Meclis'te etnik olarak Ermeni kavminden olan Garo Paylan isimli bir Diyarbekir milletvekili, Meclis Baþkanlýðý'na, '1915 Hadiseleri'ni Türkiye'nin, 'Ermeni soykýrýmý' olarak kabul etmesi yönünde verdiði bir 'kanun teklifi', Meclis Baþkaný Mustafa Þentop tarafýndan derhal, içtüzük hükümlerine aykýrý olduðu gerekçesiyle iade edilmesi, gündemin liste baþýna oturdu. 'Teklif'inin gerekçesinde, 'Ermeni Soykýrýmý'nýn 107 yýldýr inkâr edildiðini' söyleyen Garo Paylan'ýn sözleri, ilginçtir, dün Amerikan Baþkaný Biden'ýn 24 Nisan mesajýnda da tekrarlandý.
Müslüman Diyarbekir halkýnýn sýrf bir parti taassubu ile hareket edip, kendi þehirlerini temsilen böyle bir kiþiyi Meclis'e göndermeleri, onlarýn idrakine aykýrý ve izahý zor bir durum oluþturmaktadýr.
*
Biden'ýn, üstelik de kendi tarihlerinin çok daha yakýn, þu son 50 sene ve hattâ son 30 senesi boyunca Vietnam'dan Filistin ve Suriye'ye, Irak ve Afganistan'a kadar uzanan Müslüman coðrafyalarýnda iþledikleri korkunç zulümleri, sergiledikleri katliâmlarý hiç hatýrlamak istemeyiþi bir yana; 1915 Hadiselerini hatýrlatan Biden'ýn, o dönemde Osmanlý Devleti'nin vatandaþý olanlardan en az 5 milyon insanýn öldürülmüþ olmasýndan haberi bile yoktu... Çünkü, Müslüman halklar öldürülebilirdi...
Biden 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüðünden de söz ediyor. Hâlbuki, 1912'lerde, Osmanlý ülkesindeki bütün Ermeniler 1 milyon 200 bin civarýndaydý.
Mr. Biden'a belirtelim ki, 1915 Hadiseleri'nin 50'nci yýlý olan 1965'teki Ermeni yayýnlarýna bakarsa, o zaman, öldürüldüðünü iddia ettikleri Ermeni sayýsýný 500 bin olarak yazdýklarýný görür. 75'nci yýldönümünde bu rakamlar 1 milyona yükseltildi ve 100'üncü yýla, 2015'lere gelirken ise, bu rakamlar 1,5 milyon olarak gösterildi.
Yani, ölüler de çoðaltýlýyor.
*
Meselenin aslý nedir? Ve ne zamandýr Ermeni Meselesi'yle karþý karþýyayýz?
Selçukoðullarý'nýn tarih sahnesine çýktýðý dönemlerin öncü isimlerinden olan Çaðrý Bey zamanýnda Van Gölü etrafýndaki Ermeni Vaspuragan Krallýðý maðlûb oldu ve Kral Senekherim zamanýnda Ermeniler Ýç ve Orta Anadoluya doðru çekildiler...
Ancak, Selçuklu sultanlarýndan Ýzzeddin Keykâvus ve Alâeddin Keykubâd zamanýnda ise, Konya civarýndaki Ermeni Krallýðý da, Selçuklular'ýn vesayeti altýna girdi, Miladî-1215'lerde.
Ama, Miladî 1243 'deki Kösedað Savaþý ve sonrasýnda da Adana civarýndaki Klikya Ermeni Krallýðý'nýn da Moðol Baþkomutaný Baycu Noyan'a yardým ettiði biliniyor.
*
Osmanlý döneminde ise, Ermeni halkýnýn 1860'lara kadar, en güvenilir gayrimuslim unsur olarak deðerlendirildiði görülür. Müslüman halk genelde sadece ziraatle ve askerlikle meþguldür; küçük el zanaatlerinden sanatlara ve mimarîye kadar, her sahada, isyan ve hýyanet etmiyeceklerine dair devlet kademelerinde ve halk arasýnda beslenen güçlü güven sâyesinde 'kavm-i necîb' (asil kavim) veya 'millet-i sâdýqa' (sâdýk ve sadakâtli millet) denilen Ermeniler önde gelirler. Kezâ, Osmanlý ordusunun en önemli yeri olan mutfakta, gayrimuslim unsur olarak sadece Ermenilere yer verildiði bilinmektedir.
