Atatürk olsa ne derdi?

Anýtkabir yerleþkesi içine yapýlan çocuk oyun alaný tartýþma konusu oldu.. 

Baþta CHP, Barolar Birliði ve Mimarlar odasý olmak üzere bir kesim ayaða kalktý..

Anlaþýlan çocuk oyun alanýnýn, oradaki manevi atmosferi bozduðunu düþünüyorlar..

Gelin bu defa bir þey yapalým..

Ve bu meselenin, bizi karþý karþýya getirmesine, ayrýþtýrmasýna izin vermeyelim..

Zira Gazi
Mustafa Kemal, bu ülkenin ortak deðeridir.. 

Ýki gündür yazýlanlara bakýnca, destekleyenlere de tepki gösterenlere de hak verdiðim taraflar olduðunu gördüm..

Tepki gösterenlere þu iki nedenle katýlýyorum;

1) Oraya Park yapmak zorunda mýydýnýz?

2) Taþ çatlasýn 10 Bin TL’ye mâl olan bir parka sponsor almak zorunda mýydýnýz?

Ve itirazlarým da var elbette..  

Henüz 4-5 yaþýnda herhangi bir istiklâl bilinci oluþmamýþ bir çocuðu Anýtkabir’e böyle bir parkla ýsýndýrmak fikri fena görünmüyor.. Dahasý, hakkýyla ziyaretin en iyi ihtimalle bir saati bulduðu bir gezinin tam ortasýnda, “.. ben çok sýkýldým..” diye mýzýkçýlýk yapan bir çocuk düþünün.. Orayý görmek için yüzlerce kilometre yoldan gelmiþ bir anne-babanýn yerine koyun kendinizi..  Fakat bir kez daha açýkça ifade edeyim..  “Oraya park yapmak zorunda deðildik”.. Lüzumsuz bir gerginlik baþlýðý daha açmak kimseye fayda getirmiyor..

Son söz.. 

“Eðer Atatürk hayatta olsaydý” diye bir soru da geliyor aklýma..

Acaba, kendi devrimini Türk çocuklarýna ‘bayram’ olarak armaðan etmiþ bir lider, böyle bir parka itiraz eder miydi?.. Hayatýnýn en keyifli anlarýný çocuklarla geçirdiði zamanlar olarak anlatan bir lider, çocuk parkýna itiraz edenler için ne düþünürdü?..

Didiþmeyin vatandaþla

 

Ýstanbul’un yüreðini aðzýna getiren metrobüs dehþeti ile ilgili daha söylenecek çok söz var..

Ama ortaya çýkan manzara öyle vahim ki, asýl söylememiz gereken bazý sözler, ister istemez perdeleniyor.. Böyle anlarda ben tam söze baþlayacakken Didem anlayýp müdahale eder;

“.. yut o sözünü, yut iþte..” der.. Özür dilerim ama bu defa olmaz.

“Tam da yeri” deyip söyleyeceðim..

Arkadaþ, lütfen vatandaþla didiþmeyin..

- Sevgili metrobüs-otobüs kaptanlarý

- Taksici esnafý arkadaþým

- Hayat kurtaran doktor kardeþim

- Süpermarket kasiyeri evlâdým..

Didiþmeyin vatandaþla..

Bakýn size söyleyeyim..

Siz ne kadar gergin ve stresliyseniz, yaþam sizin için ne kadar sýradan ve sýkýcýysa, ne kadar borcunuz-harcýnýz varsa, nasýl mutsuzsanýz özel hayatýnýzda, o karþýnýzdaki adam da, ben de öyleyim..

Ýþleri ters giden sadece sen deðilsin..

Hayatý zor olan sadece sen deðilsin..

Günde 12 saat, fazla mesai almadan ter döken, kredi kartý borcunu ödeyemeyen, bu yaz da tatile çýkamayan sen deðilsin sadece. Ben de gerginim, ben de stresliyim.. Aklýndan çýkarma..

Vatansýzlar

FETO denilen teröristbaþý, cenazesinin Türkiye’ye getirilerek annesinin yanýna defnedilmesini istiyormuþ.. Ýzmir’e yani.. FETO da durumun farkýnda anlayacaðýnýz.. Bütün ömrünü kiraladýðý gizli servisler, Feto ile iþi bittiðinde cenazesini bile almayacak.. Usame Bin Ladin’i nereye gömdüler?.. Deðerli dostlar, bu ihanet þebekesinin 7 Þubat 2012 sonrasý deþifre olmasýyla birlikte, bugün firari olan örgüt yöneticileri ne demiþti, hatýrlýyor musunuz? “..Türkiye de bizim için, okullarýmýzýn bulunduðu 160 ülkeden biri..”.. O zaman söylerken kolay geliyordu dillerine.. Þimdi “vatanýma yollayýn cenazemi” diyen ele baþýnýn cesedini bölüp daðýtýn 160 parçaya bakalým.. Havaalanýnda “son selfie” diye poz verip ihanetin baþkentine giderken gelmiyordu deðil mi aklýnýza?..

Vatansýzlar..