Avrupa sinemasýnýn ruhu

Ýtalyan sinemasý eski günlerinin gururunu geri kazanýyor... Belçika sinemasýnýn yýldýzý ülkenin iki bölgesi üzerinde de parlýyor... Ýskandinav ittifaký sinemacýlarýný koruyup kollamaya devam ederken Ýspanyol sinemacýlar da Avrupa sahnesinde görünür olmaya gayret ediyor... Türk sinemasýna eskisi kadar raðbet edilebilmesi için AB’ye girme amacýnda kararlýlýk göstermek gerekiyor ki Eurimages’ýn yaný sýra MEDIA misali fonlardan da yararlanalým...

Yapýmcýlar görkemli geçmiþin gölgesinden çýkýp krizden silkinerek geleceðe bakma taraftarý... Avrupa film endüstrisi en iyimser tahminlere göre bile mali yönden küçülmek, coðrafi yönden geniþlemek, ergen erkek zevkini ana akým haline getiren Hollywood baskýsý karþýsýnda koruyucu ve dikkatli olmak zorunda... Bu noktada erkek egemen endüstri, kadýn sinemacýlara ve kadýn bakýþ açýsýna daha fazla yer vermeye gayret etmeli...

Avrupa Film Ödülleri’nin 26. kez verildiði, Avrupa Film Akademisi üyelerinin bir araya geldiði, genel kurulun düzenlendiði Berlin’deki haftasonunun zihnimde býraktýðý izler bunlar...

Ben özellikle Ýtalyanlarýn baþarýsýna dikkat çekmek isterim. En Ýyi Avrupa Filmi adaylarý arasýnda biri “Cennet Sinemasý”na imza atan Giuseppe Tornatore’nin “La Migliore Offerta”sý olan iki Ýtalyan filminin bulunmasý daha baþtan dikkat çekiciydi. Cannes Film Festivali’nde yarýþan Paolo Sorrentino imzalý “Muhteþem Güzellik / La Grande Bellezza”, Altýn Palmiye’yi kazanan “Mavi En Sýcak Renktir”i bu kez geride býraktý. Sorrentino En Ýyi Avrupalý Yönetmen, son yýllarda Ýtalyan sinemasýnýn en aranan aktörü haline gelen Toni Servillo En Ýyi Avrupalý Erkek Oyuncu, Cristiano Travaglioli bu filmdeki çalýþmasýyla En Ýyi Avrupalý Kurgucu seçildi. FIPRESCI - Keþif Ödülü adaylarý arasýnda Valerio Golino’nun “Bal”ý, En Ýyi Avrupa Komedisi adaylarý arasýnda Riccardo Milani’nin “Benvenuto Presidente!”si, Uzun Metrajlý Canlandýrma adaylarý arasýnda Enzo d’Alo’nun “Pinokyo”su yer alýyordu. Hemen her ana dalda bir Ýtalyan filminin bulunmasý diplomatik bir tavýrla açýklanacak gibi deðil!

***

85 yaþýndaki Ennio Morricone’nin “La Migliore Offerta” için yaptýðý besteyle En Ýyi Avrupalý Müzisyen Ödülü’nü almasý ise baþlý baþýna bir olaydý. Sergio Leone’nin spaghetti westernleri için yaptýðý müzikler dillerden düþmeyen; Bertolucci, Pasolini, Polanski, Von Trotta, De Palma ve baþka birçok önemli yönetmenin filmlerine beste yapan Morricone Avrupa sinemasýnýn ruhunu temsil ediyordu.

Ayný þeyi Catherine Deneuve’ün filmlerinden seçilen görüntülerle hazýrlanan kolajý izlerken de düþündüm: Jacques Demy’nin “Cherbourg Þemsiyeleri”nde o, Luis Bunuel’in “Gündüz Güzeli”nde o, Polanski’nin “Tiksinti”sinde o, Truffaut’nun “Son Metro”sunda o, Tony Scott’un “Açlýk”ýnda o, Von Trier’in “Karanlýkta Dans”ýnda o, Ozon’un “Potiche”inde o...

Dünya sinemasýnýn büyük ustalarýný sayarken aslýnda Avrupalý sinemacýlardan söz ediyoruz! EFA’nýn Dünya Sinemasýnda Baþarý Ödülü’nü birlikte çalýþtýðý kalabalýk bir oyuncu topluluðu eþliðinde alan Pedro Almodovar somut bir örnek iþte! Var mý onun tarihi, toplumu, siyaseti, sanatý, bütün delilikleriyle ve tutkularýyla insaný anlattýðý renkli alemini sevmeyen?

Akademi üyeleri ve eski kýtadaki sinema kurumlarýnýn yöneticileri bir araya gelip konuþunca Avrupa sinemasýnýn ortak noktasýnýn coðrafi ya da idari olmadýðý hemen ortaya çýkýyor. Bir yýl içinde üretilen filmlerin toplu deðerlendirmesi de ayný sonuca ulaþtýrýyor bizi: Avrupa sinemasýný yaratan o kadim kültür kolay kolay teslim olmayacak çünkü Bergman’dan, Pasolini’den Tarkovski’ye büyük ustalarýn ruhu üzerinde dolaþýyor!

Ve gelecek týpký onlarýn kendi zamanlarýnda yaptýklarý gibi biçem ve içerik açýsýndan öncü gençlerin vizyonunda þekillenecek.