Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Aslanın ağzına kafayı sokup beklemek

2007 yılında, zamanın ABD Başkanı George W. Bush, İran’ı bombalamaktan söz ediyordu. ABD Kongresi’nde en sert itirazlardan biri Senatör Joe Biden’dan gelmişti. Biden -Kongre kararı olmadan İran’ı bombalaması halinde Bush’un Yüce Divan’da yargılanacağını- söylüyordu. Genç bir senatör Barack Obama da -ABD’ye yönelik bir saldırıya karşılık verme durumu olmadığı için- Bush’un İran harekatına Kongre’den onay alması gerektiğini söylüyordu. Sonra Bush vazgeçti.

Cumartesi günü Beyaz Saray bahçesinde -Suriye’yi vuracağız, ama önce Kongre’den onay alacağım- diyen Başkan Obama ve yanındaki Başkan Yardımcısı Biden, 2007 çizgilerine döndüler...

Sirklerde hâlâ önemli numaralardandır... Aslan terbiyecisi kafasını aslanın ağzına sokar. Aslan ısırmaz. Ve alkış kopar... Başkan Obama şimdi aynı gösteriyi Kongre ile yapıyor. Suriye’ye bombardıman onayı isteyip, kafasını aslanın ağzına sokacak. Ancak bu kez aslanın ısırma ihtimali var. Aslanın kuyruğuna basmak isteyenler var.

Gemilerden Suriye’ye atılacak 150 civarı Cruise füzesi için Kongre onayına gerek yoktu. Obama muhalifleri bile izne gerek olmadığını kabul ediyordu. 

Ancak Obama’nın gerekçelerinden biri: İngiltere parlamentosu red deyince, yalnız kaldık. İzolasyonu aşmak için Kongre’nin teyidi gerekli... Burada aslında Başkan, Kongre’yi sorumluluğa ortak etmek istiyor. Diğer gerekçe: Gelecekte Ortadoğu’da başka bir operasyon ihtimali olursa, o zaman da Kongre’ye gitmek gerekecek- diye düşünüyor. Başka operasyon? Akıllarda İran var. Suriye’nin görünüşteki, İran’ın ise geri plandaki hedef olduğunu geçen hafta yazmıştık... Dışişleri Bakanı Kerry de önceki gün bombardımanın Hizbullah, İran, Kuzey Kore gibi merkezlere -ABD söz verdi mi yapar- mesajı vereceğini vurguladı. Ancak Şam’da etki yapmayacak bir harekat, İran’da da etki yapmaz... Ve son gerekçe: Obama bölgedeki müttefikler Ürdün, Türkiye ve İsrail’in de kimyasal tehdit altında olduğunu, bölgedeki ABD üslerinin benzer saldırıya uğrayabileceğini söylüyor. Suriye’ye komşu ülkelerin profilleri ABD’de yükseldi. Artık daha yakın Türkiye-ABD teması göreceğiz. 

Peki bu iş Kongre’den geçer mi? Tam üç yıldır kilitlenmiş ve Cumhuriyetçi muhalefetin nefes aldırmayıp, iş yaptırmadığı Kongre’ye Obama’nın gitmesi, bir cesaret.

Üstelik hazır gelmişken Obama’yı zor durumda bırakmak için tezkereyi reddetmek isteyenler var.

Kongre daha şimdiden Obama’nın bombardıman yetki tezkeresinin -çok geniş- olduğunu, daraltılmasını istedi.

Kongre’de -kesin Hayır- diyecekler var, ayrıca -Obama’ya zarar olsun diye- ‘Hayır’ diyecekler var. Bir de -Sınırlı harekat birşeye yaramaz. Daha kapsamlı harekat yapalım- diyenler var. Bu sonuncular, ABD’nin askeri dengeyi direnişçilerden yana değiştirmesini istiyor. Aralarında Senatör McCain, sınırlı harekatın birşeye yaramayacağını ısrarla savunuyor.

Hatta McCain, Şam rejiminin kimyasal saldırı sayısının 30’a yaklaştığını ve bu saate kadar ABD’nin direnişçilere tek bir silah vermediğini söyledi. Direnişçilerin lideri Ahmed Carba’nın hafta sonunda Arap Birliği’nde -Rusya ve İran’ın Şam’a silah-malzeme desteğinin aynısını bize sağlayın, gerisini biz başarırız- demesi, dikkat çekici.  

Şimdilik ihtimaller:

1- 9 Eylül’de Kongre toplanır, birkaç gün içinde karar alınır ve o hafta sonu bombardıman başlar. Obama siyasi zafer kazanır. 

2- 9 Eylül haftasında Kongre Obama’yı reddeder. Büyük skandal olur. Ancak reddin Beşar’a destek için değil, kendi başkanlığını zora sokmak için geldiğini kabul eden Obama yine Suriye’yi bombalar. Buna yetkisi var.

3- Süreç tamamlanmadan Beşar başka saldırılar yapar ve Obama Kongre sürecini beklemeden bombardımana başlar.

4- Zayıf ihtimal: Bombardıman -sınırlı- başlar, ilerledikçe şartlar değişir, daha kuvvetli akınlara gerek duyulur, rejime sert darbe vurulur.

Bunlar hep ilk füze düşene kadar olacaklar. Bombardıman olacak, ama ne işe yarayacak? Bu haliyle harekat süren ölümleri durdurmuyor, siyasi çözüm getirmiyor, rejimi pişman etmiyor.

twitter.com/selimatalayny