'PKK-YPG çözülme sürecine girdi'

GÜÇLÜER: ABD ile arası açılan PYD/PKK’nın güvensizliği arttı. SDG çatısı altındaki bütün Arap unsurlar ve Kandilden gelen PKK’lılar dışındaki Kürt guruplar bu çatıdan ayrıldı. PYD/PKK’nın çözülme sürecine girdiğini söyleyebiliriz.

 

HER PLAN HAZIRDIR, 2003’TE 89 AYRI PLANIMIZ VARDI

Türkiye Fırat’ın Doğusu için askeri bir operasyona hazırlanırken ABD çekilme kararı aldı. Askerî açıdan daha mı avantajlı şu an Türkiye?

Türkiye açısından operasyon planlamaları çok yönlü ve çok boyutlu olarak yapılmış durumda. B, C, D… planları her an mevcuttur ve sürekli güncellenir. Bütün ihtimaller, mevcut ve karşılaşılabilecek risklere karşı planlamalar yapılır. Örneğin 2. Körfez Savaşı döneminde Türkiye’ye yönelik muhtemel risklere karşı 89 ayrı askeri operasyon planı yapılmıştı. Operasyonun yönünü ABD’nin çekilme tarzı belirler. TSK’nın olası operasyon için bölgeye yaptığı stratejik konuşlanmalara bakarak Membiç ve Fırat’ın doğusu bir sektör olmakla birlikte, Kamışlı bölgesi dahil diğer alanlara yönelik planlamalar olduğunu söyleyebiliriz.

TSK’nın bölgeye sevkiyatı sürüyor. ÖSO hazırız açıklaması yaptı. Nasıl bir askeri harekat öngörüyorsunuz?

Bölgede ABD güçleri varken zaten Türkiye operasyon sinyalini vermişti. Dolayısıyla ABD, askeri varlığını Suriye’den koordineli şekilde çekerse Türkiye de Fırat’ın doğusuna büyük oranda girmiş olacaktır. 60-100 günlük takvim ABD’nin takvimidir, Türkiye’nin değildir. Burada zamansal ve mekânsal boşluklar bırakılmaması çok önemli. Aksi takdirde mevcut ve ortaya çıkması muhtemel başka tehdit odaklarının doldurma ihtimali vardır. Ayrıca PYD/PKK’nın yeni yetenekler kazanabilmesine yönelik derin güçlerin çabaları olduğunu da unutmamak gerek. Bu aşamada zaman yönetimi en kritik faktör. Tabii bu operasyonun Rusya ile de koordine edilmesi için Türkiye tarafından yoğun çaba harcandığını da görmekteyiz. 

 

İNİSİYATİF TÜRKİYE’DE, ÜSTÜNLÜK TÜRKİYE’DE 

Suriye sahasında belli bir tecrübesi var aslında Türkiye’nin? 

Elbette. Koordinasyon meselesinin ayrı bir önem ve önceliği olduğunu vurgulamak isterim. Türkiye tarafından bir yönüyle PYD/PKK’ya karşı terörle mücadele operasyonları icra edilirken, aynı anda rejim unsurlarına karşı tedbirler alınması, alandaki diğer ülkelerin güçlerine karşı önlemler icra edilmesi, IŞİD başta olmak üzere diğer terör ve radikal unsurlarla mücadele edilmesi, insani yardım faaliyetleri yapılması ve yapılan bu tür faaliyetlerin güvenliğinin sağlanması gibi aktiviteleri de yürütüyor. Aynı anda yeni kurumsal Suriye Devlet yapısının inşası kapsamındaki faaliyetlerin icra edilmesi ve bu doğrultuda istikrar sağlanan bölgelerde asayiş hizmetlerinin verilmesi, yerel yönetimlerin oluşturulması, sivil-asker ilişkilerinin düzenlenmesi ve psikolojik harekat faaliyetleri yapılması, Türkiye’ye ve Suriye’deki operasyonlara yönelik propagandaların etkisizleştirilmesi, Kızılay, AFAD, diğer kamu ve özel STK’la ile yakın çevredeki belediyelerin bölge halkı için yaptıkları çalışmaların güvenlik ve koordinesinin sağlanmasını da eş zamanlı olarak icra ediyor. Bunlara TSK içindeki Kara, Hava, Özel Kuvvetler, İstihbarat, Keşif, vb. unsurların kontrol ve koordinesi, lojistiğin zamanında ve yeterince karşılanması, ÖSO ile iş birliğinin tesisi gibi pek çok husususun sağlıklı şekilde yerine getirilebilmesi için güçlü koordinasyon sistem ve faaliyetlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

 

PKK-YPG İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI 

Riskler, tuzaklar, değişken muhataplar var… Saha ne halde?  

