Son dönemde sýk duyar olduðumuz bu kavramlar, içinde bulunduðumuz süreci anlatmak için bir tür fener görevi de görebilir. Nasýl mý? Baþlýyoruz.
Kelime anlamý olarak 'vâdedilmiþ topraklar' olarak anýlan bu kavramýn temsil ettiði coðrafya için tevatür muhtelif. Nil ve Fýrat arasýndaki topraklar diyen de var, Akdeniz ile Ürdün Nehri arasýndaki yer diyen de. "Ýbrahim'e ve soyundan gelenlere vermeyi vaad ettiði" (Tekvin 12:7, 15:18-21, 17:8) batý sýnýrý "büyük deniz ve onun kýyýsý olacaktýr" (Sayýlar 34:6, Yeþu 1:4) ifadesindeki "Garp Denizi" (Tesniye 11:24) Akdeniz ya da günümüz ifadesi ile Doðu Akdeniz'dir. Düðüm tabii burada baþlayýp burada bitmiyor. Diðer yönler neresi dendiðinde günümüz Orta Doðu ülkelerinin neredeyse hemen hepsinin topraklarý iþin içine giriyor: 'Irak, Suriye, Mýsýr, Sudan ve Türkiye'yi kýsmen Ürdün, Lübnan ve Kuveyt'in tamamý'. Ýþte bu noktada Ýsrail'in uzun zamandýr baþý yaygýn protestolar ve 'sivil itaatsizlik' ile belada olan Baþbakaný Benyamin Netanyahu'nun kullandýðý "Orta Doðu'yu deðiþtireceðiz" ifadesi geliyor. Biraz daha hafýzamýzý zorladýðýmýzda çaðrýþým yapan baþka bir an daha geliyor: Netanyahu'nun Birleþmiþ Milletler (BM) Genel Kurulu'nda gösterdiði harita ve yaptýðý konuþmada kullandýðý tabir: Yeni Orta Doðu.
O kadar kadim dinlerin ve medeniyetlerin beþiði olmuþ bir coðrafyaya 'yeni' ifadesini kullanmak, Netanyahu'nun BM Genel Kurulu konuþmasý sonrasý "Hiçbir þey ayný olmayacak" ifadesiyle birleþince daha da çarpýcý hale geliyor ve insan düþünmeden edemiyor: Son dönemde Türkiye'nin çevresinde meydana gelen jeopolitik kýrýlmalar bunun iþaret fiþekleri miydi?
Hafýzamýzý tekrar yokladýðýmýzda Orta Doðu ile ilgili yakýn dönemde baþka ve çok sarsýcý sonuçlara yol açan bir ifade geliyor: "Büyük/Geniþletilmiþ Orta Doðu ve Kuzey Afrika Projesi". Bunun kullanýlmasý sonrasýnda Orta Doðu'da yaþananlar hafýzalarda halen taze iken Netanyahu'nun haritasýný göstererek 'Yeni Orta Doðu' dedikten hemen sonra yaþananlar düþündürücü, dahasý ürkütücü.
Arz-ý Mevud'un batý sýnýrýnda da sular sakin deðil. Rus donanmasý "Büyük/Geniþletilmiþ Orta Doðu Projesi" ilaný sonrasýndaki geliþmelerden itibaren Suriye'nin Lazkiye limanýnda demirli iken, 7 Ekim sonrasýnda Amerika Birleþik Devletleri'nin 'Gerald R. Ford (CVN-78) ve yanýndaki 12 gemilik Dwight D Eisenhower saldýrý filosunu' Doðu Akdeniz'e göndermesini müteakiben 'Yunanistan donanmasýný "Psara" isimli idra sýnýfý fýrkateynini Doðu Akdeniz operasyonlarý için NATO Daimi Deniz Görev Grubu 2'ye birlikte konuþlandýrýlmasýyla yüksek hazýrlýk durumuna geçirildiði', dahasý Ýngiltere'nin de bir tür 'bayrak gösterme' veya 'ben de buradayým' olarak da okunabilecek olan 'Kraliyet Donanmasý'na ait iki gemi ve deniz devriye gözetleme uçaðý' göndereceði bilgisi basýna yansýdý. Ýnsan soramadan edemiyor; neyin devriyesi, neyi gözetleyecek?
'Bir cisim yaklaþýyor' mu diye soranlara bu bilgiler yeterince aydýnlatýcý olacaktýr yaklaþan 'cismin' Netanyahu'nun dediði gibi sadece "yeni" ifadesini verecek þekilde Orta Doðu'yu deðiþtirmekle kalmayýp daha önceki yazýlarýmýzda belirttiðimiz gibi tüm dünyayý deðiþtirme potansiyeline sahip bir kývýlcým olduðunu göstermek açýsýndan. Ha tabi bu Doðu Akdeniz'deki gemilerin 'nükleer' kýsmýný ve ABD Gerald R. Ford (CVN-78) ve yanýndaki 12 gemilik Dwight D Eisenhower saldýrý filosunu Türkiye'nin Doðu Akdeniz'deki sondaj gemisinin 'dibine' yanaþtýrmasý ise apayrý bir yazý konusu.