Halime Sürek KAHVECÝ
Halime Sürek KAHVECÝ
Tüm Yazýlarý

Asabiyet rüzgarlarý kavurup geçiyor

Onlar sadece çocuk. Bazen somurtmak, sinirlenmek, sinirlendirmek istiyor olabilirler. Hemen parlamayýn. Sakin kalabilmeyi öðrenmek en doðrusu.

Þu aralar pinpon topuna döndüm, bir Elvan vuruyor, bir Kerem... Mecazi anlamda tabii. Havadan mý, sudan mý, yýldýzlardan mý bilmiyorum onlardaki asabiyet had safhada. Hep ‘deneme’ halindeler, “Acaba bu sýnýr biraz daha geniþleyebilir mi?” diye dolaþýyorlar evin içinde.

Hafta sonu uyanýr uyanmaz “Anneee, iPad ile oyun oynayabilir miyim?” sorusu geliyor Elvan’dan. “Tabii ki hayýr!” cevabýný duymamýþ gibi görünen Kerem, çizgi film izlemek istiyor. Üstelik okula giderken zar zor uyandýklarý bir saatte, cin gibi ayaktalar. Ben ise “Bunun üstesinden gelebilirim!” diye ara gaz veriyorum kendime. Þimdilik fena da gitmiyorum ya, bazen patlamam yakýn gibi geliyor. Çocuklarýn niye böyle davrandýðýný araþtýrýrken önce bir kendime baktým. Yooo, bende bariz bir davranýþ deðiþikliði yok. Eskisi gibi devam ediyor her þey.  Eþim Hakan da öyle... “Peki, sorun nerede?” diye düþürken, kendi kendime “Belki de sorun yok” dedim, kafasýna elma düþünce yerçekimi aklýna gelen Newton edasýyla. Belki de sorun yok. Onlar sadece çocuk. Bazen somurtmak, sinirlenmek, sinirlendirmek istiyor olabilirler. Bunun da bir nedeni vardýr elbette ama bazen sadece içlerinden böyle davranmak geliyor olabilir. Böyle böyle sakinleþtirdim kendimi.

ÇOCUK OLDUÐUNU UNUTMAYIN

Kerem, kapýyý çarpmak istediðinde ona kararlý bir þekilde “Sinirlendiðini görüyorum. Ama kapýyý çarpamazsýn. Bu hem sana zarar verebilir, birinin eli sýkýþabilir hem de çok gürültü çýkýyor. Ben rahatsýz oluyorum” demem bu yüzden. Elvan avaz avaz “Seni hiç sevmiyorum. Yaptýðýn yemeði de yemeyeceðim!” dediðinde “Þimdi çok kýzgýn görünüyorsun. Biraz sakinleþ, sonra masaya gel!” diyebilmem de. Aslýnda biliyorum Kerem, kardeþi izinsiz oyuncaðýný aldý diye sinirleniyor. Kýzým ise ‘e’ harfini düzgün yapamadý diye... Bu ‘e’  harfi de nereden çýktý diyenler için, daldan dala atlamayayým. Elvan bu yýl anasýnýfýna baþladý. Abisiyle ayný okulda. “Hah, þimdi sorunun kaynaðý ortaya çýktý” diyenler olabilir. Kuvvetle muhtemel haklýlar da. Kerem’in ödev yaparken takýndýðý hal ve tavýrlarý hatýrlýyorum, Elvan biraz daha þanslý o yüzden. Misal ödevini yapmak istemiyor mu? Aslýnda yapamayacaðýný düþünüyor olabilir.

Yanýnda olup elini avucuna alýp bir türlü kývrýmýný yapamadýðý bir harfin üzerinden birlikte geçince dünyalar küçük hanýmýn oluyor. Sonra sýra sýra yapýyor diðer harfleri...

Kerem’e de uðraþýlarý sýrasýnda biraz zaman tanýdýn mý, her þey yolunda... Geçen gün banyo yaparken elleriyle küvette biriken suyu bir o yana, bir bu yana dalgalandýrýyordu. Bir kez “Oðlum etraf çok ýslanýyor, yapma!” dedim, ikinci uyarýya hazýrlanýrken “Hoooop” dedim kendime “O bir çocuk. Islanacak tabii etraf.” Havluyla kurulanýrken koþarak babasýna gitti. “Biliyor musun baba, dalgalarýn kýyýya vurduðu açý, rüzgarýn açýsýna göre deðiþiyor!” diye muþtuladý. Hakan “Ya, nereden öðrendin bunu?” diye sorunca Kerem’in verdiði cevap aklýma kazýndý. “Kendim öðrendim. Az önce banyoda denedim, ellerimle dalgalar yaptým!” Evet, bizim yaramazlýk dediðimiz þey, onlarýn en büyük öðrenme aracý... Bu da kendime altýný defalarca çizdiðim bir not oldu.