Atina notlarý, bir de 'bir tuhaf kitap öyküsü'

Gündem yoðun malum.

Geçtiðimiz haftanýn son günlerinde Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan’ýn Atina ve Gümülcine seyahatlerine katýldým. Atina’da devam eden yoðun gündemle eþzamanlý olarak Kudüs merkezli diplomatik maraton da devam etti. Bir yandan Yunan Cumhurbaþkaný Pavlopoulos ve Yunan Baþbakan Alexis Çipras ile görüþen Cumhurbaþkanýmýz, diðer yandan Kudüs ile ilgili ABD Baþkaný Donald Trump’ýn baþlattýðý provokatif sayfaya iliþkin yoðun bir görüþme trafiði sürdürdü. Kudüs’ü Ýsrail’in baþkenti ilan etme giriþiminin, Trump açýsýndan “siyaseten self-destruction” yani kendi kendini imha etmek anlamýna geldiðini çok yakýn bir gelecekte hepimiz görmüþ olacaðýz. Papa ve Rus lider Vladimir Putin ile fikir alýþveriþinde bulundu. Cuma günü de Atina’dan Gümülcine’ye geçen Cumhurbaþkaný, burada bulunan soydaþlarýmýzla önemli bir buluþma gerçekleþtirdi. Ziyaretin öncesinde Cumhurbaþkaný’nýn bir Yunan TV’sine verdiði demeçte, röportajý yapan gazetecinin sorusu üzerine yaptýðý Lozan Anlaþmasý’nýn güncellenmesi konusu, ziyaretin en çok konuþulan gündem maddesi oldu. Ziyaretin sonunda gazetecilere açýklamalarda bulunan Cumhurbaþkaný Erdoðan, Lozan konusunda þunlarý söylemiþti:

“Ben Lozan konusunda bana yöneltilen bir soruya cevaben, gerekiyorsa pekâlâ güncelleme yapýlabileceðini belirttim. Kaldý ki Lozan, sadece Türkiye-Yunanistan arasýnda bir anlaþma deðil. Bunu orada da söyledim. Yunanistan cumhurbaþkaný bu tür anlaþmalarýn güncellenemeyeceði kanaatinde. Bana göre ise taraflar ihtiyaç hissederlerse pekâlâ güncellenebilir. Bunu orada Cumhurbaþkaný Pavlopoulos’a da ifade ettim: Biz parlamentolarda gerekirse anayasalarý bile deðiþtirmiyor muyuz? Deðiþtiriyoruz. Dolayýsýyla anlaþmalar da gerek görülürse elbette güncellenebilir. Ama bu konu biraz sanki takýntý haline gelmiþ gibi. Ayný þeyi Baþbakan Çipras’ta da gözlemledim. Onunla da konuþtum. Lozan’ý sadece Türkiye-Yunanistan arasýndaki bir konu gibi telakki etmek yanlýþ.”

Evet, Lozan konusundaki geliþmeler bu þekilde.

Bu satýrlarýn yazýldýðý saatlerde, Rus lider Vladimir Putin Ankara’ya inmek üzere. Suriye’ye sürpriz bir ziyaret gerçekleþtirmiþ olan Putin, Rus askerlerinin bir kýsmýnýn Suriye’den çekilmesi yönünde talimat vermiþ yabancý ajans haberlerine göre. Suriye, Kudüs, savunma sanayi... Ve Çarþamba günü Ýstanbul’da gerçekleþecek olan Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý (ÝÝT) Olaðanüstü Zirvesi için devam eden nefes kesici telefon ve görüþme trafiði... Ýçerikleri ise bir bölgenin kaderini belirleyici nitelikte... Bir coðrafyanýn yazgýsý görüþülüyor bu görüþmelerde... Tüm bunlardan baðýmsýz, sadece alt alta sýralamak bile, Ankara’nýn içinde bulunduðu momentumu açýk bir þekilde ortaya koyuyor.

 

O kitabý ben yazmadým ama...

Tesadüfen internette dolaþýrken dikkatimi çekti. Bir kitap piyasaya çýkmýþ geçen hafta. “Kalbimden Gelen karanlýk”. Yazarý ise Saadet Oruç... “Allah Allah,” dedim kendi kendime. “Sahte sosyal medya hesabý görmüþtüm ama sahte isimle kitap da mý çýkarmýþlar?” Pazartesi sabahý Külliye’de ofisime gelince ilk iþ olarak yayýnevini aradým. Zira yazarla ilgili herhangi bir bilgi, özgeçmiþ ya da fotoðraf yayýnlanmamýþ... Yazara iliþkin tek bilgi, adýnýn Saadet Oruç olduðu... Yayýnevi, yazarýn isteði üzerine bilgi ya da resim yayýnlamadýklarýný, zira yazarýn ev hanýmý olduðunu ve tanýnmak istemediðini söylüyor. Tanýnmak istemeyen ama kitap yazan, üstelik adýna bakýlýrsa, (henüz okumadýðým için içeriðe iliþkin elimdeki tek veri kitapla ilgili kýsa not) “pembe dizi senaryosu-kara romantizm” formatýnda bir kitap yazan gizemli yazar...

Süreci muhtelif baþlýklarda dikkatli ve detaylý bir þekilde çalýþýyoruz elbette...

Ama demem o ki, olur a bir kitapçýnýn raflarýnda Saadet Oruç imzalý “Kalbimden Gelen Karanlýk” isimli bu garip kitabý görürseniz, sakýn ha, “Acaba Saadet Haným ne yazmýþ?” diye bu kitabý benim yazdýðýmý varsayýp o kitabý almaya kalkmayýn.

Ocak ayýnda Profil Yayýnlarý’ndan Star Gazetesi’ndeki on yýllýk yazýlarýmýn bir derlemesinin yer alacaðý “Sýrt Çantalý Nicolas” isimli kitabým çýkacak... Onu bekleyiniz...