“Ateþ-i Nemrut'tan korkar mý Ýbrahim olan”

Kur'an'da, insanýn balçýktan yaratýldýðý belirtilir ve ardýndan yüce Allah'ýn ona kendi ruhundan üflediði vurgulanýr. Ýslam alimleri, buradan hareketle, insanýn varoluþ olarak, Ýslam medeniyetinin de inanç, amel ve hayat tarzý olarak madde ve mana arasýnda bir dengeyi temsil ettiðini söylerler. Birey, bu dengeyi bozduðu, toplum da Ýslam'ýn inanç ve hayat düzenini terk ettiði zaman, ya ruh cihetinde yukarýya doðru tanrýlýk iddiasýna kadar sapar, ya da balçýk cihetinde hayvanlardan daha aþaðý derekeye, en dibe doðru alçalýr. Birey kadar medeniyetler de dengeyi kaçýrdýklarý zaman bu iki sapmadan vareste olamazlar çünkü. Kur'an, medeniyet baðlamýnda dengeyi kaçýrmýþ, bu yüzden tanrýlýk iddiasýnda bulunan sisteme örnek olarak Mezopotamya medeniyetinin temsilcisi Nemrut'u gösterir. Karþýsýna da evrensel tevhidin, bireysel ve toplumsal dengenin temsilcisi Ýbrahim peygamberi yerleþtirir.

Ýbrahim, Nemrut'un tanrýlýk iddiasýný çürütmek için, "Rabbim hayat veren ve öldürendir" der. Nemrut, "ben hayat veren ve öldürenim" der. Bunu kanýtlamak için de iki adamý çaðýrýr, birinin hayatýný baðýþlarken birini de öldürür. Bunun üzerine Ýbrahim, "Allah güneþi doðudan getirmektedir, hadi sen de onu batýdan getir" der. Ve tanrýlýk iddiasýnda bulunan Nemrut, diyecek söz bulamaz.

"Allah kendisine iktidar verdi diye" çaðýmýza hükmeden batý medeniyeti, hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak tam tamýna Nemrudî bir karaktere sahiptir. Dilediði insaný veya toplumu yokluða mahkum eden (öldüren), dilediði insaný veya toplumu da ihya eden (hayat veren) bir tanrý tavrýndadýr.

Batýnýn dünyaya egemen olduðu günden itibaren insanlýðýn yaþadýðý süreçleri ve günümüzde yaþanan hadiseleri göz önünde bulundurduðumuz zaman, kimi toplumlarýn, kültürel, tarihsel, dilsel, dinî, siyasî, coðrafi ve ekonomik olarak maddi ve manevi açýdan ademe mahkum edildiklerini ve bu toplumlarýn bütün enerjilerini, düzmece tanrýlarýna, yaþadýklarýný kanýtlamak için harcadýklarýný görürüz. Mesela, Ýsrail toplumu, yeryüzüne daðýlmýþ ve doðal ömrünü tamamlamýþken, düzmece tanrý batýnýn, dilediðine hayat verdiðinin kanýtý olarak ihya ettiði bir toplumdur. Filistin halký ise, batýnýn tanrýlýðýnýn bir göstergesi olarak yok saydýðý, her bakýmdan ademe mahkum ettiði (öldürdüðü) bir toplumdur. Düzmece tanrý batý medeniyetinin, tanrýlýk taslarken kimini ihya ettiði kimini de yokluða, ölüme mahkum ettiði, etrafýmýzda daha nice toplum var. Bazýsý elimizi uzatsak tutacaðýmýz kadar yakýn üstelik.

Evrensel tevhidin, dengeli birey ve medeniyetin temsilcisi Ýbrahim'in, tanrýlýk taslayan Nemrut'a "Allah güneþi doðudan getirmektedir, hadi sen de onu batýdan getir" derken, birey ve medeniyet olarak tanrýlýk taslayan Nemrudî sistemleri susturmanýn yolunun, Allah'ýn evrene yerleþtirdiði, deðiþmez, deðiþtirilemez yasalar sistemi olduðunu ve bu yasalarýn hükmü karþýsýnda düzmece tanrýlarýn afallayýp kaldýklarýný gösteriyor. Bu evrensel yasalar sistemine uygun bir hayat tarzý benimseyip uygulayan birey ve toplumlara düzmece tanrýlarýn ateþi dahi tesir edemez. Hiçbir düzmece tanrý tabiata hükmünü geçiremez çünkü.

Bugün, yakýn ve uzak çevremizde düzmece tanrý batý medeniyetinin ademe mahkum ettiði toplumlarýn, hayatta olduklarýný kanýtlamak için batýnýn Nemrudî vicdanýna sýðýnmalarý boþ ve sonuçsuz bir çabadýr bu yüzden. Kur'an'ýn iþaretiyle birey ve toplum olarak doða yasalarýna uygun davranmamýz gerekir. O takdirde bugün Filistin'de olduðu gibi serapa ateþ kesilseler dahi, bizi yakamazlar.

Bir de düzmece tanrý Batý medeniyetinin yerel þubeleri konumunda küçük çaplý tanrýcýklar konumundaki sistemler var. Batýnýn akreditasyonuyla kendi çaplarýnda tanrýlýk taslýyorlar. Bunlar tarafýndan ademe mahkum edilen bireyler ve toplumsal kesimler de bunlarý en büyüklerine þikayet edip duruyorlar. Halbuki yukarýda deðindiðimiz Hz. Ýbrahim-Nemrut tartýþmasýnýn yer aldýðý kýssada, bu gibi durumlarda Ýbrahim'i örnek almamýz istenmektedir. Ýbrahim, yerel, küçük çaplý düzmece putlarý kýrýp geçirirken baltayý küresel büyük putun boynuna asýyor. Büyük put ayakta durduðu sürece küçüklerini parçalamanýn bir yararý olmaz dercesine.

Þimdi anladýnýz mý, niçin küçücük düzmece tanrýlarý elimin tersiyle itip batý tiranlýðýyla uðraþýyorum, sevgili batý vicdanýnýn kapýsýndaki zincirli merhamet dilencileri?