Atatürk’e hakaret etmek için Erdoğan’ı kullanmayın

Bir genç kız Anıtkabir’in önünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretler yağdırıyor. Kendi kıt zekasıyla Atatürk’e küfrederken de Erdoğan’ı yüceltmeye çalışıyor.. Oysa, bilse ki Erdoğan, 9 Temmuz’da yemin etmeden önce Anıtkabir’e gitmiş ve özel deftere, “Hedeflerin hedeflerimizdir, ruhun Şad olsun Aziz Atatürk” diye yazmıştı.. Çok rica edeceğim, kendi saçma sapan öğretilerinize Erdoğan’ı alet etmeyin.. Ve de bu ülkenin ortak değeri olan Atatürk’ü rahat bırakın..  Bu milletin bütün ortak değerlerini de.. 

Gelelim Anıtkabir’deki kıza.. Kim bu kız ve ne istiyor? İki ihtimal var.. 

1) Bu kız bir takım merkezler tarafından yönlendirilen bir iç savaş kışkırtıcısı olabilir.. İşaretleri var.. Nitekim, hakaret videosundan sonra sosyal ağlarda yükseltilen; “.. Erdoğan’a o kadar hakaret ediliyor böyle tepki vermiyor kimse..” feryatları tam da bu kavgayı körükleyecek cinsten sözler.. 

2) Ailesi tarafından yanlış yönlendirilmiş, dikkat çekmeye çalışan cahil bir çocuk da olabilir.  Eğer öyleyse yasalar ne der, ne yapar bilemem.. Ama acilen yaşına uygun şekilde bilgiyle donatılmasını sağlamak lazım. 

 

Bedelli bekleyenleri tehdit eden askerlerin başka sorunları var

Bir kaç uzun dönem asker, kendi aralarında video çekmişler.. Askerliğini bedelli olarak yapacakları tehdit ediyorlar.. “…Bir gelsinler ben yapacağımı biliyorum..” diye başlayan video, ağza alınmayacak, akla hayale gelmeyecek küfürler ve tehditlerle son buluyor.. Neden?.. Neden bu öfke? Hiç kimse o videodaki tiplerin, vatan-millet aşkıyla konuştuğu palavrasına inandıramaz beni. Tek bir motivasyon var o da ‘ben neden uzun dönem yapıyorum da onlar 28 gün yapıyor?’.. Size bir şey söyleyeyim mi, bu hastalıklı bir ruh halidir.. Bu iş; ‘ben neden otobüse biniyorum da şu adam Mercedes’le geziyor’a kadar gider.. Ne olacak o zaman?.. Şimdi tahkikat başlamış. Bence adli/idari cezanın dışında ayrıca bir psikiyatr tarafından da görülmesi gerekiyor bu insanların.. 

 

Mustafa Ceceli tartışması daha başlamadı bile

Ceceli ile ilgili yazıma Ertuğrul Özkök’ten yanıt gelmiş. Benim, “Ceceli’nin eşinin eşcinsel ilişkisini hiç konuşmayacak mıyız?…” dediğimi yazıp altına da şu yorumu yapmış; “..Birinin sizce ahlaksızlığını kanıtlamak için kendiniz daha ahlaksız yöntemlere başvurma hakkına sahip değilsiniz…” Buna kesinlikle katılıyorum. Ancak benim dikkat çekmek ya da altını çizmek istediğim, birinin/birilerinin eşcinsel ilişkisi değil.. Ya da bunu ortaya çıkarmak için başvurulan yöntemler.. Ben başka ve daha az konuşulan bir detaya dikkat çekmeye çalışıyorum burada. Anlıyor da anlamazdan geliyor bence Özkök.. Şu veya bu nedenle Ceceli velayet davasını kaybeder de çocuk anne ile yaşamaya başlarsa başka bir şey olacak..  Eğer iddialar doğruysa, bu çocuk, iki kadının anneyi ve babayı temsil ettiği bir evde yaşayacak.  Özkök ilk gün, ‘tartışma bitti ve herkes Ceceli’yi haksız buldu’ diyordu.. Bana kalırsa tartışma daha başlamadı bile..