“Atatürk'ü putlaştıranlar ve Atatürk'ü yok sayanlar”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen her 10 Kasım konuşmasında Atatürk istismarcılığına değiniyor. Çünkü hala bunu aşabilmiş değiliz. Atatürk'ün ölümünden sonra icat edilmiş bir ideoloji olarak Kemalizm, bir tarafta Atatürk'ün adeta putlaştırıldığı, aksi yönde ise düşmanlaştırıldığı bir vasat oluşturdu. Zaman içinde Kemalizm iyi ve doğruya dair tek referans mercii olarak kodlandı.

Oysa Milli Şef dönemi CHP'si mesela, bugünkü kadar Atatürkçü bir CHP değildi. Adı üstünde Milli Şefçi bir CHP'dir.

Atatürk'e, hem Kurtuluş Savaşı'nı komuta etmiş lider bir asker olarak hem de Cumhuriyetin kurucusu unvanıyla saygıda kusur edilmemiştir ama bugün CHP'nin kendine siper ettiği tipte bir Atatürkçülük hiç yoktur.

***

Zaman içinde Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı miras sağdan sola farklı ideolojik tonlara bulanarak birbirine karşı silah olarak kullanıldı. CHP'nin Atatürk milliyetçiliğini şiar edinmeye başlaması ise siyasetsizliğine rağmen ona hayatta kalma imkanı tanıdı. Çünkü Türkiye'deki darbelerin sağcısı da solcusu da Kemalizmi ve laikliği kendine kalkan edinmiş, halkı Kemalizm sopasıyla dövmüş, siyasi kamplaşmaları ve "anarşik" ortamları idamlarla "düzene" sokmuştur.

27 Mayıs darbesinde de 12 Eylül Darbesinde de "Atatürk ilke ve inkılapları" bir meşrulaştırıcı işlevi gördü. İlkinde "sol Kemalizm", ikincisinde "sağ Kemalizm" kullanıldı. 28 Şubat darbesinde de "Atatürk'ün hayalindeki Türkiye"den uzaklaşıldığı vehmiyle zinde güçler harekete geçti, başörtülüleri Arabistan'a, İran'a göndermek suretiyle Türkiye'yi 1000 yıl boyunca Batıcı Kemalist blokta tutmak amaçlandı.

FETÖ bile 15 Temmuz darbe kalkışmasını Fetullah Gülen'in adına değil Mustafa Kemal Atatürk adına yaptı.

Hülasa toplumun normalleşmesi için Atatürk istismarının sona ermesi elzem.

Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasındaki "Atatürk istismarcılarının son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmış olmalarına, Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet ettiklerine" dair sözler, Atatürk istismarının milli güvenlik sorununa dönüştüğüne işaret ediyor.

***

Mustafa Kemal'in felsefesine, düşünce dünyasına dair çıkarımlarda bulunanlar onu evrensel değerler etrafında anlamak gerektiğini söylüyor. Bir liderin düşüncesini çağlara sari hale getirmek selefi bir bakış açısıyla mümkün olmaz. Ancak onda bir sabite bulabilirsiniz yine de. "Atatürk'ün düşüncesindeki sabite nedir?" diye sorsanız herhalde anti-emperyalizm ilk 5'e girer. Oysa bugünkü Kemalistlerin pek çoğu için Kemalizm artık bir bağımsızlık ideolojisi olmaktan çok liberal Batı değerlerini benimsemenin Türkçesi haline gelmiş.

Gardırop Atatürkçülerinin X kuşağı torunları, LGBT savunuculuğunu Atatürkçülüğün alameti farikası sayıyor. "Ermeni soykırımı iddiasını" makul bulan yeni tip Atatürkçüler zuhur etti. Mustafa Kemal'in bağımsızlıkçılığından çok "Batıcılığını", onun da bugün Batıda bile tartışmalı olan versiyonunu kabule yatkın bir Kemalizm.

***

Erdoğan'ın konuşmalarında giderek tonu artan, kıvam kazanan bir vurgu daha göze çarpıyor. O da "Atatürk'ü putlaştırmak isteyenler kadar, Atatürk'ü tamamen yok sayanlar da Gazi'nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır." sözlerinde ifadesini bulan Atatürk'ün bir kavga konusu olmaktan çıkarmaya dönük artan çabası.

Kurtuluş Savaşı'ndaki "cihadi" ruhun Cumhuriyet'e taşınmak istenmemesi, çok güçlü bir siyasi makam olan hilafetin muhafaza edilmek yerine iptal edilmesi ve katı laik politikaların benimsenmesi toplumu devlete yabancılaştırdı. Kürtleri dilleriyle birlikte inkar eden dışlayıcı, yok sayıcı, anti etnik bir sistemin benimsenmesi Kurtuluş Savaşını omuz omuza vermiş, her şeyi kaybetmiş ama bağımsızlığını yeniden kazanarak Anadolu'yu elinde tutabilmiş milletin aynı birlik beraberlik duygusunu paylaşmaya devam etmesine mani oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 22 yıllık iktidarı boyunca giderek daha büyük bir çaba ile hal yoluna koymaya çalıştığı şey tam da bu. Türkiye'yi bölücülük belasından, Atatürk ya da din istismarının pençesinden kurtarmak ve siyaseti fay hatlarını derinleştiren değil silikleştiren, kutuplaştıran değil yakınlaştıran bir normale taşımak.