Soma faciasý bize ders olsun mu? Olsun... Evet, olsun. Bu temenninin peþinden þöyle denebilir: Böyle facialarý önlemek için ne gerekiyorsa yapýlmalý... Peki, ne yapýlmalý? Ne yapýlmasý gerektiðini kime soralým? Ne yapýlmasý gerektiðini kim tayin etsin? Yapýlacaklarý kim belirlesin? Bunlarla ilgili çalýþmalarda hangi kýstaslara baþvuralým? Bu sorularýn cevabý hem kolay hem zor.
Mühendislik alanýndaki standartlar uzun yýllarýn ve tecrübelerin eseridir. Bu sebeple herhangi bir mühendislik ürününün hangi standarda göre üretildiðini bilirseniz karar vermeniz çok kolay olur. Hizmet alanýnda da benzer standartlar meydana getirmek mümkündür. Ýþin bu kýsmý mühendislik alanýndaki kadar olmasa da uygulanabilir sonuçlar vermektedir.
Hayatýn her alanýnda böyle standartlar meydana getirmek mümkün mü acaba? AB böyle bir gayretin sonucu. Galiba dünya görüþleri, standartlarýn oluþmasýnda temel teþkil ediyor.
Bugün bizim Soma türü facialarý önlemek için önümüzde bir imkân var. Avrupa Birliði normlarý ve bu konulardaki uluslararasý anlaþmalar “ne yapýlmalý” sorusuna cevap arayanlar için gerçekten bir imkândýr. Bunlarý Türkiye’deki mevzuatla eþleþtirmek bize kolay bir çözüm sunar. Bunu beðenip beðenmemek ayrý bir konu, ama unutmayalým, böyle sorunlarý kaygý edinen ve düzenlenmesi gereken bir alan olarak gören organizasyonlar var karþýmýzda. Eðer bir alaný boþ býrakýyorsanýz o alaný ilgililerin hayata bakýþ tarzýna býrakýyorsunuz demektir.
Belli ki bizim mevzuatýmýzda eksiklikler ve yanlýþlýklar var. Bu yanlýþlýklara küçük, küçük dedim ama aslýnda büyük bir örnek verebiliriz. Maden ocaklarýndaki iþ güvenliði uzmanlarýnýn maaþýný kim veriyor dersiniz? Maalesef o ocaðýnýn iþletmecisi. Oysa bu uzmanlar o iþletmeye bir minnet duygusu içinde olmadan çalýþmalý deðil mi? Aslýnda böyle bir teklif de vardý. Maden ocaðý iþletmecileri tarafýndan oluþturulacak bir fondan karþýlansýn bu uzmanlarýn ücretleri diye.
Büyük bir milletiz. Böyle acýlarý çok yaþadýk. Bunun da altýndan kalkarýz. Önemli olan bir daha bu tür felaketlere yol açan vurdumduymazlýðý terk etmek ve bize bir þey olmaz zihniyetinden vaz geçmek. Geride kalanlarý, dul ve yetimleri düþününce, SGK imkânlarýndan baþka, onlar için önceden düþünülmüþ bir dayanýþma mekanizmasýnýn yokluðu hazin deðil mi? Þimdi kaybettiðimiz iþçileri þehit saymanýn ve geride býraktýklarýna destek olmanýn telaþýna düþüyoruz. Yarýn baþka bir durum için ayný sýkýntýyý yaþamamak adýna geliþtirebileceðimiz bir dayanýþma organizasyonunu bugünden hazýrlasak yeridir.
Sadece bu olayda ortaya çýkan durum için deðil hayatýn her alanýný kucaklamak üzere standardizasyona ne kadar çok ihtiyacýmýz var. Görünür ve görünmez standartlara desek daha doðru sanýrým. Görünmez standart kimine göre insan haklarýdýr, kimine göre Allah korkusu. Görünür standartlarý yaratmak ya da yaratýlmýþ standartlarý kullanmak bizim yüz yüze olduðumuz sorunu çözer.
Biraz da çeliþkiler toplumu olmak gibi bir açmazýmýz var. Bir yanda bize bir þey olmaz zihniyeti var, bir yanda acil servis aracýnda çarþaf kirlenmesin diye çizmelerini çýkarmak nezaketini gösteren bir anlayýþ var.
Þu dört husustaki eksikleri ve aksamalarý gidermek zorundayýz. Bir: Mevzuatýmýzý AB ile tam uyumlu hale getirmeliyiz. Ýki: Ýþletme sahibi kendisini görünür ve görünmez standartlarla baðlý hissetmeli. Üç: Denetim mekanizmasýnýn daha etkili hale gelmesini saðlamalýyýz. Dört: Ýþçilerin eðitimi olmazsa olmazlarýmýz arasýna girmeli. Sendikalar ocak içinde aktif olmalý. Gözü dýþarýya kaymamalý.
Yeni Türkiye bu zihniyet deðiþimiyle mümkün olacak. ‘Yardým yapmayýn, hükümete yarýyor, ölenler iktidara oy verdi, ölümü hak ettiler’ diyen bir anlayýþa sahip medya ve onu kollayanlarla AB’ye girmemiz hayal deðil mi?
Bu yazýyý bitirmeden gelen haber, ocak içindeki karbonmonoksit artýþýnýn iyi izlenmediðini ve teknik nezaretçilerin boþ vermiþliðini söylüyor. Ýþte para hýrsý, sindirme, vurdumduymazlýk ve bir þey olmaz anlayýþýnýn yol açtýðý sonuç bu: 301 can.
“Ýþte gidiyorum çeþm-i siyahým” türküsüyle tanýdýðýmýz Âþýk Mahzuni Þerif’in “Madenciler” türküsünü bilir misiniz? “Kömür gibi kadere bak” diyen türküsünü...