Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Kiev seyahati öncesi yaptýðý “Ýzleme heyetine karþýyým” açýklamasýndan sonra baþlayan tartýþmalar sayýn Arýnç ve Gökçek’in karþýlýklý ifþaatlarýyla çok farklý bir noktaya evrildi. Yýkýcý olmamak kaydýyla parti içindeki tartýþmalar normal hatta gereklidir. Ancak AK Parti’nin önde gelen bu iki ismi arasýndaki durum o aþamayý çoktan geçerek ‘savcýlarýn sahasý’na kadar uzanmýþ durumda.
Bendeniz, Baþbakan Davutoðlu’nun el koymak zorunda kaldýðý bu kiþisel durum hakkýnda ‘görevsizlik kararý’ alýyor tartýþmalarýn baþladýðý noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Zira asýl konu, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bazý açýklamalarýna dayanýlarak “Erdoðan ile Davutoðlu arasýnda kriz var” algýsý oluþturma gayretleridir. Özellikle de bazý meslektaþlarýmýzýn bu tartýþmayý ele alýþ biçimini hayretle izliyorum. Çünkü zafer sarhoþluðunda ve “Oh olsun” havasýnda deðerlendirilen bu konu AK Parti içindeki bir siyasi çekiþme deðildir. Eðer devletin zirvesinde böyle bir problem varsa adý ‘devlet krizi’dir ve biz, zirvedeki krizlerin ne kadar pahalýya mal olduðunu yaþayarak öðrendik. Buna raðmen bu konuyu, hem Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan hem de AK Parti iktidarýndan kurtulmak için bir ‘altýn fýrsat’ olarak görmek, kendi kin ve nefretinin faturasýný ülkeye ödetmektir.
Baþkanlýða darbe, krize davet
Dikkatinizi çekti mi, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn eleþtirilerini devlet krizine çevirmek için elinden geleni yapanlarla, baþkanlýk sisteminin Türkiye’ye gelmemesi için gövdesini siper edenler ayný kiþiler...
Burasý önemli...
Sürekli tekrarlýyoruz; Türkiye ameliyatý yarým býrakýlmýþ bir hasta gibidir. Ülkenin sistem problemini, Erdoðan’ýn baþkanlýk arzusu olarak yansýtmak bilinçli bir aldatmacadýr. Türkiye’de Artýk parlamenter sistem de can çekiþtiði bugünkü Türkiye’de asýl bu kadar uyumlu bir devlet yönetiminin baþarýlabilmesine þaþmalýdýr.
Ana kriz sistem çürümesidir
Türkiye acilen sistem problemini çözmelidir. Bunun yolu da, millete dönüp “Biz size verdiðimiz hakký geri almak istiyoruz” diyerek tekrar parlamenter sisteme dönmeye kalkmak deðildir. Bu zaten tedavi deðil hastalýðý derinleþtirmek olur. Bu vebalden, “Erdoðan’ý baþkan yapmayacaðýz” gibi son derece ciddiyetsiz bir gerekçeyle kurtulmak mümkün deðildir. Bu, Erdoðan’ýn baþkanlýk projesi deðil, ülkenin yönetim krizinden tek çýkýþ yoludur. Bu konuda bariyer kuranlar gerçekten ülke için endiþe taþýyorlarsa önyargýsýz bir yaklaþýmla en isabetli sistemin tesisine katký saðlamalýdýr.
‘Harama el uzatýldýysa...’
ZAMAN gazetesi “100 puanlýk torpil” manþetiyle, Silivri Cezaevi’ne alýnan 75 memurun tespitinde torpil yapýldýðýný iddia etmiþti.
Ýki gün önce dudak uçuklatan bir KPSS Operasyonu baþlatýldý. 2010’daki sýnav öncesinde bütün doðru cevaplar, birbirine paralel 2 bin 260 kiþiye daðýtýlmýþ!
Bu haberi dün bütün gazeteler, savcýlýk bilgilerine dayalý olarak manþet yaparken, 75 memuru manþetine taþýyan ZAMAN, 268 bin adayýn hakkýný gasp eden bu haramzedeler hakkýndaki iddiayý soruþturup sonuçlandýrýyor ve “Bazý özel okul ve dershanelerin baþarýsýný gölgelemek amacýyla yapýlan bir operasyon” olduðuna karar veriyor!
Bu ilginç gazetecilik anlayýþlarýna uyarý Pensilvanya’dan geliyor:
- Harama el uzatýldýysa yiðitçe halka itiraf edilmeli...