Avrupa Ligi gecesindeki iki maçtan ilki, Konyaspor’undu... Rakip Salzburg yenilmeyecek bir takým deðildi ama, onlarýn sahip olduðu oyun ve takým disiplini; bizden çok yüksek olduðu için daha avantajlýydýlar. Tempomuz da çok düþüktü diyemeyeðim. Çünkü hiç yoktu... Salýna salýna oynadýk.
Konya’da Fofana diye biri var, evlere þenlik. Çok þey yapýyormuþ gibi algý yaratýp, aslýnda hiçbir þey yapmayan “Sanal gerçeklik” futbolcusu... Oyundan niye geç alýndýðýna deðil, nasýl olup da oynatýldýðýna þaþýyorum.
***
Salzburg, kendi evindeymiþ gibi rahat oynadý. Aslýnda 1-0’ýn üstüne yatma çabalarý bizim iþimize yarýyordu. Çünkü ikinci golü atmak gibi hevesleri yoktu. Bu durum bize bir þans tanýyordu. Fakat kaleci Serkan’ýn büyük hatasýndan gelen ikram gol; maçý da, umudu da, belki lider olma þansýmýzý da kursaðýmýza týkadý. Maç o anda bitti.
Hayallerimizi gecenin ikinci maçýna, Baþakþehir’in maharetli ayaklarýna öteledik... Ama Emre’siz, Adabayor’suz, Mossoro’suz, Volkan Babacan’sýz garip Baþakþehir tablosu, kafamýzý karýþtýrdý. Sakatlýk ya da ligi düþünerek adam dinlendirme durumu, takým bütünlüðünü bozmuþtu.
Alman takýmýndaki Türk futbolcu Kerem Demirbay, canýmýzý yakmaya niyetli olsa da; ilk yarýda iyi direndik. Ama ikinci yarýnýn hemen baþýnda þok golü yiyince, sonrasýnda çözüldük.
Rus hakem Alman takýmýna karþý hep þefkatli davranýrken, bize karþý nobrandý... Hatta lehimize verilmesi gereken penaltýyý bile es geçti. Yazýk!