Askere mektup…

Ruhum,

Terk edilmiş istasyonlar gibi rutubet yüklü

Travertenlere sinmiş geçmişin kömür kokusu

Ve

Kaderine terk edilmiş şimendiferin son çığlığı

Demirle ölümün buluştuğu yer zordur, asker…

Bilirim…

Artık her köşe bir Varşova gettosu

Ölümlerin son tavan arasındayız

Emperyalist saldırınca önce çocuklar ölür, gördün

Acaba ölen çocuklar kehkeşanda yıldız mıdır…

Şarapnelle yaralanmış 3 yaşında bir çocuğu göğsüne bastırırsın, yaşadım, nafile…

Ölen her çocuk Dow Jones’u yükseltir oysa

Savunma, enerji, ilaç kartelleri…

Karşılaştığın o paçavra, Wall Street’in bol yıldızlı bayrağı

Ölümlerle yükselen haksız servetlerin bir de marşı var

Beyzbol maçlarından önce söylenir

***

Sen…

Sıvasına para bulunamamış baba evinin çocuğu

“Biri de iyi ki varsın dese” diye kahırlanan

Kınalı kuzu

Yolu beklenen

Yüreğinde kavuşulamamış sevdalar ve

                                                                   yarin beline hasret

Sessiz, saygılı, fırtınalı, kavgacı, mütevazi, vakur

Türkücü, halay başı, saz üstadı

Delikanlı, harbi arkadaş, tribün lideri

Herkes biliyor yeri geldiğinde iyi menemen yaptığını

… Ve haklı savaşların adı bilinmeyen neferi olduğunu…

… Ve insanlığı infaz duvarının önüne dikenin hakkından geldiğini…

… Ve emperyalistin en çok senden korktuğunu…

***

1027 rakımlı tepeye, bak, gelemediler

Korkaklar…

200 dolarlık paralı askerlerin hükümdarları

Ucuz barbarların generalleri…

Yeminimizi önce yüce Rabbimiz

sonra

            Orhun

            Tanrı Dağları

            Ağrı Dağı

            Malazgirt

            Çanakkale

            Kul’ül Amare

            Dumlupınar

            Sakarya

duysun ki, apoletlerini sökeceğiz

Ve bilsinler ki

Verdikleri mermilerle toprağa düşen her evladın

                                               hesabı borcumuzdur…

 

***

“Beklemesinler” dedin ya çocuk,

- Mehmet Amca kahvede pek görülmüyor

- Balıkçı Osman’ın sesi duyulmuyor

- Berber Ziya’da sohbetin tadı yok

- Taksi durağında gözler son dakikalarda

- Aynur hanımı hiç sorma, durduk yerde gözleri yaşlı

- Melahat teyzenin altın günü iptal

- Maliyeden emekli Şevket bey artık haber izlemiyor

- Lamekan İbrahim “Ellerindeki silah helal parayla alındı, milletindir…” der durur

Postalında çamurunla

Hiçbir şey yapmamış gibi biraz utangaç

Zalimle hesaplaşmanın onuru ve

  zaferin tebessümüyle gel, asker…

Bekleniyorsun

 

Ardan ZENTÜRK

İstanbul, Şubat 2018