Atatürk zehirlenmesinin yan etkileri!

Ýnsan, bir þeye aþýrý maruz kalýnca bazý melekelerini kaybedermiþ ya, bizimkiler de Atatürk'e aþýrý maruz kalmaktan dolayý akli melekelerini kaybetmiþ durumdalar.

Böyle olunca da ortaya bazen absürt, çoðu zaman da komik olaylar çýkýyor.

Bu yaþanmýþlýklar, bize Atatürk'e duyulan sevginin bir noktadan sonra nasýl bir saplantýya ve zulüm aparatýna dönüþebileceðini de gösteriyor.

Bir önceki yazýmda "Atatürk zehirlenmesi"ni tezgâha almýþtým. Bu yazýmda zehirlenmenin tezahürünü ya da yan etkilerini yazacaðým.

Atatürk'e benziyor diye birisinin sosyal medya da açtýðý canlý oturumlara katýlýp, Atatürk ile sohbet ediyormuþ gibi konuþmak ve o kiþiye Atatürk'e benziyor diye binlerce lira hediye etmek Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Bu durum, bir tür modern derviþlik seremonisine dönüþmekte.

Þehrine ait körfez veya sokaklar pislik içerisinde yüzerken, kokudan çöp bidonlarýnýn yanýna yaklaþýlamazken 29 Ekim eðlenceleri altýnda düzenlenen etkinliklerde iki þarký söyleyecek diye bir acuzeye milyonlarca para vermek Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

En küçük bir yaðmur yaðdýðýnda sokaklarý su basarken, þehirde yüzlerce Atatürk heykeli olmasýna raðmen, bir yenisini eklemek için milyonlarca lira harcamak Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

"Atatürk'ümüz için bir heykel daha!" haykýrýþlarý, artýk absürt bir komedi filminin sahnelerini anýmsatýyor.

Anýtkabir'de Atatürk'ün mozolesi baþýnda saatlerce bekleyip, niye beklediði sorulunca "Ya atam kalkýp gelirse!" demek Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Toplu taþýma aracýnda yolculuk ederken "Atatürk için ayaða kalkmayanlarýn bir gün gelecek kafasýna sýkacaðýz!" demek Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Milli bayramlarda küçücük çocuklarý Atatürk heykeli veya fotoðrafý önünde secde ettirmek Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Atatürk ile ilgili bir kitabý fahiþ bir fiyatla satýþa sunmak, bir eseri yazmak deðil, bir yangýn þiþesini açmak gibidir. Bu kitabý satýn alanlar, yalnýzca bütçelerini deðil, ayný zamanda düþüncelerini de riske atmýþlardýr.

Yüksek fiyatlarla, 1881 adet olarak sunulan bu "saygý eseri!", fandomun özüne sýzmýþ bir komedidir ve Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Bu sinsi tutum, toplumu zihinsel bir obeziteye sürüklerken, Atatürkçülüðün gerçek deðerlerini bir kenara itmeyi önemsemiyor bile! Ama, tutuklanmýyor!

"Atatürk olmasaydý adýmýz Yorgo olurdu, Atatürk olmasaydý altý yaþýndaki kýz çocuklarý müritlerle evlendirilirdi, Atatürk olmasaydý...." Ýþte bunlar hep Atatürk zehirlenmesinin bir yan etkisidir.

Bütün bu absürt sahneler, toplumsal bir týkanmanýn ve sorgulama yeteneðini yitiren kitlelerin habercisi!

Atatürk zehirlenmesi ifadesinin tam karþýlýðý; gençlerin düþünce melekelerinin, sorgulama ihtiyaçlarýnýn, araþtýrma duygularýnýn bütünüyle ortadan kalkmasýdýr!

Aklýný kullanmaz sýrf benziyor diye para akýtýrsan, bir düþünce ve fikre sahip olmadan seni aldatana aldanýrsan, araþtýrýp okumadan külotunu gösteren bir acuzenin önünde zýplarsan en ideal genç sensin; onlar için.

Onlar mý? Biliyorsun sen....

Ancak bu durumun tam aksi bir refleks ve reaksiyonla geleceðini inþa etme derdinde olan bir gençsen; kusura bakma hiçbir þeye hakkýn yok. Tutuklanmalýsýn...!

Tezek yemeyi maharet sayan bir akademisyen kamuya açýk bir programda, canlý yayýnda üzerine basa basa iki defa diktatör demesine raðmen tutuklanmaz; onlarýn adamýdýr.

Kuzey Kore hariç dünyanýn hiçbir ülkesinde birini sevmiyor diye bir zulüm ya da tutuklama olmaz. Olsa olsa zehirlenmiþ bir toplumda olur. Moiz Kohen'in kurmuþ olduðu Kemalizm, tek parti rejimi döneminde dahi bu kadar zulümkâr olmamýþtý!

Madem kendisine mikrofon uzatýldýðýnda sevmediðini söyleyeni tutukluyorsun; mikrofon uzataný da yayýna alaný da tutuklamalýsýn!

Bu tarz tehditler, Türkiye'nin geleceðinin ne kadar saðlam temeller (!) üstüne kurulduðunun da kanýtý, Kemalistlerin hangi akýl yürütmeleriyle hareket ettiðinin de kanýtý.

Görüyorsun deðil mi sayýn okuyucu zehirlenmenin yan etkilerini!

Belki bir gün, aklýmýzý baþýmýza alýr ve bu absürtlüðe son veririz; o gün geldiðinde, Atatürk'ü daha saðlýklý bir þekilde anma fýrsatýna sahip olabiliriz.

Buna yürekten inanýyorum; o günü özlemle bekliyorum.