok ciddi bir kayıp söz konusu çünkü buz dağlarının görünmeyen bölümleri de eriyor. İşin vehameti tam da bu noktada başlıyor. Buz dağının büyük bölümünün su altında kaldığını biliyoruz. Artık sudaki ısınmaya bağlı olarak suyun altından aşınarak derinleşiyor kutuplardaki buz dağları. Deniz seviyelerindeki 1-2 metrelik yükselme de bunun en somut delillerinden. Deniz seviyesi yükselmeye devam ettikçe bazı ülkeler sular altında kalacak. O zaman ne olacak dersiniz?

UZMANLAR YALNIZ KALDI

Bugüne kadar küresel iklim değişimi tehlikesinden bahseden uzmanlar hep yalnız ve desteksiz kaldılar politikacılar karşısında. Başta ABD olmak üzere pek çok sanayi ülkesi, sonuçları gözle görülemediğinden, iklim değişikliğini ve buna bağlı olarak yaşanan küresel ısınmayı yeterince önemsememiş, emisyonlarını kontrolsüz salmaya devam etmişti. Fakat kontrol etmek bir yana dursun, salımları tahminlerin yapıldığı dönemden daha da artmış olmalı ki bu denli önemli bir hızlanma yaşanıyor.  Peki bu güne kadar değişen sıcaklık ve yağış paternleri dışında somut çok da fazla bir zararı olmayan iklim değişimi çok yakın gelecekte, bazı ülkelerin aniden sular altında kalması, Atlantis gibi deniz ya da okyanusun derinliklerine doğru bir seyahate çıkması sonrasında acaba sanayici ve politikacıların bu konuya yaklaşımları nasıl değişecek? Sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyorum,  zira günümüzde konuyla ilgili reaksiyonlarının ne olduğu biliniyor. Hatta küresel iklim değişimi sebebiyle yaşanan olaylar karşısında üç maymunu oynuyor dünya. Türkiye’de de bu tür haberlerin çok da fazla basında yer bulduğunu ya da şimdilerde kullanımı giderek yaygınlaşan internet haberciliğinde bu tür haberlerin tıklanma oranlarının pek de yüksek olduğunu söyleyemiyorum üzülerek. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur mantığı güdüyoruz belli ki...