Çok bildik bir sözdür bu deðil mi? Günlük konuþmalarda çok kullanýlmasa da papatya falýndaki “seviyor-sevmiyor” kadar akýllara çakýlýdýr.Aþk mý nefret mi sorusunu bir süredir toplumsal tercihlerimize uyguluyorum. Sonra vardýðým sonuçlardan kendim korkuyorum....
***
Eskiden Fenerbahçelilik ya da Galatasaraylýlýk vardý.Aþk ile takýmýna baðlý olan taraftarlar için ezeli rakiplerine üstünlük saðlamak yeterliydi. Son dönem tamamen deðiþti bu iþ.
Þimdi Fenerbahçelilikten çok Galatasaray nefreti ya da Galatasaraylýlýktan çok Fenerbahçe nefreti hakim hayatýmýza.Rakibine üstünlük saðlamak yetmiyor nefret üzerinden taraftarlýkta.Nefretle yola çýkan rakip hep baþarýsýz olsun, Türkiye puan kaybedecek olsa bile
Avrupa kupalarýnda fark yesin, ekonomik olarak batsýn temennileri yükseliyor...
***
Bu aþk-nefret iliþkisi sadece futbol stadyumlarýyla sýnýrlý kalmýyor maalesef...
Kimileri, ülke fakirleþir, insanlar iþsiz kalýrmýþ diye umursamadan ekonomide kriz çýksýn istiyor. Bu isteðin gerekçesini de “iktidar ancak böyle oy kaybeder”‘e baðlýyor.
Kendi siyasi görüþünü seven deðil ancak rakip siyasi görüþten nefret eden adam kriz duasýna çýkar.
Bir siyasi görüþü aþk ile sevmek demek herkesin daha zengin daha mutlu olduðu bir Türkiye vaat etmektir. Ýþin içine nefret girince herkesin daha fakir daha mutsuz olduðu bir Türkiye dileði çýkýyor ortaya, ne acý...
***
Ýnsan psikolojisi üzerine yazýlan tezlerde aþk ile nefret arasýnda çok ince bir çizgi olduðu iddia edilir. Kiþisel olarak belki öyledir, bilmem... Ama toplumsal tercihler söz konusu olduðunda aþk ile nefret arasýnda deðil çizgi dünyalar kadar fark çýkýyor ortaya.
Aþk ile sevince önce kendine bakýyor, takýmýn, fikrin daha iyi daha kuvvetli olsun diye çalýþýyorsun.Nefret ile yola çýkýnca kendinden çok nefret ettiðinde ilgileniyor ve ne pahasýna olursa olsun onun baþarýsýz olmasýný istiyorsun...
Ýnsan nefretten daha fazla hata yaptýran bir baþka duygu var mýdýr acaba?