Nedir yeryüzünde kadýnlarýn çektiði? Kadýnlar çalýþmasa dünya aç kalýr, yeryüzündeki yiyeceðin yüzde 80’den fazlasýný kadýnlar üretiyor. Afrika’nýn çorak topraklarýnda, Asya’nýn pirinç tarlalarýnda, Kuzey Amerika’nýn et, tavuk ve balýk kombinelerinde çalýþanlar hep kadýnlar... Anadolu’nun dört bir yanýnda günün her saatinde kahvehanelerde boþ boþ oturan tek kadýn görmek mümkün mü? Atalay Taþdiken’in filmine adýný veren Meryem’i her gördüðümüzde çalýþýyor!
Öte yandan her daim ikinci sýnýf insan muamelesi gören, hayatýný dilediði gibi yaþama hakký gasp edilen de hep kadýnlar. Salt kötülükten deðil, kötü niyet deðil ama olanca cehaletiyle geleneðe sýðýnma, ondan güç alarak en iyi bildiðini sanma gafletinden, böyle gördük atalarýmýzdan böyle devam etmeliyiz gericiliðinden... Meryem’i izlerken insanýn aklýndan bunlar geçiyor. Ýran sinemasýnda olduðu gibi hiçbir karakterin esasen ‘kötü’ olmadýðý ama ataerkil yapýnýn bir türlü üstesinden gelinmeyen baskýsýyla ezildiði, yalan söylediði ve kolayca düzene konabilecek insan iliþkilerinden trajediler doðurduðu bir öykü anlatýyor yönetmen Atalay Taþdiken. Ýlk filmi Mommo’da olduðu gibi memleketi Konya’ya baðlý Beyþehir, Höyük, Çavuþ’ta tanýk olduðu bir olayý kendi süzgecinden geçirerek dramatize ediyor.
Ýstanbul’da baþka bir hayat kurmuþken ebeveynlerinin köyde onu evlendirmesine karþý çýkmayan, zayýf karakterli bir erkeðin geride býraktýklarýný anlatýyor. Genç, güzel, masum, çalýþkan, dürüst karýsý, iþ bahanesiyle terk edilmiþliðine bir anlam veremeden, için için üzülerek çevreden gelen türlü tepkiye göðüs germeye çalýþýyor, yaþlý ebeveynler de oðullarýnýn onursuzluðu yüzünden baþý öne eðik yaþarken peynir yapýp pazarda satarak bir de onlarýn geçimini üstleniyor.
Gençlere yollarýný nasýl çizeceklerine, kendilerine kimi eþ seçeceklerine karar verme hakký tanýmayan bir toplumun yanlýþlarýna saflýðýnýn ve iyiliðinin ardýndaki güçlü kiþiliðiyle direnen Meryem’e hemen ýsýnýyorsunuz filmi izlerken. Bu yalýn filmin içinden Meryem adeta yükseliyor... Taþdiken’in son derece özenli iþçiliði, görüntü yönetiminden müziðe dek filmin her aþamasýndaki titizliði de karakterinin yükseliþine hizmet ediyor.
Taþdiken, alçakgönüllü bir öykü anlatýcý. Onun yönetmen olarak sesi gür çýkmýyor, karakterlerini ve mekaný ön plana çýkarýyor. Ýkinci filminde onun mizanseniyle fark edilmektense meselesini ortaya koyan bir toplumsal duyarlýlýkla hareket etmeyi tercih ettiðini daha iyi anlýyoruz. Bir erkek yönetmenin Meryem misali bir kadýn öyküsü anlatmasý pek rastlanýr bir þey deðil ama Taþdiken takdire deðer bir filme imza atýyor.