Avrupa’da ekonomik krizin insani boyutu

Avrupa’da ekonomik kriz tüm ağırlığıyla sürüyor. Kriz çok boyutlu ama muhakkak ki insanı en yakından vuran yanı işsizlik.

Geçtiğimiz Cuma akşamı Avrupa’da  yayınlanan işsizlik verileri insani açıdan gerçekten çok can sıkıcı.

Avro bölgesinde işsizlik yüzde 11.9 ile tarihi bir rekora imza atıyor.

İspanya ve Yunanistan’da ise işsizlik oranları yüzde 27’ye ulaşmış bulunuyor.

Bu ekonomilerin sosyal olarak bu işsizlik oranlarını nasıl taşıyacakları çok belirsiz.

Toplumsal meselelerin AB ülkelerinde nasıl sonuçlar verebileceği tartışmalı.

Fransa’da 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ırkçı sağ partinin adayının seçilme ihtimali şimdiden tartışılıyor; böyle bir siyasi sonuç Avrupa’da nelere sebep olur, gerçekten bilinmiyor.

Genç işsizliği ise yüzde otuzlara dayanmış durumda.

Tüm bu olumsuz gelişmelerin kökeninde ise AB ülkelerinin avroya yönelik ortak bir siyasa, mesela ortak bir bütçe politikası  oluşturamamaları yatıyor.

İtalyan seçimlerinin sonucu meseleyi daha da komplike hale getirmiş durumda; unutmayalım İtalya Yunanistan kadar küçük bir lokma değil.

OECD ise konuya, işsizlik meselesine ilişkin yeni istatistikler yayınlıyor.

OECD istatistikleri artan işsizlik oranlarının yanısıra devreye bir de, en az işsizlik meselesi kadar vahim bir uzun vadeli işsizlik probleminin de girdiğini gösteriyor.

Uzun vadeli işsizlik demek bir işsizin bir seneyi aşan süre iş  bulamaması demek.

Bu durumda işsizler yavaş yavaş iş piyasasından kopmaya başlıyorlar, iş bulma ihtimalleri de o ölçüde düşüyor, ortaya umutsuz ve işsiz çok önemli bir kesim geliyor.

Türkiye’de, iş piyasasının çok özel koşullarından, uzun vadeli işsiz sayısı çok yüksek değil, bu da bizim önemli bir şansımız.

Avrupa’da işsizlik rekorları kuran İspanya’da 2007 senesinde uzun vadeli yani bir senedir işsiz olanların toplam işsizleri içinde payı yüzde yirmi iken 2012’de bu oran yüzde kırk beşe dayanmış durumda.

Yaklaşık beş senede bir ülkede uzun vadeli işsiz sayısı  iki kattan fazla artıyor ise herkesin oturup olan biteni iyi analiz etmesi şart.

İrlanda’da işsizlik oranı yüzde on dördü aşıyor ama muhtemelen daha da önemlisi işsizlik oranının içinde uzun vadeli işsizlerin payı yüzde altmışı geçiyor.

Komşumuz Yunanistan’da da, İtalya’da da uzun vadeli işsizlerin toplam işsizlerin içindeki payı yüzde elliyi çoktan geçtiler.

Çalışma piyasasının bu kadar dışında kalan insanlar yaşamlarının bu aşamalarından sonra acaba neler yapacaklar?

AB ülkelerinin bütününde toplam 26 milyon, avro bölgesini oluşturan 17 ülkede de 18 milyon işsiz var.

Bu kriz nasıl aşılacak?

AB ülkelerinin yönetimlerinde önemli bir çaba mevcut; AB Komisyonu, AB bürokratları zaten ellerinden geleni yapıyorlar.

Ancak, bu çabanın üye ülkelerin seçmenleri tarafından da desteklenmesi şart.

Bu konjonktürde AB karşıtı populist söylemler kolay ama orta vadede bu söylemleri hüsran bekliyor.

Önemli olan zoru başarmaya çalışmak ve başarmak. 

 twitter.com/KarakasEser