Mýsýr’daki olaylar daha çok duygusal olarak ya da kitlelerin inançlarý açýsýndan deðerlendiriliyor. Mesela ülkemizin ileri gelenleri Mýsýr’daki olaylarý bir insanlýk suçu olarak gördüklerini ve üzüntülerini ifade ediyorlar. Tartýþmalar taraflarýn hedefleri ve uyguladýklarý kötü muamele ile deðerlendiriliyor. Benim bakýþ açým farklý, olaylarýn büyük güçlerin yeni bir dünya dengesi oluþturmayý hedeflediðini ve bu hedefe varmak için bir takým projeler uyguladýklarýný düþünüyorum ve önce bu projenin ne olduðunu ve bu hedefe varmak için nasýl bir yol izlemeyi düþündüklerini anlamaya çalýþýyorum. Ýnsanlarýn ölmesini haklý bulmuyorum ama kaçýnýlmaz olduðunu düþünüyorum. Ýkinci Dünya Savaþý’nda 50 milyon insanýn hayatýný kaybettiði düþünülürse bu büyük deðiþimin sonuçlarýnýn ayný büyüklükte olacaðý ve bu kayýplardan taraflarýn rahatsýz olmayacaklarý düþünülebilir.
***
Yapýlmasý gereken bu deðiþimde ülkeye nasýl bir rol biçildiðini düþünüp anlamak ve sonuçlarý büyük güçlerin hesabýný bozmayacak alternatif tertipleri savunmaktýr. Büyük güçlerin istediklerini yapmalarýný desteklemek deðil izledikleri yollarýn alternatifini teklif etmektir. Büyüklerimizin olaylarý görmeleri ve üzüntülerini ifade etmeleri yerine aktif bir rol oynamalarý gerekir ve ülkemizin durumu buna müsaittir.
Bu büyük deðiþimde bölgemiz temelde rol oynamaktadýr bu yüzden problemin çözümünde rolü büyük olabilir ve bunu kaybetmemek gerekir. Bu nedenle ülkemizin siyasi yapýsýnýn bu role soyunacak bilgi ve duygulara sahip olmasý þarttýr. Ancak siyasi iktidar böyle bir rolü bilmesine ve destekleyeceðini ifade etmesine raðmen muhalefetin bu konu hakkýnda ne düþündüðünü bile bilmiyoruz. Ancak iktidarýn bu konudaki siyasi tavrýný açýk koyarsa, bunun ülkeye zarar vereceðini söylemeleri ve bundan kurtulmanýn yolunun iktidarý etkisiz hale getirmek olacaðýný iddia ettiklerini görüyoruz.
Bunu muhalefet yapamasa bile yapacak bir gücün olmasýnýn mümkün olduðunu görmek gerekir. Ýktidarýn karþýsýna CHP ile çýkamazlar çünkü bu yol bölgede destek bulamaz hem de hedefe ulaþmayý engeller. MHP ile ise birlikte olabileceðimiz yönetimler ve bölge halklarýný yanýmýza çekmek bir yana karþý güçleri büyütür.
Ama ülkemize yön veren ve giderek güçlendirilmiþ odaklar farklý bir yol izler. AK Parti’yi bölmek gibi baþarýsýzlýða mahkum bir yol yerine; yeni hareketin de hem halkýn desteðini saðlamasý hem de diðer partilerle ortak olabilecek bir yönetime sahip olmasý düþünülebilir. CHP, Erdoðan hariç herkesle iþbirliði yapabilir ve strateji tartýþmaz. Bu nedenle AK Parti’nin Cemaat yoluyla bölünmeye çalýþýldýðý iddiasý gerçek olabilir.
Önümüzdeki dönemde çatýþmalar bölgeye intikal edebilir. Bunun için alt yapý hazýrlanmýþtýr. Irak ve Ýran’ý içine alacak bir Þii-Sünni çatýþmasý çýkarýlabilir ya da soy temeline dayanýlarak yapýlan farklýlaþmalar çatýþmaya dönüþtürebilir.
Türkiye’nin böyle bir çatýþmada taraflardan biri olmasý, hatta halkýnýn bazý bölümlerinin bu iþte rol almalarý engellenmelidir. Þu anda bölge için mücadele eden güçler AK Parti’ye düþman deðildir ama mevcut iç politik yapýyla bölgede bir politika uygulanamayacaðýný düþünüyorlar. Bu durumda siyasi partilerin bir strateji uygulayamayacaklarý, asýl hedeflerinin iktidara gelmek olduðunu, bu nedenle bir iç politika uzlaþmasýnýn söz konusu olamayacaðý söylenebilir.