Muhalif basının ve ana muhalefet partisinin ısrarla gündemde tuttukları teğmenler meselesi iktidara karşı kullanılan bir argümana dönüştü.
Sadece bu durum bile olayın ne kadar ideolojik ve siyasi olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Bu mesele hükümete muhalif medyanın gece gündüz sürekli gündeminde.
Ana muhalefet genel başkanı ise teğmenleri yedirmeyiz diyerek efeleniyor. İhraçları halinde işlem yapanlara hesap soracaklarını, ihraç kararında imzası olan subayları iktidar olduklarında emekliye sevk edeceklerini söyleyerek tehditler savuruyor!
Kendi partisindeki muhalefeti affetmeyip sorumluları ihraç talebiyle disipline sevk ederken disiplinsizliğin dik âlâsını yapmış olanları bu şekilde savunması politika üretememenin getirdiği umarsızlık olsa gerek.
Çünkü ortada sıradan bir disiplinsizlik yok.
Israrla ve inatla âmirlerini dinlememek gibi kasten ve taammüden bir disiplinsizlik söz konusudur!
Taleplerinin içeriği bir kenara askeri üniforma giymiş bir ferdin amirlerinden yedi kez hayır cevabı almış bir eylemi icra etmesi açıkça başkaldırıdır. 'Seni tanımıyorum istediğim gibi hareket ederim!' demektir.
Yönetimin kaldırdığı eski yemini okumak için müracaat ediyorlar. Komutanlar, 'hayır' diyor. İkinci kez müracaat ediyor yine hayır cevabı alıyor. Üçüncü kez müracaat ediyor yine hayır cevabı alıyor. Bu talebi yedi kez tekrarlıyor, yedisinde de hayır cevabı alıyor ve buna rağmen törenden sonra üstelik basını çağırıp icra ederek tüm dünyaya 'Biz komutanlarımızı dinlemiyoruz!' mesajı veriyorlar.
Böyle bir disiplinsizliğin karşılığı, bırakın orduyu, sıradan bir sivil iş yerinde bile kişinin ilişkisinin kesilmesidir.
Evet, böyle bir disiplinsizliğin bırakın 7 kez yapılmasını ikinci kez yapılmasında bile nerede olursa olsun karşılığı ilişkinin kesilmesidir.
7 kez reddedilmiş bir eylemin basını çağırarak dünyaya duyurulacak şekilde icrası bağışlanacak, göz yumulacak ya da basit bir uyarı ile geçiştirilecek bir eylem değildir.
Yeminin içeriği ve atılan slogan ise bu işi organize edenlerin boğazlarına kadar yönetime karşı kin ve öfke ile dolu olduklarını gösteren ideolojik söylemdir.
Bir teğmen yönetim tarafından kaldırılmış olan eski metni neden ısrarla okumak ister?
Sebebi gayet basit bunun anlamı, 'Biz yönetimin yemin metnini değiştirmesini onaylamıyoruz, kabul etmiyoruz!' demektir.
Hem öyle çalışılmış ki yemin metnini tekrar eden teğmen kâğıttan falan okumuyor ezberden tekrarlatıyor.
Yani önceden ciddi biçimde hazırlanılmış olması ve idarenin izin vermemesine rağmen özellikle basını çağırıp okumuş olmaları ve de muhafazakârlara karşı kullanılarak ideolojik bir söyleme dönüşmüş olan bir sloganı tekrarlamaları, disiplinsizliğin ötesinde, bu işi organize edenlerin boğazlarına kadar siyasete battıklarını gösterir ki, ordu siyasete battığı zaman milletin de devletin de zarar görmemesi düşünülemez.
Elbette ki tüm teğmenleri itham etmek doğru olmaz. Mikrofonla çağrılan teğmenler eylemin bir itaatsizlik organizasyonu olduğunu anlayamayabilirler.
En küçük detayların bile belirlendiği orduda organizatör teğmenlerin mikrofonu ele geçirmeleri bir skandaldır, bir şekilde geçirmiş olsalar bile ses sistemine girmeleri, hele nerede nasıl duracakları belli olan basın mensuplarının alana girişine izin verilmesi oradaki kimi sorumlu subayların da bu işe göz yumduklarını gösterir.
Böyle bir itaatsizliğin ve disiplinsizliğin karşılığı sorumluların kesin ihracı olmalıdır.
İhraçtan gayri bir ceza amirlere itaatsizliği ve disiplinsizliği teşvik demektir.
İhraç da yeterli değildir askeri eğitim sistemi de mutlaka gözden geçirilmeli ve askere milletin askeri olduğu öğretilmelidir!
Benzer olayların yaşanmaması için!