Kazanmak zorunda olduðumuz bir maç oynadýk. Letonya, sýklet olarak takýmýmýzdan daha zayýf. Maç baþladý, gol pozisyonlarý üretmeye baþladýk. Akýllara durgunluk verecek sayýda pozisyonlar bulup gol atmakta zorlandýk. Sadece Volkan Þen ile en az 3 net pozisyon kaçýrdýk. Ozan’la, Burak’la, Gökhan’la bir sürü fýrsatý deðerlendiremedik. Bu kadar pozisyon üretip de gol bulamýyorsan, gerilim ve stres futbolcularýn üzerine çöker.
Ben, Serdar Aziz’in savunma anlayýþýný çok beðendim. Hakan Balta ise takým adýna can alýcý hamleler yaparak, kalemizdeki olasý golleri önleþyen adamdý.
Arda, top ayaðýnda mükemmele yakýndý. Ama takým halinde o kadar yavaþ futbol oynadýk ki; rakip Letonya çok adamla savunmaya birikince, pozisyonlarý da gole çevirmekte zorlanýyoruz.
Eðer maçýn özetini kýsacak yapmak gerekirse; bir takým, bu kadar üretken, golle burun buruna gelip de bu kadar kaçýrýrsa; o zaman seyredenleri çileden çýkarýr. Allah’tan ikinci yarýda Selçuk’un mükemmel golüyle öne geçtik.
Ama maçýn uzatma dakikalarýna girildiði zaman, kalemizde gördüðümüz golle; beklenen umutlarý sonlandýrmýþ olduk.
Ben yeniler golde de kaleci Volkan’ýn hatalý olduðunu söyleyebilirim.
Futbolun ana temasýnda bir þey vardýr. Halk dilinde... Atamayana atarlar. Sen bu kadar gol pozisyonuna girip de kaaçýrýrsan, rastele bir topla da kalende golü görürsen, o zaman maza da turnuvaya da maça da veda etmiþ olursun.
Hollanda karþýsýnda bu futbolu sergilersek, gol pozisyonu üretiminde mükemmel, ama gol vuruþlarý beklenen düzeyde deðimldi.
Gelelim maçýn hakemine... Faul kararlarýnda Letonya’ya çok aha iyimser gözle düdük çaldý. Fakat bizim futboclularýmýza yapýlan faulleri, görmezden geldi.