"Türk hava sahasýný ihlal etmedik” dediniz, 5 dakika sonra Türkiye uçuþ izlerinizi paylaþýnca iyot gibi açýkta kaldýnýz.
“Türk yetkililer pilotlarýmýzý uyarmadýlar” dediniz, Türkiye 10 dakika sonra uyarýlarla ilgili ses kaydýný baþta NATO olmak üzere dünyaya servis edince moraramadýnýz bile.
“Konudan ABD’nin de haberi var, belgeleri onlara da gönderdik” dediniz, Beyaz Saray’dan “bize Rusya’dan gelen bir belge bilgi yok, üstelik Türkiye bu konuda haklý” açýklamasýyla sol kroþeyi yediniz.
Üst üste yediðiniz yumruklar sizi sersemleteceðine, yalanlarýnýzý artýrdýnýz, bu kez “Türkiye DAEÞ’ten petrol alýyor” dediniz. Kargalarýn bile güleceði bu yalana Batý’nýn desteðini umdunuz, Türkiye basit açýklamayla geçiþtirir sandýnýz ama Erdoðan’ýn “Ýspat edin istifa edeyim” restiyle bu kez kroþeyi saðdan yediniz.
Daha bu kroþenin acýsý geçmeden ABD Hazine Bakanlýðý aslýnda DAEÞ ile petrol ticaretini Rus iþadamlarýnýn yaptýðýný belgeledi. Üstelik bu iþadamý Kremlinden çýkmayan, senin en yakýn adamlarýndan biriydi.
Yetti mi? Yetmedi elbette. Bu kez “Bu hükümet Türkiye’yi Ýslamlaþtýrýyor” gibi abuk bir ifadeye sarýlmak zorunda kaldýnýz. Yüzde 95’i Müslüman olan bir ülkenin Hýristiyanlaþmasý gerektiðini düþünmüþ olacaksýnýz ki yine kargalarý güldürdünüz.
Arada “Erdoðan beni aramadý” nazý yapmaya çalýþtýnýz, belli ki ilk gün talep edilen telefon görüþmesini gizleyebileceðinizi düþündünüz. Erdoðan faþ edince yine açýkta kaldýnýz.
ABD’ye NATO’ya AB’ye göz kýrpmaya çalýþtýnýz, tekmili birden “Türkiye’nin hudutlarýný savunma hakký vardýr” açýklamasýyla yine eli boþ döndünüz.
Erdoðan’ýn tabiriyle eteðinizde ne çok taþ varmýþ dök dök bitmiyor. “Sýrtýmýzdan býçaklandýk” arabesk söylemiyle kendi halkýndan destek almaya çalýþýyorsun ama kendi halkýn bile seni haksýz buluyor.
Ambargoyu “koz” olarak kullanmayý düþünüyorsun ama “orucu kýsa günlerde tutalým” diyenler gibisin. “Türkiye’den gelecek yaþ sebze meyveye yýlbaþý öncesi ihtiyacýmýz var. Ambargoyu yýlbaþýndan sonra yapmayý düþünelim” gibi bir garip haldesin.
Senin ülkenle olan yaþ sebze meyve ticaret hacmimiz 1 milyar dolar. Bizim Suriyeli göçmenlere fisebilillah yaptýðýmýz yardým þimdilik 8 milyar dolar. Biz sana satmazsak bir baþkasýný buluruz da sen ne yapacaksýn onu düþün.
Örnek istersen 2008 yýlýndaki AB ülkelerinin ekonomik krizini hatýrla. En çok ihracat yaptýðýmýz Avrupa ülkelerinde kriz baþ gösterince mal satamadý müteþebbislerimiz. Oturup aðlayacak halleri de yoktu. Ne yaptýlar. Aldýlar ellerine çantayý yeni müþteri bulmaya çýktýlar. Afrika pazarýný geliþtirdiler, ürünlerini oraya sattýlar, bu hamleyle ihracat kalemimiz rekor kýrdý.
Demem o ki, kof kabadayýlýkla diplomasi olmuyor. Ukrayna ve Kýrým meselesiyle çizilen karizman, bir de Türkiye’den çizik yedi. Yalan üstüne yalan söyleyerek ülkenin itibarýný kara tahtaya çevirme.
‘Alo Ahmet’
Ýzinsiz dinlenen, kopyala yapýþtýr yapýlan ses kayýtlarýyla hükümet devirmeye çalýþanlarýn, Gezi sürecinde dillerine doladýklarý bir “Alo Fatih” vakasý vardý. Dönemin Baþbakaný Erdoðan yanlýþ olduðuna inandýðý (ki haklýydý) bir cümlenin düzeltilmesi için Habertürk Televizyonu’nun yöneticisi Fatih Saraç’ý aramýþ bu yanlýþ ifadenin düzeltilmesini istemiþti.
Tapeciler hemen “Alo Fatih” diyerek karakter suikastýna giriþmiþ yaylým ateþiyle Fatih Saraç’ý bitirmek istemiþlerdi.
Hiç konuþmadý Saraç ama þimdi tam gollük bir pas geldi.
Eðer gol atmak isterse þu sorularý hemen, þimdi, hiç vakit kaybetmeden, Ahmet Hakan özelinde tüm “Konjonktürel Basýn Özgürlükçüleri”ne sormalý.
- Bir ülkenin baþbakaný yanlýþ gördüðü bir cümlenin düzeltilmesi için beni aradýðýnda ben “Alo Fatih” oluyorsam, ayný ülkenin býrakýn baþbakanýný, genel baþkanýný, bir belediye baþkaný (Gültan Kýþanak) arayýp CNN Türk Televizyonunun altyazýsýnýn düzeltilmesini isteyince sen neden “Alo Ahmet” olmuyorsun?
- O dönem ben aranýnca “Basýn Özgürlüðü” yaygarasý koparýyordunuz, bugün bir belediye baþkaný yayýna müdahale edince neden “Basýn özgürlüðü”nden dem vurmuyorsunuz?
- Erdoðan beni arayýnca rahatsýz oluyorsunuz da, Gültan Kýþanak size SMS gönderince neden rahatsýz olmuyorsunuz? Sorununuz eylemden mi yoksa kiþiden mi kaynaklanýyor?
Hadi “Alo Ahmet” ver cevabýný. Konjonktürel misin deðil misin biz de bilelim.