Önce Abbas Güçlü ile Genç Bakýþ programýnda karþýsýna aldýðý üniversite öðrencilerine yönelik þovuyla gündemimizi iþgal etmeye baþladý Muharrem Ýnce. Gençleri karþýsýnda görünce, hele bir de “ýsmarlama” olduðu imajý doðuran sorular gelmeye baþlayýnca coþtukça coþtu salladýkça salladý. Her zamankinden farklý tane tane konuþmasýndan huylanmýþtým zaten. Artýk eminim. CHP içinde yeniden bir iktidar kavgasý baþladý. Özürdü, çözümdü derken Gandi ilan ettikleri Kýlýçdaroðlu ile bu iþin yürümeyeceðini görmeye baþlayan ‘beyin takýmýna’ potansiyel lider adaylarý birer birer kendilerini hissettirmeye baþladýlar. Mesajlarýný doðrudan ‘yuvarlak masa’ etrafýndaki ilgili kiþilere ve yetkili yerlere veriyorlar.
Ne tuhaf bir parti bu CHP? Ne kurultaylarý bitti ne kendi içindeki savaþlarý. Saray entrikalarýna rahmet okutuyorlar. Liderin kaseti çýkar, hemen iktidar kavgasý baþlar. Lider tekme yer hemen arkasýndan taht mücadelesi baþlar. Düþene bir tekme de benden mantýðýyla. Parti bir tarafta kurultay yaparken ‘örgüt’ diðer tarafta kurultay çalýþmalarýna baþlar. Türkiye koalisyonlu dönemler bitti, darbeler dönemi bitti, CHP içindeki ne koalisyonlar bitti ne de parti içi darbeciler. Son günlerde CHP içindeki yükselen sesler bana bunlarý düþündürtüyor.
Son sahne þovu Silivri de yaþandý. Muhteþem ikili Nur Serter ve Muharrem Ýnce, CHP içindeki tüm ulusalcý vekilleri de yanlarýna alarak dün Silivri’de üçüncü kez ‘Yurtsever amcalarýný kurtarmak’ görüntüsü verdikleri bir þovla sahneye çýktýlar.
Ama ne sahne!
Gerçi günler öncesinden baþlattýklarý ‘ayaklanma çaðrýsýna’ göründüðü kadarýyla pek de katýlým olmamýþ ancak yurtsever amcalarý Silivri’yi savaþ meydanýna çeviren yurtsever yeðenleriyle ne kadar övünseler azdýr! Olsun buna da þükür 41 kere maþallah!
Hem de Ergenekon ve Balyoz gibi, ülkenin ‘doðrudan demokrasiye’ geçmesinin önünde bir engel olan otoriter yapýlanmanýn, çeteleþmenin, statükocu anlayýþýn, ceberut devlet anlayýþýnýn tasfiye edilmesi açýsýndan önemli bir dava sürecinde amcalarýnýn bu övgüsünü kesinlikle hak ediyorlar.
Altlarýnda TBMM’nin makam arabalarýyla, yakalarýnda milletin seçilmiþ vekili rozetleriyle bir milletvekili olarak ellerinde taþla sopayla mahkemeyi bastýklarý yetmiyormuþ gibi üstelik bir de savcýlarý, hakimleri ‘Siz kendinizi saplantýlý özel bir yetkili bir mahkeme sanýyorsunuz’ sözleriyle tehdit ettiler.
Ben hukukçu deðilim ancak ‘dokunulmazlýklarýn’ ardýna sýðýnarak mahkemeyi basmak, savcýyý hâkimi tehdit etmenin, yargýyý adeta itibarsýzlaþtýrma giriþiminin ve yargýya açýktan müdahalenin açýktan bir suç olduðunu ve dokunulmazlýk zýrhýnýn iþlememesi gerektiðini düþünüyorum.
Oysa zaten yargýlamanýn sonuna gelinmiþ bir davada, ortalýðý savaþ alanýna çevirmek ve sanýklarýn savunma yapmalarýný engelleyip mahkemenin bir ileri tarihe ertelenmesine sebep olmak yerine kararý takip edebilirler, varsa bir hukuksuzluk pekala onunla ilgilenebilir, hatta Adalet Bakanýný bilgilendirebilirlerdi. Ama yapmadýlar. Çünkü bir taþla birden çok kuþ vurmak, þovlarýný tamamlamak istiyorlardý.
Yeðen benzetmesini boþuna yapmadým. 28 Þubatta ikna odalarýndan, Cumhuriyet Mitinglerinde sarf ettiði ‘Ordu demokrasiye sahip çýktý’ sözlerinden tanýdýðýmýz Nur Serter (darbe seviciliðini anlamak için empati yapmaya çalýþýyorum) ayný zamanda 27 Mayýsçýlardan Albay Emin Aytekin’in kýzý...
Cumhuriyet Mitinglerinin antrenmanlý amigosu olan Serter bu kez ‘Türkiye’nin demokratikleþmesini ve sivilleþmesini çok arzu ettiðini’ söyleyen Muharrem Ýnce’ye Silivri’de ‘slogan at, slogan at Muharrem’ diyerek vermiþ coþkuyu. Adeta Ýnce’nin imaj makeri gibi yani.
CHP içerisindeki ulusalcý kanadýn duygularýna tercüman olan demagoji üstadý, sosyal medya politikacýsý Muharrem Ýnce ‘yargýç ve savcýlarýn çocuklarýnýn bir gün sokaða’ çýkamayacaðý tehdidini savurmuþ. Serter’in tavsiyesi doðrultusunda slogana devam yani.
Misal izleyici bölümü ile sanýk ve avukat bölümünü birbirinden ayýran çelik bariyerleri ‘Bu mahkemeler faþisttir, bu mahkemeler Tayyip Erdoðan’ýn mahkemeleridir. Biz buraya gireriz girin arkadaþlar’ diyerek 41 CHP milletvekili arkadaþýný bariyerleri yýkmaya daveti de þovun devamý. Muharrem Ýnce’nin sözlerinde ‘kafiye, akýcýlýk, akýlda kalýcýlýk, tekleme olmadýðý, ödün vermediði, þiirsel olduðu ve yargýç olsa lafýný sakýnmadýðý’ hususunda Ahmet Hakan’la hem fikir olduðumu söylemek isterim.
Faþizan konuþma ve tavýrlarýyla ‘CHP’nin yeni starý olduðu’ konusunda benim de zerrece þüphem yok.
ORC Araþtýrma Þirketinin yaptýðý anket çalýþmalarýnda Ýstanbul Büyük Þehir Belediye Baþkaný adayý olarak CHP adaylarý içerisine aldýðý %26.8 oyla Mustafa Sarýgül ve Gürsel Tekin’i gölgede býrakan Muharrem Ýnce’nin ulusalcý çýkýþlarý boþuna deðil. Artýk kesin birkaç puan daha toplamýþtýr.
Asýl þaþýrtýcý bulduðum bu isimlerin sadece Ak Parti’ye oy veren seçmenlere deðil, kendi tabanýna da ayný aþaðýlayýcý uslüpla yaklaþýyor olmalarý. Hala slogan atarak desteklerini alacaklarýný düþündükleri CHP seçmeni var mý? Yoksa bunlar hiç mi halkýn arasýna karýþmýyorlar. Sayýn Ýnce senin akýl hocalarýnýn sana verdiði akýllara kanacak seçmen kalmadý Türkiye’de, uyan artýk.