Önce hafta içinde bir Alman mahkemesinin kararý geldi... Neonazi partilerinin de Avrupa Parlamentosu’nda koltuk sahibi olabilmelerine olanak saðlayan bir yasal deðiþiklik ile seçim barajý düþürüldü. Mayýs ayýnda yapýlacak olan AP seçimlerinde böylece Alman faþistlerinin temsilcisi olan Neonazilerin de temsil olanaðý bulmalarýnýn önü açýldý.
Fransa’da aþýrý saðcý Milliyetçi Cephe önce ülkedeki yerel seçimlere damgasýný vuracak, ardýndan da Mayýs seçimlerinde Fransa’nýn asýl temsilcisi olarak Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasýnda arz-ý endam eyleyecek. Kehanette bulunmuyorum. Biz içerideki gündemle boðuþurken, Fransa’da birbiri ardýnda kamuoyu araþtýrmalarý yayýnlanýyor. Gün geçmiyor ki, Le Monde gazetesi yükselen saðýn sosyolojik zeminini irdeleyen bir analiz yayýnlamasýn.
Avusturya ve Hollanda’nýn Özgürlük Partileri, Ýtalya’nýn Kuzey Birliði, Ýsveç’in Demokratlarý, Belçika’nýn Vlaams Belang Partisi ve de Slovakya’nýn Milliyetçi Partisi...
Bu ýrkçý oluþumlarýn hepsi uygun adým Avrupa Parlamentosu’na ilerliyor.
Uzmanlara göre, AB karþýtý olan bu ýrkçý partilerin oluþturduðu blok, seçimlerde AP’deki sandalye sayýsýnýn beþte birini alacak güçte.
Bu konuda ilk dikkat çekme girþimi anti-semitizim korkusuyla Avrupalý Yahudilerden geldi.
Avrupa Yahudi Kongresi atarýndan yapýlan bir açýklamada bu tehlikeye dikkat çekildi. Ama þunun altýný da çizmeli... Aþýrý saðýn yükseliþinin asýl hedefi de kuskusuz göçmenler ve de Müslümanlar olacak.
Ýþsizlik oranlarýn yüksekliði, kemer sýkma önlemleri ve de ekonomik kriz faþizmin yükseliþinin nedenleri arasýnda kuþkusuz...
Ama bu yükseliþte, Avrupa deðerler sisteminin hasar görmesinin de önemli payý var.
Yukarýda saydýðým partiler aralarýna Yunanistan faþistlerini yani Altýn Þafak’ý almýyor haberlere göre... Ama bu hiç de inandýrýcý bulunmuyor bir taraftan.
Ukrayna’daki geliþmelerde özgürlük ve demokrasi maskesi altýnda aþýrý saðýn eylemlerine de þahit olduk. AB’yi amaç deðil, araç olarak gören aþýrý saðcý bir damar da Euro Maidan’da Viktor Yanukoviç’i deviren inisiyatifte rol aldý.
Mayýs’taki AP seçimlerine doðru daha çok sokak hareketleri göreceðiz. Yine araþtýrma sonuçlarý buna iþaret ediyor.
Ýçerideki geliþmeler kuþkusuz çok yoðun ama onlara dalýp da yanýbaþýmýzda yaþanan ve bizi doðrudan etkileyecek geliþmeleri gözardý etmeyelim derim.
Iraklý ve Suriyeli Kürtler
Mesut Barzani, Celal Talabani’ye göre daha aðýrbaþlý, sözü dinlenen ve karizmasý tartýþmasýz bir siyasetçidir. Yýllarca birbiriyle çatýþan iki Iraklý Kürt partinin, Kürdistan Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliði’nin liderleri olan iki isim, Irak’taki diktatör Saddam Hüseyin devrildikten sonra Irak Kürt bölgesinde görev paylaþmasý yaparken, Talabani cumhurbaþkanlýðýný istemiþ ama Barzani idari bir görev almamýþtýr. Þimdi sahnede Suriye Kürtleri de var. Suriye’de önemli geliþmeler yaþanýrken, Suriye Kürtleri de boþ durmuyor. Ama bu süreçte, Irak Kürtleri ile Suriye Kürtleri arasýndaki anlaþmazlýklarýn politik izdüþümü de ilginç oluyor. Örneðin geçen hafta Barzani Suriye muhaliflerini kabul ederek Kürtlerin haklarýnýn garanti altýna alýnmasýný istedi. Bu geliþme Suriye Kürt partisi PYD’nin eþbaþkaný Salih Müslim’i kýzdýrdý. Hem Salih Müslim, hem de Safeen Dizayee ile konuþarak süreci anlamaya çalýþtým. Özetle Iraklý Kürtler, Suriye Kürtlerinin kanton ilan etmesine müthiþ öfkeliler. Yersiz ve zamansýz buluyorlar. “Maaþlar Þam’dan yatarken, kanton ilan etmenin anlamý mý var” diyorlar. Suriye Kürtleri de Irak Kürtlerinin kendilerini muhatap almamasýna bozuluyorlar... Bütün bu geliþmeleri ise bir tek þey açýklýyor: Kürt siyasetinin pedagojik boyutu!