Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazýlarý

Asla zavallý deðil, Tanrý’ya yakýn ve dostunu düþmanýný biliyor

Reyhanlý’daki alçak saldýrýdan sonra gazeteci-profesör Tunku Varadarajan, Meksika’nýn 19. yüzyýl devlet baþkanlarýndan Diaz’ýn meþhur sözünü Türkiye’ye uyarlayan bir Tweet yazdý. Diaz’ýn sözü ‘Zavallý Meksika. Tanrý’dan çok uzak ve ABD’ye fazla yakýn’... Gerçi bu sözü Diaz’ýn söylediði tartýþmalýdýr. Söz, ABD gibi güçlü ve istediðini dikte   ettiren bir komþunun yanýnda zayýf Meksika olmanýn talihsizliðini yansýtýr... Tanrý’dan uzak- kýsmý, -Tanrý’nýn rahmetinden, korumasýndan uzak   olmak ya da Tanrý’nýn yardýmýndan uzak düþmek- gibi yorumlanabilir. Gerçi Meksikalýlar inançlýdýr. Kilise ülkede önemli bir kurumdur, ama bu söz zaten þaþýrttýðý için, kulak týrmaladýðý için, trajik olduðu için onyýllardýr tekrarlanýr. 

Tunku’nun uyarladýðý þekilde bu söz ‘Zavallý Türkiye. Tanrý’dan çok uzak, Suriye’ye fazla yakýn’ diye okundu... Türkiye’nin zavallý olmadýðý, Tanrý vurgusunun uygunsuzluðu tabii ki savunulur. Ancak burada benzetme unsuru var, söz Meksika aðýrlýklý. Yorum, -Türkiye Suriye gibi berbat bir komþusu olduðu için bu acýlarý yaþýyor- þeklinde.

Bu arada Tunku’yu Wall Street Journal’daki editörlüðünden tanýrýz, sonra Newsweek’te çalýþtý. Türkiye’yi seven, daha doðrusu Türkiye’yi iyi anlayan nadir Batýlý medyacýlardandýr. Akademik-aydýn birikimi saðlamdýr. AB Bakaný Egemen Baðýþ ile karþýlýklý Twitter yazýþmalarýnda da Meksika vurgusunun yanlýþ anlaþýlmamasýný istedi. Yani sorun Tunku’da deðil, sorun Suriye’de...

Baþbakan Erdoðan ile Baþkan Obama arasýnda perþembe günü yapýlacak görüþmenin Suriye karanlýðý ile gölgelenmemesini baþtan beri temenni ediyorduk. Gündemde ikili iliþkilerin, ekonomik iliþkilerin aðýrlýk taþýmasý gerekirdi. Bölgeye bakýþ, Barýþ Süreci, haritada Türkiye’yi merkez yapýp pergelle bir yuvarlak çizip o alana giren ne varsa, o konularýn ele alýnmasý beklenirdi. O yuvarlaðýn içinde zaten ne varsa, onlar da ABD’nin dýþ gündeminde.

Ancak Suriye’nin aciliyeti var. Suriye bu haliyle Türkiye’ye sorun ve gözyaþý ihraç ediyor. Hep tekrarladýk: Son 2 yýlda Türkiye’den baþka bir ülke Suriye’nin kýyýsýnda dursa, duman olurdu. Ancak þu noktada mevcut durumu ne savunmak, ne de korumak mümkün. Bundan önceki haftalarda Ürdün Kralý, Birleþik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi, Suudi Arabistan Dýþiþleri Bakaný, Katar Baþbakaný Obama’yý ziyaret ettiler. Ve hepsi ‘ABD liderlik yapsýn ve Suriye meselesini çözelim’ dediler. Hareketsizlik herkesi rahatsýz ediyor.

ABD içinde Cumhuriyetçi Parti muhalefeti Obama’yý Suriye’de tavýr almaya zorluyor. Senatör McCain’in -Türkiye’deki patroitlarla uçuþa kapalý bölge- talebi hâlâ geçerli. Kimse -Suriye’ye ABD askeri yollayalým- demiyor. Böyle bir talep de yok. Bu yapýdan çýksa çýksa Libya benzeri senaryo çýkar. ABD’nin direniþçilere aðýr silah konusundaki engeli, silahlarýn -radikal- unsurlara gitme riski... Senatör McCain, geçen hafta hava bombardýmaný istedi. Demokratlar’dan bazýlarý -BM Güvenlik Konseyi’ni yeniden deneyelim- diyor. Oradaki Rusya-Çin engeli sürüyor. 

Dýþiþleri Bakaný Kerry’nin Rusya ile -Ortak Suriye konferansý- her ne kadar hayal gibi dursa da Rusya’yý sahaya çekmeye yönelik adým. Rusya ise hayalleri kullanýp zaman harcýyor... Pazartesi günü Ýngiltere Baþbakaný Cameron, Beyaz Saray’daydý. Ýngiltere ile Fransa, direniþçilere aðýr silah verilmesinden yanalar. Þu noktada denklemi, direniþçilere aðýr silah verilmesi çözecek gibi... Obama’ya herkes -Daha fazla bekleyemeyiz- diyor. Baþbakan Erdoðan da muhtemelen ayný þeyi söyleyecek. 

Baþkan Obama geçen hafta -Baþkanlýk dönemimde, ben birþey yapýlacak dediðim zaman, yapýlmýþtýr. Hariçten konuþanlar niye hemen olmadý, neden gecikti gibi konuþtular, ama sonunda oldu. Mesela Bin Ladin, mesela Kaddafi- diyerek neden beklediðini açýklamaya çalýþtý. Kimyasal konusunda kanýt toplamak gerektiðini vurgularken -Varsayým üzerine uluslararasý  koalisyon inþa edemem- dedi... Biz ABD olarak yükümlülüklerimizi yerine getiririz- dedi...  Yani Bin Ladin, Kaddafi listesine Esad’ýn da adý eklenecek. Ona kuþku yok. Ancak geçen zaman, acýlarý derinleþtiriyor. Erdoðan-Obama görüþmesinin Suriye konusunda yaklaþýk da olsa bir takvim ortaya çýkarmasý, en iyi sonuç olacaktýr. Bu takvimi bizlerle paylaþmasalar da olur. Yeter ki bir takvim olsun.