Amerika ile yaþadýðýmýz problemler, önceki gün iki önemli bakanýn açýklamalarýyla zirve yaptý.
ABD Savunma Bakaný, Türk muhatabý Canikli ile yaptýðý görüþmede, “PYD’yi PKK’dan ayrýþtýrýp, PKK’ya karþý savaþtýralým” dedi.
Bu ciddiyetsiz teklifi konuþmaya bile gerek yok ama bu beyan ile feci bir “Þecaat arz ederken...” durumu oluþtu ve ABD yine suçüstü yakalandý.
Çünkü bu ifade, hem PYD’nin PKK ile iç içe olduðunu doðruluyor, hem de ABD’nin, terör örgütlerini istediði gibi kullandýðýný kendi aðzýndan itiraf ediyordu.
Bu ahlaksýz teklif, bizim yýllardýr dile getirdiðimiz, “DEAÞ ‘Ýslamcý radikal bir örgüt’ deðildir. ABD’nin, Irak ve Suriye’de, göz koyduðu stratejik yerleri iþgal etmek için kullandýðý bir maymuncuktur” gerçeðini kabul etmiþ oluyordu.
***
Ya Tillerson?..
Beyrut’ta yediði “Miþel tokatý”ndan sonra beyni mi sarsýldý, yoksa kabine arkadaþý Mattis ile saçmalama yarýþýna mý girdi bilmiyorum, tam Ankara’ya gelirken, “Biz PYD’ye aðýr silah vermedik, geri alacak bir þey yok” deyiverdi.
Amerikalý iki yetkili kýsaca, “Biz Türkiye ile anlaþmak istemiyoruz” diyorlardý.
Yapacak bir þey yok. Bizde yürümeyen iliþkiler için, “Zorla güzellik olmaz” diye bir söz vardýr.
Demek ki, Bakan Çavuþoðlu’nun dile getirdiði ihtimallerden ikincisini tercih ediyor ve “Tamam” diyorlardý.
Yeri gelmiþken, ikide bir “NATO’dan çýkma” tartýþmasý yapanlarý da kýnýyorum.
Biz ABD ile eþit statüde bir üyeyiz. NATO müttefikine karþý, terör örgütü ile ittifak yapan biz miyiz ki, NATO’dan çýkalým.
Ýlla da biri çýkacaksa, NATO’yu terör örgütleriyle aldatan Amerika çýksýn...
Amerika ile “Tamam mý, devam mý?” sorusunun cevap bulacaðý zirveyi bu halet-i ruhiye ile izlemeye baþladýk.
Görüþmenin, beklenenden de uzun sürmesi benim için ilk olumlu sinyal oldu.
“Biten” bir iliþkinin 200 dakika boyunca neyi konuþulur ki?..
Demek ki, hasarlar tamir ediliyor ve tekrarlamamasý için tedbirler konuþuluyordu.
Nitekim gelen ilk bilgiler ve dün yapýlan açýklamalar, ABD ile yeni bir dönem baþladýðýný gösteriyor.
“Yeni dönem” dediðiniz anda ilk akla gelen þey “Ya Amerikalýlar bizi yine aldatýrsa” endiþesi oluyor.
Ben de tam onun için “yeni dönem” diyorum zaten.
Yine her þeyi kabul edip hiçbir þey yapmayacaklarsa bunun neresi “yeni” olur ki?..
Bence bu uzun toplantýlarýn ana konusu da zaten tekrar aldatýlma ihtimaline karþý alýnmasý gereken tedbirlerdi.
Çavuþoðlu’nun açýklamalarý gösteriyor ki, bundan sonra iliþkiler söylemler üzerinden deðil, eylemler üzerinden yürüyecek.
Hayata geçirilmesine karar verilen “ortak mekanizma”nýn asýl amacý, sözlerin fiiliyata geçmesini saðlamaktýr.
Mesela önce Münbiç’e bakýlacak. Amerika defalarca verdiði “PYD’yi çýkaracaðýz” sözünü yerine getirirse iliþkiler devam edecek.
Öyle olmalý?..
ABD’nin, FETÖ konusunda bundan sonra takýnacaðý tavýr, ilk samimiyet testi olacaktýr.
Þayet bu darbeci hainlerin iadesi konusunda hiçbir adým atmayýp, “Sarraf Davasý skandallarý”na raðmen, hâlâ “Baðýmsýz yargý” masallarý anlatmaya devam ederlerse, hâlâ ellerinde “rehine” bulundurma ihtiyacý duyuyorlar, yani hâlâ niyetleri bozuk demektir.
***
Ayrýca biliyoruz ki, ABD’nin bir de Pentagon gerçeði var.
Baþkanýný dinlemeyen bir yapý, bakanýnýn verdiði sözleri ne kadar dikkate alýr bilmiyorum.
O bakýmdan, bu iþbirliði bundan sonra “hakediþ raporlarý” çerçevesinde yürümelidir.
Artýk ne kadar icraat, o kadar ittifak...