Ekim 1999’da Avusturya’da seçimler yapýldý. Aþýrý saðcý, lideri Hitler hayraný olan, FPÖ oylarýn yüzde 27’sini alarak seçmden ikinci parti çýktý.Merkez partiler anlaþamayýnca, aþýrý saðcý parti bir anda koalisyon ortaðý oldu. Kýyamet de bundan sonra koptu. Amerika ve Ýsrail tepki olarak Viyana Büyükelçileri’ni geri çektiler. Brüksel ise iþi bir adým daha ileri götürdü. Avusturya’ya siyasi ambargo baþladý, AB üyeliðinin askýya alýnabileceði açýklandý, AB kurumlarýnda Avusturya vatandaþlarý iþe alýnmamaya baþladý. Sonuç mu, seçimden ikinci çýkan partinin lideri olan Jörg Haider bu baskýlar nedeniyle hükümete giremedi, valilik görevine devam etti. Türk medyasýnda Ýlerleme Raporu’nda içinde demokrasi kelimesi geçen her cümleyi baþtacý yapanlar Brüksel’in iþine geldiði zaman seçim sonuçlarýný yok saydýðýný ya bilmez ya da bilmezden gelirler...
***
Ýngiltere demokrasinin beþiði sayýlan bir krallýk ülkesidir. Terörle Mücadele Yasasý’nda gözaltý süresi 28 gündür, bir ara 42 güne çýkarmaya çalýþýyorlardý. Fransa’nýn eski Cumhurbaþkaný Sarkozy ülkesindeki mültci kamplarýnda bulunan binlerce Roman’ý ani bir kararla sürgün etti. Brüksel, AB Yasalarý ihlal ediliyor, bu utanç verici bir geliþme dedi ama Paris yaptýrým uygulamadý.Ýtalya’nýn Güneyi’nde, Napoli’de yaþayan Romanlar’a ait mahalleler bir çocuk kaçýrma olayýn ardýndan ateþe verildi, etnik bir sürek avý yaþadý, Brüksel’den “Ama olmaz ki” dýþýnda tek ses çýkmadý. Polonya’da Romanlar’ý izole eden, arasýna duvar çekilen mahalleler kuruldu, Bulgaristan ve Romanya’da ayrýmcýlýðýn her yerde sürdüðüne dair Ýlerleme Raporlarý’nda paragraflar dolusu yazý yazýldý ama tüm bu ülkeler þimdi AB Üyesi...
***
Brüksel’in ekonomik kriterlere olan hassasiyeti demokrasi kriterleri kadar etkindir. AB Kriterleri’ne göre Euro Bölgesi’nde kriter dýþýna çýkan ülkelere önce Mavi mektup yazýlýr, düzelme olmazsa gereði yapýlýrdý.O kriter çoktan askýya alýndý. Bugüne kadar yasalarýn etrafýndan dolaþma alýþkanlýklarýndan dolayý Ýtalyanlar AB bürokrasisi içinde fazla yükselemezdi. Þimdi Avrupa Birliði Merkez Bankasý Baþkaný koltuðunda, bir Ýtalyan oturuyor... Bir garabet daha, AB’nin Yunanistan’da çalýþanlarýn uymasýný istediði bazý maddeler de kendi kurallarýyla çeliþir halde...
***
Brüksel’in bizi eleþtirirken daha beter þeyleri yaptýðýný da unutmamak lazým. AB Bakaný ve Baþmüzakereci Egemen Baðýþ’ýn “Ben kamyonu kullanýyordum Leonardo da vinci” esprisi üzerinde durup, Brüksel eleþtiriyorsa haklýdýr demenin manasý yok... Unutmayalým ki Brüksel’in geçmiþinde de bir 28 Þubat vakasý var...