*
Ancaaak... Osmanlý'nýn artýk 'L'homme malad' (Hasta adam)diye nitelenmeye ve içerden de bazýlarýnýn buna inanmaya baþladýðý 1860'larda Rusya, Fransa, Ýngiltere gibi devletlerin, Ermeniler'e yaptýklarý, 'Siz de kendinize aid bir devlet kurmak için hazýr olmalýsýnýz...' þeklindeki tahrikleri, karþýlýksýz kalmadý; Daþnatsutyun ve Hinçak (Çansesi) gibi silahlý terör teþkilatlarý devreye girmeye baþladý ve Milâdî-1877-78 (Hicrî- 1293'e tekabül ettiði için bizde '93 Harbi' diye bilinen) ve Osmanlýnýn aðýr yenilgisiyle sonuçlanan Osmanlý- Rus Harbi'nde, Rus Ordularý taa Ayastefanos'a (bugünkü Ýstanbul'un Yeþilköy semtine) kadar dayandýðýnda, Rus Ordularý baþkomutaný Grandk Nikola'ya gidip, zaferlerini kutlayan ve baðlýlýklarýný bildiren kiþi, Ermeni Kilisesi'nin baþýndaki Nersesyan idi.
Elbette aðýr yenilgiden daha aðýr olan, Nersesyan'ýn bu ihaneti idi...
Ruslarýn Kafkas Ordularý da, Doðu Anadolu'daki Ermeni terör teþkilatlarýnýn yol göstericiliðinde kolayca bütün Doðu Anadolu'yu iþgal etmiþlerdi...
Artýk, asýrlarca 'qavm-i necîb' diye nitelenen Ermeniler içinen çýkan terör gruplarý, ölüm yataðýndaki hastayý öldürmeye teþebbüs eden kimseler durumundaydýlar.
*
Bu arada, 26 Aðustos 1896'da Osmanlý'nýn 'merkez bankasý'durumunda olan Osmanlý Bankasý Ermeni teröristlerce soyulmasý ve soyguncularýn yakalanmasýna raðmen Avrupa'nýn ayaða kalkmasýyla cezalandýrýlamayýþý bir ayrý faciaydý...
21 Temmuz 1905 tarihinde de Sultan Abdulhamîd'e, Yýldýz Câmii Cuma Selâmlýðý esnâsýnda bombalý bir baþarýsýz suikasd yapýlmasý... Tevfik Fikret'in, 'Ey þanlý avcu, attýn, fakat; yazýk ki-yazýklar ki vurmadýn...' diye hayýflandýðý durum...
*
Ve... Birinci Dünya Savaþý'nda Rusya ile Osmanlý karþýt cebhelerde yer alýnca... 1877-78'deki gibi Ýstanbul dýþýndaki Ermenilerin, düþmanla iþbirliði yapmamalarý gerekçesiyle, çetin iklim þartlarýnda, yüzbinlerce Ermeninin Suriye- Lübnan gibi uzak bölgelere tehcir olunmasý, zorla göç ettirilmesi, Osmanlý'nýn devlet otoritesinin iyice zayýflamasý yüzünden, büyük facialara yol açtý ve Müslüman halkla Ermeniler arasýnda bir katliâm deðil, 'muqatele' / 'karþýlýklý öldürüþme' hali yaþandýðý açýk...
*
Ama, þimdi sýrtýný emperial ve þeytanî güçlere dayayarak Türkiye'ye bedel ödettirmek için Ermeni soykýrýmý kabul edilsin demeler...
Bu haksýz saldýrýyý bu Müslüman halk, ölür de yine kabul etmez...
*
Garo efendi'nin bu 'teklif'i, ateþle oynanmak istenmesi ve 'sonuç ne olursa olsun, yeter ki yangýn olsun...' þeklindeki anarþist mantýðýný yansýtan bir kýþkýrtma ve ihanettir, bir hak arama deðil...