Geçenlerde sosyal medyada Fransýz polisle bir Türk Müslüman kardeþimizin medeniyet anlayýþý üzerinden tartýþmasýný yansýtan video dolaþtý.
Gayet sakin ve sabýrlý bir biçimde Fransýz polisin Türklere yönelik tutumu, ýrkçý ve ötekileþtiren tavrýna sadece medeniyet kurgusu kabiliyeti örnekleri ile cevap veren, milletini sahiplenen kardeþimizin yanýtlarý Fransýz polisin sabýrsýz tavýrlarýna neden oldu!
Verilen cevap, gayet güzel ve yerinde idi. Lakin Fransýz polis memurunun tutumu ve tavrý, þimdiki Fransa özelinden Avrupa'nýn geneline dalgalanan aþýrýlýklarýn sonucuna dikkat etmek gerekmektedir. “Neden” diye sorarsanýz, bu küçük ölçekli durumlarýn genelde Avrupa'yý götüreceði yeri þimdiden görmek anlamak þarttýr.
Ýkinci Dünya Savaþý’nýn öncesine gidersek, Avrupa'nýn genel atmosferinin nasýl bir çýkmaza girdiðini görebiliyoruz. Zaten bu çýkmazlar sonucu, savaþlarýn körüklendiði ve zemin oluþturduðu bir gerçektir.
Burada suni oluþturulan zeminlerin yaný sýra, doðal gelinen noktalar da gözden kaçýrýlmamalý!
Batý'nýn yüzyýllarca kendi aralarýndaki savaþlarý þimdiki durumu yorumlarken konu baþlýðý yapmamýz lazým. “Neden” diye sorarsanýz; bu sosyolojik durum, geleceðin siyasi mahiyetinin temelini oluþturacaðý açýktýr.
Fransa'da artan ýrkçýlýðýn, Fransýz siyaset ve devlet yapýsýný etkilemeden geçmeyeceði açýktýr. Toplumsal deðiþimlerin, devletin tüm politikalarýna yansýmasý kaçýnýlmaz durumdur! Almanya'yý Ýkinci Dünya Savaþý’na götüren süreç ve gerekçelere baktýðýnýzda, bunu görmemiz mümkündür.
Evet, bu ortam ve tutuma itekleyen nedenleri göz ardý edemeyiz, yani toplumun katmanlarýna inmiþ durumun doðal taraflarý olduðu kadar, bunu körükleyen zemini analiz etmek þarttýr. Tüm bu yönlendirmeler ve suni oluþturulan kriz ortamlarýnýn ise tek nedeni, yeni küresel sisteme geçiþte kimin masada olmasý, kimin olmamasý üzerine hesaplanan mühendislik aklýnýn olduðu kesindir. Fransýz Cumhurbaþkaný Macron'un son beyaný, kendisi için de bulunmak üzere gelinen noktada çöküþün ve “Batý medeniyeti” diye yansýtýlan deðerler sisteminin kendi yönünü terk ettiðinin sinyalidir.
Bu durumda, kendi geleceðimiz ve insanoðlunun geleceði açýsýndan olaylara bakabilenlerin dönemi devrede olacaðýný göz ardý etmemeliyiz. Ýnsaný kucaklayan ve insan odaklý siyaset inþasý, tüm bu dayatmalarý bozacak güce sahiptir. Bu bakýþ açýsýný “kendi damarlarýnda taþýyan medeniyet kurabilme kabiliyetinin” Ýslam'la þahlanan ve doðru yolu takip eden Türklerin kabiliyet hinterlandýna ait olduðu ise bir gerçektir. Evet, zor dönemde ve meþakkatli zaman dilimindeyiz. Lakin bu dönemi aklý, bilek gücü ve medeniyet inþa kabiliyeti ile hiç taviz vermeden sabýrla takip eden Türkiye, günün sonunda çaðýn esas kahramaný olacaktýr. Konulara, taktik hamleler yerine stratejik hedefler parametresinden bakmayý, görmek istemeyenlerimize bile zorla göstermemiz, hiç üþenmeden, küsmeden, yorulmadan þarttýr.
Ýçerideki birlik temelimiz, dýþarýdaki dayatma zorlamasýnýn karþýsýna çýkartabileceðimiz en büyük silah olduðunu unutmazsak, unutmaya meyilli olanlarýn da uyanmasýna yardým etsek, baþarý hiç kuþkusuz Alem-i Ýslam'ýn olacaktýr. Bu bakýþ açýsýndan bakabilen Türk Milleti, aynen Fransýz polise cevabýnda hiç taviz vermeyen kardeþimizin taþýdýðý deðerlere sahip olduðu için, þimdi içinde bulunduðumuz çaðýn selamete varmasý açýsýndan kritik yere ve role sahip olduðunu ise asla unutmayalým...