Avrupa Birliði’ne girmiþ kadar olduk

Allah’ýn kalpleri halden hale sokmasý harikadýr. Ben, þu dünya hayatýnda, bu harikayý çok temaþa ettim. Hem kendimde, hem baþkalarýnda.

Mesela bizler, þu memlekette, Avrupa Birliði’ne çok soðuktuk. Erbakan’ýn ‘Batý Kulüp’ laflarý, hala, kulaklarýmýzdadýr. Acayip argümanlarýmýz da vardý. ‘Batý’ya kuyruk olmaktansa Ýslam dünyasýna baþ oluruz’ falan. (Ýslam Dünyasý da hazýrdý bizi baþ yapmaya, bekliyordu!)

Avrupa Ekonomik Topluluðu denilirdi, kýsaltmasý AET’ydi. Daha da kýsalttýlar, AB yaptýlar.

Zaman içinde bir þeyler oldu, oldu, oldu, bir gün, bir baktýk, Avrupa Birliði’ne girmeyi savunan bir siyasi çizginin üzerindeyiz.

Can sýkýcý bir þey aslýnda. Çünkü biz, iddiasý olan bir medeniyetin mensubuyuz.

O zaman olduðu gibi, þimdi de, elimize fýrsat geçse, her þeyin en iyisinin bizim medeniyetimizde olduðunu anlatabiliriz.

(Bu noktada, Sezai Karakoç’u anmadan olmaz. Geçen yüzyýlýn baþýnda yenildiðimizi düþünür Karakoç. Yenildiðimizi, ancak yok edilemediðimizi... ‘Diriliþ’ üzerinde durmasý bundandýr. Dirilebiliriz. Medeniyetimizi, varolan, henüz yýkýlamamýþ olan o güçlü temellerin üzerinde yeniden inþa edebiliriz. Ben, bu noktayý önemsiyorum. Fýrtýnada, sýðýnabileceðim bir liman burasý.)

Evet, medeniyet perspektifinden baktýðým zaman, AB’ye girmek istemek, rahatsýz edici.

Fakat dedim ya, biz, hepimiz, gün geldi, kendimizi, Avrupa Birliði’ne girmeyi savunan bir siyasi çizginin üzerinde bulduk.

Buraya gelmemizde, faþizmden çektiðimiz eziyetin payý çoktur. Bir zamanlar siyasete de, ticarete de hakim olan, JÝTEM’iyle, BÇG’siyle, ortalýðý kasýp kavuran ‘Ergenekon’ olgusunun da payý çoktur.

Çok hoþ. Onlar Avrupacýydý, biz ‘batý kulüp’ diye eleþtiriyorduk. Þimdi her þey tam tersine döndü. La teþbih vela temsil, sanki birbirimizin yerine geçtik!

Avrupa Birliði’yle ilgili þöyle bir hikaye de yazabiliriz. Daha iyimser bir hikaye.

Biz, insanýn itibarlý olduðu, adaletin hüküm sürdüðü, milletin taleplerinin, milletin deðerlerinin ciddiye alýndýðý, ýrk ayrýmýnýn olmadýðý, iþkencenin olmadýðý, öðrenmenin özgür olduðu, hýrsýzlýðýn, yolsuzluðun sýfýra yakýn bir seviyeye çekildiði, mamur bir ülkeyi kendi ihtiyarýmýzla kurabilseydik iyiydi.

Ama, iþkenceden, zulümden, hýrsýzlýktan, darbecilikten, ayrýmcýlýktan, faþistlikten, ýrkçýlýktan beslenen bir kuvvetli zümre vardý, millet olarak buna muvaffak olmamýz imkansýzdý.

Avrupa Birliði diye bir þey çýktý. Biz, o talep ediyor diye -28 þubat gibi faþist bir devirde bile- bazý reformlar yapabildik. Ensemizde boza piþirenler, ‘AB istiyor’ dediðimizde seslerini çýkaramýyordu. Bu sayede millet, bir sürü eziyetten kurtuldu.

En açýk gösterge, bence iþkencedir. Ýþkence yapmaktan ibadet hazzý alan alçaklar vardý memlekette. Þimdi, hepsinin hareket alaný iyice daraldý. Yapmýyorlar mý hiç? Yapýyorlar. Ama eskisiyle kýyaslanmayacak kadar az.

Eskiden, neredeyse, karakola adres sormaya gidene iþkence yapýyorlardý! (Elbette mübalaða, ama eminim bu da olmuþtur.)

Sýnýflardaki kalabalýðý azaltmak için bile AB’yi bahane etmek icap ediyordu. Var mý böyle bir saçmalýk?

Türkiye, ulaþýmdan insan haklarýna, ticaretten tarýma, bir alanda, birçok doðru iþi, AB’yi bahane ederek yaptý.

Bu, bir yandan ayýp, ama bir yandan iyi bir þey. Ýþe yaradý yani, Avrupa Birliði...

Ben bu hikayenin makul bir hikaye olduðunu düþünüyorum.

Avrupa Birliði’ne girer miyiz?

Bence bu o kadar önemli deðil. Bunun o kadar önemli olmadýðýný, en üst düzeyde, Baþbakan Erdoðan beyan ediyordu. “Ankara kriterleri der, yolumuza devam ederiz.”

Yani, girmesek kýyamet kopmaz.

Girersek ne olur?

Girersek de kýyamet kopmaz. Biz, kalabalýk, dinamik, genç bir toplumuz. Evet, etkilerler bizi, ama biz de onlarý etkileriz.

Þanghay Beþlisi nedir peki?

Bence þu: Türkiye, alan, veren, iþ yapan, hareket halinde bir ülke. Eskisi gibi, Kapýkule’de, Meriç’in beri yakasýndan aval aval bakmýyor Avrupa’ya doðru.

Dünyanýn her tarafýna bakýyor, iþ varsa gidiyor, yapýyor.

Evet, bazýlarý hop oturup hop kalkýyor Þanghay lafýný duyunca. Fazla takýlmamak lazým. Onlar, THY’nin Þanghay’a destinasyon açtýðýný duysaydýlar, ona da itiraz ederlerdi.

(Tamam, CHP yeni döndü Çin’den. ÝP’liler de Çin’i sever. Benimki sözün geliþi. Solculardaki itiraz itiyadýna atýf yaptým o kadar. Ayrýca, CHP uçaðýnýn, Çin’den gelirken aþýrý yük sýkýntýsý çektiði doðruymuþ.)