Avrupa Film Akademisi’nin gümüş yılı

Avrupa Film Akademisi’nin gümüş yılı kutlamaları için geriye sayım başladı. Avrupa Film Akademisi - EFA Ödülleri 1 Aralık’ta Malta’da 25. kez sahiplerini bulacak. Akademi’nin gümüş yılına Valetta rıhtımında 1574 yılında inşa edilen görkemli binada bulunan Akdeniz Konferans Merkezi evsahipliği yapacak. Sahne tasarımı Maltalı mimar Carlo Schembri tarafından yapıldı. 

EFA’nın gümüş yılı ama adayların altın yılı! En İyi Film kategorisinde bu yıl dördü birbirinden güçlü altı aday bulunuyor. Bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan Michael Haneke imzalı “Aşk”, Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazanan Taviani Biraderler imzalı “Sezar Ölmeli”, Christian Petzold’a En İyi Yönetmen Gümüş Ayı kazandıran “Barbara”, geçen yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan’ı kılpayı kaçırıp FIPRESCI Ödülü kazanan Steve McQueen imzalı “Utanç”tan biri EFA Ödülü’nü kucaklamayı hak ediyor. Fransa’nın uluslararası gişe fenomeni “Can Dostum” ile Cannes Film Festivali Ekümenik Jüri Ödülü sahibi “Onur Savaşı” da aday listesini tamamlıyor. Halkın Seçimi adayları arasında yer alan “Can Dostum”un bu ödülü kazanması sürpriz olmaz...

“Bir Zamanlar Anadolu’da” film adayları arasına giremedi ama Nuri Bilge Ceylan, Christian Petzold’u geride bırakarak beş En İyi Yönetmen adayı arasına girdi. Eric Toledano ve Olivier Nakache da “Can Dostum” ile En İyi Senarist adayı olarak avundu. Ünlü Dogma yönetmeni Thomas Vinterberg geçen yıl EFA Ödüllerine damgasını vuran Danimarka’dan geldiği için Haneke ve Tavianiler gibi sinemanın büyük ustalarını ya da Steve McQueen gibi bir sanatçıyı geride bırakırsa Kuzey ittifakından kuşkulanmaya başlayabiliriz.

Senarist dalında Haneke ve Vinterberg de aday, elbette. Yakın rakipleri “Acımasız Tanrı” ile Roman Polanski ve Yasmina Reza. Yeni Rumen sinemasının en parlak ismi Cristian Mungiu ise “Tepelerin Ardı” ile Cannes Film Festivali’ndeki En İyi Senaryo Ödülü’nü EFA Ödülleri’nde de tekrar edebilir.

Carlo di Palma Avrupalı Görüntü Yönetmeni adayları arasında Gökhan Tiryaki’nin ismini Bruno Delbonell (Sokurov’un hayranlık verici Faust’u ile aday) ve Darius Khondji (Aşk) ile yan yana görmek gurur verici. “Bir Zamanlar Anadolu’da”daki çalışmasıyla bu adaylığı hak ediyor. “Kanıma Gir”deki çalışmasını takdir ettiğimiz Hollandalı görüntü yönetmeni Hoyte van Hoytema “Tinker, Tailor, Soldier, Spy / Köstebek” ile aday. “Açlık”ta da McQueen ile çalışan Sean Bobbitt  “Utanç” ile iddialı.

Oyuncu dallarında üç kuşaktan adaylar bir arada. “Aşk”ın başrollerini paylaşan, seksenlik iki dev oyuncu Emmanuelle Riva (85) ile Jean-Louis Trintignant (82) rafine performanslarıyla ödül ötesi bir konumdalar, zaten. Erkek oyuncuların işi zor gerçekten. Son dönemin en parlak aktörü Michael Fassbender “Utanç”taki kompleks karakterle bir yanda çoktan bir kült haline gelmiş Gary Oldman (Köstebek) diğer yanda. Geçen yıl EFA Başarı Ödülü’ne değer görülen Madds Mikkelsen “Onur Savaşı” ile bu başarıyı perçinleyebilir. “Can Dostum”un başarısında büyük paya sahip olan François Cluzet ve Omar Sy’yi de yabana atmamak gerek.

Kadın oyuncu kategorisinde Ulrich Seidel’ın “Paradies: Liebe” filmindeki performansıyla Margarethe Tiesel ünlü meslektaşlarının arasından sıyrıldı. Oscarlı Kate Winslet “Acımasız Tanrı” ile bir kez daha EFA Ödülü için iddialı. Nina Hoss “Barbara” ile Berlin’de Gümüş Ayı’yı kaçırdı ama vicdanlı ve kişilikli Doğu Alman hekim rolünde çok başarılı. Daha ilk filmi “Rosetta” ile Cannes’de ödül kazanan Emilie Dequenne, “A Perdre la Raison”da kocasının ilgisizliği ve art arda doğum yapmanın yarattığı travma yüzünden hastalanan genç kadını mükemmel canlandırıyor.

Türkiye bu yıl nedense pek varlık gösteremedi EFA’da. Açıkçası Keşif Ödülü adayları içinde “Tepenin Ardı”nın yer almaması çok şaşırtıcı oldu. Ama kısa film adaylarının en güçlülerinden birinin Rezan Yeşilbaş’ın Cannes’da Altın Palmiye kazanan “Sessiz”i olması memnuniyet verici.