Türkiye bu operasyonda inisiyatifi elinde tutmakla başlangıçtan itibaren önemli bir üstünlük sağlamış durumda. Çok değişik noktalardan değişik zamanlarda veya eş zamanlı karma harekatlar yapabilme kabiliyeti, sürecin aynı zamanda siyasi yönetiminde de Türkiye’ye avantajlar sunmaktadır. Öncekilerden farklı olarak şehirlerin etrafından ziyade içlerine tünel ve mevzilerin inşası, PYD/PKK’nın halkı canlı kalkan olarak kullanma isteği zayıflığını da gösteren bir işaret. Önceki dönemlerden çok daha fazla çocuk savaşçılar (!) var ki bu durum terör örgütünün içine düştüğü zayıflık ve çaresizliği, toplumsal desteğinin olmadığını gösterir. 

Bu arada özellikle Afrin operasyonundan sonra ABD ile aralarındaki mesafe daha da açılan PYD/PKK’nın, ABD’nin çekilme kararından sonra Afrin akıbetine uğrayacaklarını bilmeleri, ABD’ye karşı güvensizliklerinin daha da artmasına neden oldu. Bakınız şu an itibariyle Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki bütün Arap unsurlar bu yapıdan ayrıldılar. Aynı şekilde Kandilden gelen PKK’lılar dışındaki Kürt guruplar da bu çatıdan ayrıldı. Yani PYD/PKK’nın çözülme sürecine girdiğini söyleyebiliriz. Türkiye’nin baskısı devam ederse terörist örgütün alanda neredeyse geri dönüşü olmayacak şekilde güç kaybına uğramasının güçlü bir ihtimal olduğunu söyleyebiliriz.

 

SURİYE’DE MATRUŞKA POLİTİĞİ İŞLİYOR

Önceki operasyonlardan biraz daha farklı olacak herhalde bu defa. Geniş bir alan ve anlaşılan geniş bir zaman söz konusu… 

Bu kadar çok küresel ve bölgesel aktörler ile bunların kullandıkları terör aparatlarının sahada bulunduğu Suriye ortamında sorunların kısa sürede çözümlenebilmesi pek mümkün görünmüyor. Millet olarak tez canlıyız ama Ortadoğu’yu bu hale getirenlerin hesapları uzun süreli. Ben buna “Matruşka Politiği” diyorum. İç içe geçmiş birbirleriyle irtibatlı ve çok boyutlu ilişkiler yumağı. Bu nedenle Türkiye şu ana kadar ortaya koyduğu stratejisini sabırla ve adım adım uygulamaya devam etmelidir. 

 

YAPAY ZEKA SİLAHLAR BÜYÜK AVANTAJ

Önceki operasyonlardan farklı olarak şayet kalmaya devam ederlerse Fransa, İngiltere vb. sahadaki kurumsal aktörlerle teröristlerin iç içe olmaları, halkı yine canlı kalkan yapmaya çalışmaları gibi hususlar operasyonda daha fazla ve yoğun şekilde SİHA ve İHA’ların kullanılmasını gerekli kılabilir. Türkiye’nin son dönemde ürettiği, Sincar ve Karacak Dağı operasyonlarında başarıyla kullandığı yapay zeka teknolojisi TSK’ya büyük avantaj sağlayacaktır. Uçakların her hedefe yönlendirilmesi uygun olamadığından, özellikle ani çıkan ve/veya hesapta olmayan hedeflerin SİHA’lar tarafından imha edilmesi, edilemiyorsa savaş uçaklarının bilgisayarlarına aynı anda koordinat bilgilerinin girilmesi ve hedefin neredeyse milisaniyeler içinde vurulabilmesi mümkün hale geldi. 

Suriye iç savaşı bitmeye yaklaşıyor, diyebilir miyiz?

Suriye’deki iç savaşın bittiğini veya kısa sürede biteceğini söylemek çok zor. ABD’nin bölgeden çekilme örneğinde olduğu gibi şayet Türkiye’nin çabaları sonuç vermeye devam ederse süreç kısalır. Ancak sadece ABD değil pek çok aktör Suriye alanında ve hepsinin bir hesabı var. Özellikle yeni Sykes-Picot peşinde olanlara dikkat çekmek isterim. Fakat resmi askeri gücüyle sahada olan bir tek Türkiye olduğunu, ABD dışında alana ilave askeri konuşlanmalar yapabilecek başka ülke bulunmadığını ve ayrıca zamanın da 1916 olmadığını hatırlatmak isterim. 

 

TRUMP YPG-DEAŞ İLİŞKİSİNİ TEYİT ETTİ

ABD Dışişleri Bakanı “ABD’nin görevi Türklerin Suriye’de Kürtleri katletmesini önlemek” gibi skandal sözler etti! 

