Artýk savaþ kurallarý geçerlidir

Liseyi, yeni bitirmiþtim, gazeteciliðe baþlamam ayný yýla denk gelir, 1974… Yani, bu ülkenin son 40 yýlýna bir gazeteci olarak tanýklýk ettim. Soðuk Savaþ yýllarýnýn bu topraklara tezgahladýðý iç çatýþmalarý, memleketin bütünlüðüne yönelmiþ terör saldýrýsýný, birden üretilen ASALA denilen örgütün onlarca masum Türk diplomatýný hedef almasýný, 1990’lý yýllarýn adý konulmamýþ örtülü darbe yýllarýný… Herþeyi yaþadým…

Açýk söylüyorum: Ben böyle bir ihanetle bir gün karþýlaþabileceðimi hiç düþünmedim.

Dýþiþleri Bakaný’nýn makamýnda, memleketin en hassas güvenlik sorununun ele alýndýðý gizli toplantýyý kaydeden, kaydetmekle kalmayýp, bunu bir de Youtube üzerinden yalnýz Türk kamuoyuna deðil, bütün dünyaya ulaþtýran bir örgütle karþý karþýyayýz…

Yapýlan iþ; VATANA ÝHANET’tir…

Bu tapeden yola çýkarak günlük siyasetin tartýþmalarýna benzin taþýyanlar da bu ihanetin ortaklarý olarak deðerlendirilecektir.

Bütün iç siyaset kavgalarýný, 30 Mart seçimini, her þeyi bir kenara býrakýn. Kabul etmemiz gereken tek gerçek; bir SAVAÞ’la karþý karþýya olduðumuzdur.

Düþman sinsidir…

Düþman içimize sinmiþtir…

Düþman, kendisi için belirlediði hedeflere ulaþabilmek için gerektiðinde ekmeðini yediði, suyunu içtiði ülkesine ihanet etmekten kaçýnmamaktadýr…

Düþman satýlýktýr…

Kendi ülkesine deðil, bu topraklar üzerinde hesaplarý olanlara çalýþmaktadýr…

Hedeflerinin, bugüne kadar ileri sürdüklerinden çok daha ileri noktalar olduðunu bugün net olarak gördük: Onlar, bu ülkeyi yýkmak, kendilerini kucaða oturtmuþ efendilerinin sadýk köpekleri olduklarýný bir kez daha ispatlamaya çalýþmaktadýrlar…

Ne, Süleyman Þah Türbesi’nde 1921’den bu yana aralýksýz nöbet tutan Mehmetçik onlar için önemlidir, ne, tarihin en kanlý diktatörlerinden birinin soykýrým için saldýrdýðý Suriye’nin Arap, Türkmen ve Kürt halký…

Ne, Türkiye Cumhuriyeti’nin dost için umut, düþman için korku olan varlýðý önemlidir, ne, bu memleketin Türk-Kürt evlatlarýnýn artýk daðlarda karþý karþýya gelmesini önleyecek barýþ süreçleri…

Onlar, bizim dizlerimizin üzerine çökmemizi, kan denizi içinde boðulmamýzý, geleceðimizin ve evlatlarýmýzýn elimizden kayýp gitmesine çalýþýyorlar…

Bir ülke, nasýl, bünyesinden bu kadar haini çýkartmýþ, beslemiþ ve güçlendirmiþ olabilir?

Bir ülke, nasýl, devletinin sancak odalarýna kadar bu hainlerin ahlaksýz kulaklarýnýn, aç gözlerinin girmesine nasýl izin verir?

Lafý uzatmadan söyleyeyim:

Biri bize savaþ açtý…

Savaþ, hükümete deðil, millete ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karþý açýlmýþtýr…

Bu savaþý kabul ediyoruz…

Artýk, savaþ kurallarý geçerlidir…