Ýzmir’de Çanakkale Savaþý’nýn 100. Yýldönümünü anma törenleri esnasýnda bir bayan, ‘Neden konuþmanýzýn içinde Anafartalar Kahramaný Atatürk’ün adýný geçirmediniz?’ diyerek Ýzmir Valisi Mustafa Toprak’a tepki gösterdi. Vali Toprak, Atatürk’ün ismini anarak aný defterine yazý yazdým dese de kadýnýn ýsrarla neden Atatürk’ü konuþmanýzda anmadýnýz deyince, Vali Toprak sinirli bir þekilde oradan uzaklaþtý. Sonrasýnda Posta gazetesi ‘ ATATÜRK DERSÝ’ manþeti üzerinden unutulmaz bir ders verdi! Zannedersem Sayýn Vali o kadýn kadar bilmediði Anafartalar Kahramaný olan dönemin Yarbay Mustafa Kemal’in önemini araþtýrmýþtýr!!
Çanakkale Savaþý’nda iki ordu komutaný, 18 kolordu komutaný, 39 tümen komutaný ve 52 alay komutanýn olduðunu düþünürsek sayýn vali ucuz kurtuldu, yoksa hepsinin adýný anmasý için önceden belli bir süre ezber yapmasý kaçýnýlmazdý!
Atatürkçü olduðunu söylemekten her zaman mutluluk duyan çevrelerin bu ülke insanýna Atatürk adýna ders verme yetkisini kendinde görme iþgüzarlýðý hiç eksik olmadý. Öyle ki farklý merasimlerde, törenlerde, resmi bayramlarda ve geçitlerde Atatürk’ü savunma refleksini gösterme adýna, kendine görev biçen insanlarýn þovmen davranýþlarý ile dolu olan kutlama ve anma tarihine sahibiz.
Bu çevrelere göre Atatürk dersi;
Atatürk’ün ‘Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak kazanmýþ olan köylüdür.’ (1922) sözüne raðmen, kýrsal kesimde yaþayan vatandaþlarýmýza yapýlan gýda ve yakýt yardýmlarýný ‘satýlmýþlýk’ çerçevesinde ele almalarý yaþadýklarý çeliþkinin boyutudur.
Demokrasilerde oy kullanmayý, köylü ile þehirlinin oylarýný bir görmeme, seçim hakkýný kendi tercihlerinden yana kullandýklarý için köylüleri aþaðýlama olarak algýlamalarý, mirasýna sahip çýktýklarýný iddia ettikleri Atatürk’ün mirasýný tükettiklerinin göstergesidir. ‘Köylülerin refahýný yükseltmeliyiz’ sözüne karþýlýk onlar için ne yaptýklarýna örnek veremediklerinden olsa gerek, köylü kesimin kendilerine göstermediði samimiyeti uzun yýllar iktidara göstermesinin þaþkýnlýðý içerisindeler.
2002’den itibaren baðlanan dul ve iþsizlik maaþý ile kadýnlarýn nobran davranýþ gösteren erkeklerine karþý özgüven kazanmalarýný göremeyip, kadýn cinayetlerini sözüm ona iktidarýn kadýnlarý dýþlayýcý politikalarýna baðlamalarý, Atatürk üzerinden ders vermeye çalýþanlarýn diðer bir bilgi yanýlsamasý olduðunu söylemek yanlýþ olmasa gerek.
Atatürkçü gençlik yetiþtiriyoruz diye, alnýna Atatürk bandý sarýp gezen, kollarýna Atatürk dövmeleri yaptýran, tiþörtlerin üzerinde Kemal Atatürk imzasý olan elbiseler giyen, Atatürk rozetini karþýsýndaki kiþinin gözüne girdirecek þekilde takan, ölen madencilerin arkasýndan ‘Onlar için bugün nutuk ve gençliðe hitabe okuyacaðým, umarým ruhlarýna ulaþýr’ diyen gençler, Atatürk dersinin sonucunda yetiþen nesiller olsa gerek.
Atatürk profili ile sosyal medyada ‘Tüm baþörtülüleri madende çalýþtýrsýnlar, bir gün maden çökerse hepsinden kurtuluruz’ gönderisini paylaþanlarýn varlýðý, kendisi gibi olmayana yaþam hakkýný çok gören bir zihniyetin, hangi dersi geçerse geçsin gerçekte insanlýk dersinden kaldýðýný gösteriyor olsa gerek.
Düþünce ve fikir üretmekten ziyade þekilciliði yaþayan ve kendisi gibi þekilci olmayana yaþam hakkýný çok gören bir zihniyetin vermeye çalýþtýðý bu dersi artýk almak istemiyoruz desek.
Kusura bakmayýn, zil çaldý, bir sonraki derse girmiyoruz desek.