Pompeo terör örgütü ve yandaşlarına siyasi ve psikolojik destek sağlamaya çalışıyor. Çekilme kararı veren ABD’nin bu aşamada daha farklı seçeneklere yönelebilme ihtimalini zayıf görüyorum. Tabii ABD Başkanı’nın söylemi ilginç. PYD/PKK’nın DEAŞ’e petrol satmasından rahatsız olduğunu ifade etmesi, aynı zamanda Türkiye’nin de PYD/PKK ile DEAŞ arasında iş birliği olduğuna dair söylemleri desteklemesi bakımından çok önemli. Çünkü PYD/PKK’ya DEAŞ’la mücadele ediyor görüntüsü altına meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyorken, böyle bir söylem her ikisinin de terör örgütü olduğunu açığa çıkaran önemli bir açıklama. Bu açıklama Pompeo’nun söylemiyle de örtüşmüyor. 

 

GÜÇLÜ TÜRKİYE TÜKENMİŞ ESED’LE NİYE GÖRÜŞSÜN!

Eski askerlerden “Ankara Şam ile ilişki kurmalı, Esed’le konuşmalı” diyenler var. Değerlendirmeniz ne? 

Siyasi, ekonomik ve askeri gücü tükenmiş, var olabilmek için Rusya’ya bağımlı olan ve başka bir seçeneği olmayan Esed ve Rejimiyle Türkiye neden resmi muhataplık tesis etsin? İdlib’e rejimin girişi Türkiye’nin baskısıyla Rusya tarafından engellenmedi mi? Keza Halep operasyonu. Esed ve rejimi muhatap alındığında yarın “Afrin’den çıkın oraya PYD/PKK girecek” derse ne olacak? Geçmişte Afrin’i Esed PYD/PKK’lılara altın tepside vermedi mi? Bugüne dek Rejimin öldürdüğü insanların ve yerinden edilmiş milyonlarca Suriyeli’nin durumu ne olacak? Bu tür söylemler son derece sakıncalı ve biraz da maksatlı.

Ne amaçla maksatlı?

Rejim-PYD/PKK işbirliğini meşrulaştırma girişimleri. Bir örneği geçtiğimiz hafta Membiç’in 22 km batısındaki Armiah kasabasında yaşandı. İki adet 1970 model T-60 tankı ile iki adet Şam’daki tamirhanelerde metal levha ile kaplanmış arabanın kasabaya gelmesi sanki Rejim ordusunun kasabaya zafer edasıyla girişi gibi sunuldu. Daha ilginci kasabadan çekileceklerini söyleyen PYD/PKK’lıların rejim üniforması giyip rejim bayrağı asarak kendilerine meşruiyet sağlama entrikasıydı. Tabii bunları Türkiye gayet net biliyor. Mevcut rejimle kurumsal muhataplığın uluslararası düzlemde hukuki sonuçları olur. Bunun dışında insani ve operasyonel bazı bilgilendirmeler alt kademelerde, istihbarat unsurları arasında mümkündür ve olmalıdır. Türkiye ne yapacağını açık söylüyor, gizli bir ajandası yok. Türkiye’nin ne yapacağını ya da yapmayacağını dünya biliyor.

 

TÜRKİYE’YE RAĞMEN OLAMAZDI GÖRDÜLER

“Trump’ın da içinde olduğu bir gurup ABD’li yönetici Türkiye’nin bulunduğu bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen PYD/PKK üzerinden vekalet savaşı yürütmenin sonucunun olmayacağını, en azından Suriye’de bunun çok mümkün olamayacağını anladı. O yüzden ABD’nin çekilmesi, Amerika’ya değil Irak’a doğru oldu. ABD içindeki güç mücadelesi bitmiş değil fakat ABD realitesini askeri kesimden daha iyi anlayan Beyaz Saray’ın, Pentagon’a karşı bir adım öne geçtiği görülüyor. ABD yönetimindeki Pentagonculardan yeni istifalar gelebilir.” 

 

SURİYE ORDUSU ÖSO’DAN OLUŞACAK

“Artık çeşitli isimlerle değil de hiyerarşik ve düzenli ordu sistematiğindeki gibi birlik numaralarıyla anılan ve yakın gelecekte Suriye Ulusal Ordusunu oluşturacak olan ÖSÖ’nun yüksek muharebe kabiliyetinin İdlib’teki gibi eylemleri önlemekte etkili olacağı söylenebilir. Bu tür provokatif eylemleri sağlayan ve yönlendiren derin güçlerin Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabileceklerini düşünmeleri gerekir. Bu tür olaylarla Türkiye’nin Suriye’deki genel stratejisini değiştirebilmek mümkün değildir.” 

 

RÖPORTAJIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