Asıl suçlu kim?

İstiyorlar ki, bize her hakareti, her aşağılamayı yapsınlar, dövsünler hatta öldürsünler ama bizler ses çıkarmayalım, karşılık vermeyelim.

Karşılık gördüklerinde de hemen ağlayıp sızlarlar. Gördükleri karşılık alt tarafı enseye bir şaplak! Canları da bu kadar!..

Bunlar "Devrimci şiddet" diyerek bomba da atarlar adam da vururlar. Lâkin suçlu kendileri değil öldürdükleridir! Evet, onlar kesinlikle suçlu değillerdir! Şiddete "mecbur" bırakıldıklarına dair bir sapkın inanca sahip olduklarından dövdükleri veya öldürdükleri suçludur!

Aslında suçlu bunlar değil. Suçlu, bunların şenaâtlerine sessiz kalan, korktuğu için yaltaklananlar. Yıllarca bu şahsiyetsizler önümüze siyasetçi, kanaat önderi, yazar-çizer, hoca kimlikleriyle çıkartırdılar.

Kendi korkaklıklarını, sünepeliklerini, satılmışlıklarını bizlere 'olgunluk' diye pazarlayıp mâlûm kesimin şirretliklerini artırırken bizleri ezdirdiler. Şahsiyetli tavır gösterenleri de, onların diliyle yaftaladılar.

22 yıllık Ak Parti iktidarında tek değişmeyen şey bu ezik, sünepe, korkak taife. Türkiye'nin 'mutlak gücü' olarak görülen statüko bile değişti ama bu sünepe taife değişmedi. Korkaklık, sünepelik ruhlarına işlemiş. Çok da çıtkırıldım olurlar, efendime söyleyeyim!

Allah'tan değil kuldan korkan bu taife "Aman ağzımızın tadı bozulmasın", "Aman kurduğumuz ekmek teknelerine bir şey olmasın" psikolojisiyle yaşıyorlar. Korkaklığı, ezikliği bir yaşam biçimi haline getirmişler. Sürekli hesap kitap yapıyorlar, sanki 1000 yıl yaşayacaklarmış gibi; hoş, 1000 yıl da yaşasalar sonunda ecel gelecek.

"Aman ağzımızın tadı bozulmasın"cılar FETÖ konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı anlayamamışlardı. Başkan Erdoğan, "Bunlar terör örgütü, korkmayın söyleyin" dedikçe bu taife sustu. Niye, "Şimdi ne gerek var terör örgütü demeye, ağzımızın tadını bozmaya. Bakalım sen mi onları yeneceksin yoksa onlar mı, ona göre konuşuruz" dediler.

Nitekim, ne zamanki 15 Temmuz işgal teşebbüsü oldu ve halk devleti FETÖ'nün elinde alıp devleti alıp Başkan Erdoğan'a tekrar geri verdi o zaman konuşmaya başladılar. "Yok FETÖ böyleydi, yok FETÖ şöyleydi" diye kamera karşısında ahkam kesmeler...

"Aman ağzımızın tadı bozulmasın"cıların 100 yıllık tarihinde daha neleri var da köşe yazısı değil kitap yazmak gerekiyor.

"Aman ağzımızın tadı bozulmasın"cılardan bahsetmek bile insanda mide bulantısı yapıyor. Sizlerin de daha fazla midenizi bulandırmamak için yazıyı burada noktalıyorum!

Son olarak, bu "Aman ağzımızın tadı bozulmasın"cıların ağızlarının tadını bozmadan şahsiyetli bir nesil yetiştirilemez.