Dün açýklanan dýþ ticaret verileri, Almanya’dan gelen istihdam verisi ve Ýsrail’in adrese teslim Suriye saldýrýsý; bu üç haberi birlikte deðerlendirmenin hayli ilginç olacaðýný düþüyorum.
Þimdi ilk iki veriyi belki yan yana getirip yorumlayabiliriz ama üçüncüsü için ‘ne alaka’ demeyin göreceksiniz çok ‘alakalý’ bir mevzu. Ýlk önce Türkiye’nin giderek düzelen dýþ ticaret açýðýndan baþlayalým. Aralýk ayý verileri ile 2012 yýlý ihracat-ithalat verilerini de elde etmiþ olduk. 2012 yýlýnda ihracat bir önceki yýla göre, yüzde 13.1 arttý. Ýthalat ise yüzde 1.8 azaldý. Dýþ ticaret açýðýný yüzde 20.7 azaltmýþ olduk, ihracatýn ithalatý karþýlama oraný da yüzde 56’dan 64.5’e yükseldi. Bu sonuncu veri önemli. Tabii burada itirazlar; ihracat tarafýnda altýn ihracatý meselesini öne çýkarma yönünde, ithalat tarafýnda da, ‘zaten iç pazar daraldý, büyüme düþtü bunun için de ithalat olmuyor’ þeklinde olacak.
Þu altýn meselesini geçelim ancak ikincisine katýlýyorum; ayrýca burada bir diðer sorun da bütçe yönünde; yani ithalat vergileri de düþen ithalatla birlikte düþtüðü için bütçe performansýný olumsuz etkiyor ve Maliye Bakanlýðý bu sefer dolaylý vergilere yükleniyor, bunun da hem enflasyon yönünde hem de talep yönünde çift taraflý olumsuz etkisi oluyor. Yani parasal önlemlere ve suni talep daraltýcý operasyonlarla cari açýk ve enflasyon düþürmeye çalýþmanýn sonucu bir müddet sonra hem yüksek enflasyon hem de durgunluk olabiliyor; yani stagflasyon. Tamam, þunu kabul edebiliriz; Türkiye burada bir denge yakaladý ve cari açýðý düþürebileceði kadar düþürdü; enerji hariç fazla bile vermeye baþladýk. Ama bu devam edebilir bir hal deðil; tam burada bir hamle gerekiyor. Salý günü Sanayi Bakaný Nihat Ergün, Ýstanbul’da Elektrik ve Elektronik Sektörü Stratejisi Belgesi’ni açýkladý. Sanayi Bakanlýðý, alanýna giren tüm stratejik sektörlerde, sektörlerin de katýlýmýyla, kapsamlý strateji belgeleri oluþturdu. Bunlarýn niteliksel toplamý Sanayi Strateji Belgesi... Sektör toplantýsý sonrasý Sayýn Bakan’a ‘sizin yaptýðýnýz bütün bu çalýþmalarýn -GSYÝH içinde Ar-Ge payýnýn artmasý ve Türkiye’nin ihracatý içinde ileri teknoloji yoðun mallarýn artmasý çabalarýnýn- sonuç vermesi için bunlarla uyumlu bir para ve maliye politikasý bütünlüðü olmasý gerekmiyor mu’ diye sordum, Nihat Ergün; bu soruya evet olmasý gerekiyor diye yanýt verdi ama tabii ki cari para ve maliye politikalarýný bizim eleþtirdiðimiz gibi eleþtirmedi. Bunu da, doðal olarak, beklemiyoruz ama hem Sanayi Bakanlýðý’nýn hem de Ekonomi Bakanlýðý’nýn -mesela ‘Girdi Tedarik Stratejisi’ Sanayi Strateji Belgesi’ni tamamlayan bir çalýþmadýr- yaptýklarý eðer bütünlüklü bir kalkýnma stratejisiyle buluþmazsa boþa gider. Bana göre bu anlamda þu sýra hem Sanayi Bakanlýðý hem de Ekonomi Bakanlýðý gerçek anlamda ‘baðýmsýz’ siyasi müesseselerdir. Ama mesela kanunla ‘baðýmsýz’ diye anlatýlan TCMB gerçek anlamda baðýmsýz deðildir. Çünkü TCMB’nin para politikasý,- Erdem Baþçý döneminde nispi bir ayrýþma olduysa da- çýkýþýný Washington Uzlaþýsý’ndan alan, çökmüþ neoliberal ezberlerden temellenen, küresel sermayeye baðýmlý bir çizgidir.
Þimdi bakýn dün gelen dýþ ticaret rakamlarýnda bizim ihracatýmýzda Irak ilk sýraya yerleþti. Dün Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi (TÝM) Baþkaný Mehmet Büyükekþi de bunu vurguladý. Avrupa pazarýndaki ihracat kaybýný biz Ortadoðu ve Afrika pazarlarýyla kapattýk. TÝM Baþkaný bu anlamda iki önemli vurgu yaptý; ‘pazar savaþý baþladý ve biz hem buna uygun bir para politikasý takip etmeliyiz hem de Ar-Ge&Ýnovasyon konusuna aðýrlýk vermeliyiz. TÝM, þimdi bir Ýnovasyon Strateji Belgesi hazýrlýyor.
Büyük oyun!
Almanya’nýn ihracatý düþüyor, çünkü Euro deðerli ve ihraç mallarda teknoloji farký kalmýyor. Dün gelen istihdam verisi de Almanya’da iþsizliðin yukarý çýkmakta oluðunu gösteriyordu. Nihayet kriz gerçek sahibine dönüyor. Japonya’nýn aklý baþýna geldi ve yeter artýk dedi, yen düþüyor ve birçok makine ve sanayi aksamý alýcýsý pahalý Almanya’dan vazgeçip Japonya’ya dönmeye baþladý. Bu arada bizim de makine ihracatýmýz artýyor.
Ýþte tam burada yani krizin Almanya’nýn kapýsýný çaldýðý, Türkiye’nin aðýr aksak da olsa, baþýný kaldýrdýðý, Asya’nýn büyümesine Japonya’nýn da katýlmaya çalýþtýðý, ABD’nin Ortadoðu’yu Türkiye gibi eksen ülkelere býrakmak zorunda olduðu ve K. Irak-Hazar enerji kaynaklarýnda Türkiye-Azerbaycan ittifakýnýn doðmakta olduðu konjonktürün baþýnda Ýsrail birden bire Suriye þahini kesildi. Ama Ýsrail operasyonundan önce Rusya da Esad’ý ilk defa eleþtirdi ve sona geldiðini ima etti. Almanya-Ýsrail-Rusya, hem petrol fiyatlarýný yukarý çekmek hem de Ortadoðu’da Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkeler lehine deðiþen yeni enerji paylaþýmýnýn yönünü deðiþtirmek için Suriye üzerinden müdahale ediyorlar. Ýsrail’in Suriye’ye saldýrýsýnýn Ýran’ý ayaða kaldýrýp yeni bir savaþ dengesiyle Baas’a meþruiyet kazandýracaðýný biliyorlar ve böylece her þeyi yoldan çýkartýp yeniden eskiye dönmek istiyorlar. Baþarýrlar mý; oyunlarý büyük ama zaman onlardan yana deðil.