Avrupa halký demokrasiyi hak ediyor!

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) dünkü toplantýsýnda Türkiye'nin durumunu "izleme"den "denetleme"ye aldý. Türkiye, 1949'da kurucu üyesi olduðu AKPM'de 1996'da denetim sürecine, 2004'te ise "denetim sonrasý izleme sürecine" dahil edilmiþti.

113 aleyhte, 45 lefte ve 12 çekimser oyla alýnan bu karara þaþýrdýk mý? Hayýr.

2013'ten bu yana yaþananlar bir yana, Avrupalý siyasetçilerin 15 Temmuz'da sergiledikleri tutum dün alýnan kararýn öncü iþaretiydi çünkü.

Herhangi bir Avrupa ülkesinde parlamento binasýna bomba atýlsaydý, askeri helikopterlerden halka ateþ açýlsaydý, tanklar insanlarýn vücutlarýný ikiye ayýrsaydý, Cumhurbaþkanýna suikast timi saldýrý düzenleseydi nasýl tepki verilirdi?

Fransa'da terör saldýrýsý olduðunda tüm Avrupalý liderler Fransa halký ile dayanýþma yürüyüþüne koþarak gitti. Türkiye'ye lütfen telefon etmeleri için bile haftalar geçmesi gerekti.

***

Fransa'da iki terör saldýrýsý oldu; iki yýla yakýndýr OHAL var. Cumhurbaþkanlýðý seçimini OHAL altýnda yaptýlar. Kimse bunu sorgulamýyor.

Üstelik mücadele ettikleri terör, Türkiye'dekiyle kýyaslanamayacak boyutta. Bir kere devleti kontrolü altýna almaya kalkan bir örgütten söz etmiyoruz Fransa söz konusu olduðunda. Devletin tüm organlarýna kripto olarak yerleþmiþ, devleti kendi amaçlarý doðrultusunda çalýþtýran bir örgütle mücadele etmiyor Fransa. Kim devletin kim FETÖ'nün askeri ayýrt etmek gibi bir yükümlülüðü yok. Kim devletin polisi, hakimi, savcýsý kim FETÖ'nün; tespit edip ayrýþtýrmak gibi zor bir iþi baþarmak zorunda deðil.

Türkiye, son üç yýlýný FETÖ, PKK ve DEAÞ baþta olmak üzere tüm terör örgütleriyle ve bunlarýn koordineli eylemleriyle mücadele ederek geçirdi. Tam da bu süreçte AB, Türkiye'den Terörle Mücadele Kanunu'nu (TMK) gevþetmesini istedi. AKPM'nin dün aldýðý kararýn habercilerinden biri de buydu.

Bir taraftan DEAÞ saldýrýyor, bir taraftan FETÖ ve PKK çukur terörü için iþbirliði yapýyor, her an bir canlý bombanýn yüzlerce masum sivili katletme tehdidi var, PKK devletin egemenlik alanýna ve vatandaþlarýn hanelerine tecavüz ediyor, FETÖ ise mütemadiyen istihbarat zaafý oluþturuyor... Bu ahval ve þerait içinde AB bizden TMK'yý revize etmemizi istiyor.

Üstelik Suriye ve Irak'tan Avrupa'ya geçmeye çalýþan sýðýnmacýlara Türkiye set olurken...

***

AKPM'nin dünkü kararýný, referandum sürecinde hayýr kampýna verdikleri destekten de biliyorduk. AGÝT, referandum ön raporunu HDP'nin mitinglerinde yer almýþ, PKK'nýn flamalarý altýnda poz vermiþ, Türkiye'nin bölünmesi gerektiðini savunan, PYD için yardým toplayan üyelerinin gözlemleriyle hazýrladý.

Daha tarafsýzý düþünülemezdi!

15 Temmuz'da darbecilere bel baðlamýþlardý, 16 Nisan'da hayýrcýlara.Ýkisi de umduklarý gibi olmayýnca kendi araçlarýný kullanarak siyasi operasyon çekmek zorunda kaldýlar. AKPM'nin kararý tam da budur.

Sonu Avrupa Birliði müzakere sürecini durdurmak mý? Var mý ki öyle bir süreç? Türkiye açýsýndan müzakere süreci, AB'nin gerçek yüzünü görmek gibi bir hayra vesile oldu, hepsi bu. Yoksa bir ülkeyi 60 yýldýr kapýda bekletmenin izah edilebilir bir tarafý yok.

Bu zilleti Türkiye'ye reva gören siyasetçi de bu saatten sonra bedel öder.

***

Bir de þöyle bir açýklama yapmýþlar,

“Denetleme süreci cezalandýrma deðil, dayanýþma göstermek anlamýna geliyor... Türkiye halký demokrasiyi hak ediyor.”

16 Nisan'da Türkiye, demokratik bir seçimle hükümet sistemini deðiþtirme kararý verdi. Siyasette istikrarýn süreklileþeceði yeni bir hükmet sistemine geçti.

Türkiye halký demokrasiyi hak ettiði için bunu tercih etti.

Fakat görünen o ki bu cümleyi artýk; yabancý düþmanlýðýnýn, baþörtüsü yasaklarýnýn, Müslüman karþýtlýðýnýn sýradanlaþmaya baþladýðý Avrupa için kuracaðýz.

Avrupa halký demokrasiyi hak ediyor!