Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Aşırı mecburiyette sıkışmadan çözüm niyetleri yok

Güney Kıbrıs gelişmeleri ilginçleşiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun -Dördümüz masaya oturalım, çözüm bulalım- önerisini hem Atina hem de Rumlar reddetti. Gaz meselesini konuşma önerisi de reddedildi. Demek ki sürecin kendi kendini bir yola sokmasını bekleyeceğiz. Siyaset gelişmeleri belirleyemiyorsa, gelişmeler siyaseti belirler.

Güneyde başlayan ve Yunanistan’da yatıştığı sanılan ekonomik kargaşanın siyasi yansımaları olacak. Aslında zaman, çözüm zamanı, ancak Rum ve Yunanlı dostlarımız aşırı mecbur kalmadıkça bir adım atmamakta ısrarlılar. Demek ki çalkantıyı izleyeceğiz ve -aşırı mecburiyet- noktasını bekleyeceğiz.

Güneydeki durumun Euro Bölgesi’ne Euro’ya yansıması şimdilik yok, ancak gelişmeleri Euro bankalarına etki açısından izlemek gerekiyor... Güney, Euro’da kalarak siyaseten koruma altında kaldığını sanıyor. Öyle bir durum yok. Euro’da kalarak sürekli çıkmazda kalmaktalar. Ekonomi yüzde 10 daralacak diyenler -yüzde 25 daralır- demeye başladı. İşsizlik halen yüzde 15 ve yakında yüzde 30 olacak. Kısa süre önce oran yüzde 5 idi, süreç daha yeni başladı. Klasik piyasa tanımıyla Güney Kıbrıs -yavaş çekim raydan çıkan tren ve vagonları- görünümünde. Ekonomik daralmadan, borçtan ve tasfiyeden Euro’da kalarak çıkmak mümkün değil. -Ekonomi- bankacılık ve turizm idi. Bankacılık artık yok. Turizm için de devalüasyon ve sürekli rekabetçi fiyat gerek. O da Euro ile olmaz.

Belki o yüzden Güney Kıbrıslılar batılı medyacılara -Burada kan çıkacak, şiddet artacak, insanlar öfkeli... Biri eline silah alıp bu işin sorumlularını arayacak- demeye başladılar. Güneyde silah ve cephane konusunda bir sıkıntı muhtemelen yok. -Türk tehdidi- diye herkeste bol miktarda silah olduğu biliniyor.

Bu arada Yunanistan’da geçici sükunet var. Eylüldeki Almanya seçimleri şerefine sağlanan bir sükunet. Ancak Rum tarafındaki ekonomik darbenin Atina’ya da yansıması var. Güneydeki kriz aslında Yunanistan’dan kaynaklanıyor. Bunu siyasiler pek dile getirmiyor, ama halk, -Krizin Yunanistan yüzünden koptuğunu- konuşmaya başladı... Yani ateş düştüğü yeri yakıyor.

Yunanistan bütün muhabbetine rağmen Güney’den sıçrayacak ekonomik riskler görüyor. Yunan hükümetinin Güney Kıbrıs konusunda üç ekonomik risk gördüğünü Yunan medyası yazıyor:

1- Bankalara Hücum Riski: Dedikleri, -böyle bir durum asla olmamalı, buna asla izin verilmemeli. Yunanistan’daki Rum bankalarına da hücum önlenmeli. Başlarsa, Yunan bankalarına da sıçrar-... Son durumda günlük 300 Euro limit koyup Güney’de banka hücumu şimdilik önlendi. Ama sınırlama sonsuza dek sürecek mi? Zaten Yunanistan’da hücum olursa, diğer Euro ülkelerine sıçrar. Zayıf halka: Yunanistan’daki Rum bankaları.

2- Özel Sektör Krizi: Rum bankalarındaki mevduata el konduğunda, Rum şirketlerin ve Güney’de iş yapan Yunan şirketlerin parasına da el kondu. Bu şirket krizi Yunanistan’a  yansırsa, olay büyür. Yani adadan Yunanistan’a gelecek özel sektör iflasları...

3- Euro Bölgesi’nde hava bozulursa: Bu hem Atina’ya hem Güney’e risk. Havanın bozulması başka faktörlere de bakıyor. Yunanistan, ‘havanın bozulması’ halinde özelleştirmelerin ve yabancı sermaye girişinin aksayacağını düşünüyor.

Ve de Yunan hükümeti iç değerlendirmesinde  -Türkiye’nin bu krizi kendi lehine kullanacağını- düşünüyor. Bunu önlemek için de mevcut durumu korumak isteyecekler, eski söylemleri tekrarlayacaklar, hiçbir şey olmamış gibi davranacaklar... Mevcut durumun korunacak hali yok, ama mevcut durumun çökmesini beklemek de bir çözüm.

Rusya’nın Güney Kıbrıs konusunda giderek sakinleşmesi dikkat çekici. Öncelikle, büyük paraların bankalar kapalıyken zaten adadan çıktığı anlaşılıyor. Rusya’nın Güney’deki bankalarından dışarı transferler olmuş. Ayrıca  Rusya’daki Rum banka temsilciliklerine para akışı sürmüş. Ve de Güney’deki Rus bankalarına dokunulmuyor... Her durumda Ruslar’ın Güney’deki kaybının 5-6 milyar Euro olduğu sanılıyor. Bu alt limit ve Ruslar’da -sonra sorun çözülecek- beklentisi var... Medya Rusya’ya Kıbrıs’ta gaz, üs vs verdi ama onlar medya senaryosuydu. Türkiye’nin bu işlere taraf  olduğunu hatırlayanlar zaten bu senaryoların üzerini çiziyor. Ve gaz? Tekrar: Gaz Güney’in krizine çare değil. Gazın miktarı az, yolu da kapalı.   

twitter.com/selimatalayny