15 Temmuz’dan sonra ‘müttefikler’den beklediði ‘demokratik desteði’ göremeyen Ankara, son bir aydýr ziyaret trafiði yaþýyor.
Önce Ýngiltere Baþbakaný Theresa May’i ABD’nin yeni baþkaný Donald Trump’ý ziyaretinden dönüþünde aðýrladý Ankara; ardýndan Almanya Baþbakaný Angela Merkel geldi. Bu iki ziyareti CIA Baþkaný Mike Pompeo ve ertesi gün Ýngiltere Genelkurmay Baþkaný Stuart Peach’in ziyareti izledi.
Bugün de ABD Genelkurmay Baþkaný Joseph Dunford Ankara’da. (Dunford, 6 Ocak 2016’da ve 15 Temmuz darbe giriþiminin ardýndan 1 Aðustos 2016’da Ankara’ya gelmiþti.)
Bu ziyaretlerin en ‘sönüðü’ Merkel’in ziyareti oldu. Çünkü Ankara, Merkel’den “PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin korunmamasýný ve Türkiye karþýtý propagandalarýna tavýr alýnmasýný, kontrol dýþý göçe karþý iþbirliðinin arttýrýlmasýný, bu süreçlerin de desteðiyle Türkiye-Almanya, Türkiye-AB iliþkilerinin ticari ve siyasi anlamda geliþtirilmesini” istiyordu. Daha geniþ bir ifadeyle, Merkel’den “propagandalara, algýlara ve yükselen yabancý karþýtlýðýna prim vermeden ülkesine ve AB’ye liderlik etmesini” bekliyordu.
Oysa Merkel, sorunlara çözüm ve ticari iliþkilerin geliþtirilmesine yönelik dosyalar yerine, Türkiye karþýtý baskýlara boyun eðdiðini gösteren ‘siyasi dersler’ vermeye çalýþtý. (Merkel, Mýsýr’ý ziyaretinde darbeci baþkan Sisi’yle ‘askeri ve ekonomik anlaþmalar’ imzalamýþtý!)
Ýngiltere Baþbakaný May ise Ankara’dan ‘siyasi iþbirliði’nin de göstergesi olan ‘5. nesil savaþ uçaðý TF-X projesi’nin ortaklýk anlaþmasýný imzalayarak ayrýldý.
Fark açýk.
Ziyaret trafiðinin ‘askeri ve istihbari’ özelliði öne çýkýyor.
ABD ile siyasi düzeyde yapýlan görüþmelerin de odak noktalarý bunlar.
CIA Baþkaný’nýn Cumhurbaþkaný, Baþbakan ve MÝT Müsteþarý ile görüþmeleri iki güne yayýldý ve oldukça uzun sürdü. Zira Pompeo ‘yeni’ istihbaratçý ama eski ‘asker’ ve ‘politikacý’…
Bu bakýmdan, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ‘sýr küpüm’ dediði Müsteþar Hakan Fidan modeli gibi, ‘siyasi karar mekanizmasýnýn içinde’ olan bir isim.
ABD yeni bir ‘küresel liderlik’ peþinde, Ýngiltere de AB’den ayrýlmakla hem Avrupa’da hem de ‘özel’ müttefiki ABD ile Rusya ve Çin arasýnda yeni bir konum oluþturmaya çalýþýyor.
Türkiye de ABD ve Ýngiltere’nin ‘yeni bir liderlik’ arayýþý, AB’nin ‘lidersizlik/karar mekanizmalarýný çalýþtýramama’ handikapý ve Rusya’nýn sonuç üreten liderliði arasýnda, ‘liderlik sorununu çözmüþ’ bir ülke olarak yeni bir iliþki biçimi kurmayý hedefliyor.
Bu yeni iliþki biçimini belirleyecek en önemli unsur, Suriye’de alýnacak inisiyatifler olacak. Zira Suriye, ABD ve Ýngiltere’nin ‘odaklandýðý’ üç konunun ‘DEAÞ terör örgütü, Rusya ve Ýran’ýn ayný anda bulunduðu tek yer.
ABD’de Trump yönetimi, CIA ve Genelkurmay Baþkaný ziyaretleriyle Ankara’dan DEAÞ, Rusya, Ýran ve FETÖ ile ilgili deðerlendirmeleri alýyor; Obama yönetiminden kendilerine býrakýlan dosyalarla karþýlaþtýrýyor, ‘saðlama’ yapýyor.
Türkiye ve Ýngiltere, ABD yönetiminin politika belirlemesinde etkili oluyor.
AB ise ‘izliyor’…
Bu ‘diyalog’ ve ‘politika belirleme’ sürecinin, Fýrat Kalkaný operasyonundan sonra baþladýðý da unutulmamalý.
Yani Türkiye’nin, “Suriye’de DEAÞ’la savaþacak tek gücün bir baþka terör örgütü YPG olmadýðýný, ciddi ve etkili bir koalisyon desteði ile ‘Suriyelilerin’ kendi ülkelerini kurtarabileceklerini” ortaya koymasýndan sonra…
Ancak bu tablo bugün her þeyin yoluna girdiðini göstermiyor.
Rusya’nýn tutumunun ne olacaðý, ABD-Rusya, ABD-Çin iliþkilerinin nereye evrileceði, ABD’nin Ýslam ülkeleri ve Türkiye’ye yönelik politikalarýnýn nasýl þekilleneceði henüz belli deðil.
Ziyaret trafiði henüz ‘bilgilenme, bilgileri doðrulama’ aþamasýnda.
Politika belirleme anýna kadar kritik ‘pazarlýklar’ yaþanacak.
ABD, ‘el altýnda bir Türkiye’ rahatlýðýndan kolay vazgeçmek istemeyecektir.
Ayrýca, 15 Temmuz darbe giriþimini alkýþlayan ve “Laik Türkiye’nin Ýslamcýlýða kayýþýnýn durdurulmasý” olarak gören Trump’ýn Ulusal Güvenlik Danýþmaný Michael Flynn’in Rusya baðlantýsý nedeniyle istifa etmesi, kabinenin kalanýnýn ‘Ýslam ve Türkiye dostu’ olduðunu göstermez.
Ankara gelecek için ‘iyimser’, ancak ondan daha fazla ‘ihtiyatlý’…