Avrupa’nýn; Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý yaþadýklarý, sosyolojik olarak aþýrý ýrkçý yaklaþýmlarýn fazlasýyla kabul görmesi sonucunda Almanya ýrkçý politikalarla, tüm Avrupa’yý cengine alabildi. Baktýðýmýzda, bu gidiþata karþý duruþ da söz konusuydu. Lakin hep ýrkçý söylem ve politikalar, pekiþtirilmeye baþladý. Sessiz kalan Ýngiltere; Ýkinci Dünya Savaþýndan zayýflamýþ bir Almanya çýkmasýný beklediðini, tarihten anlamaktayýz. Ayrýca ABD’nin uzun zaman bu duruma sessiz kalarak, Ýngiltere - Fransa arasýndaki ittifakýn bozulmasý için, Avrupa’nýn yeni savaþa itilmesini istemekteydi.
Ýngiliz - Fransýz ittifaký, Almanya’nýn doðuya ilerlemesini tetiklemekteydi. Zamanýn Sovyetleri ise telaþ etmeden, Almanya’nýn nasýl bir hamle yapacaðýný beklemekteydi.
Ýþin ilginç tarafý herkesin el birliði ile Almanya’nýn, Polonya’dan baþlayan savaþ serüveninin daha da derinleþmesini beklemekteydi. Peki neden?
Almanya; Avrupa içerisinde hep Ýngilizlere ayrýca bir sorun idi. Fransýzlar, Almanlarýn hegemonyasýndan rahatsýz idi. Ve direnmeden Fransa’yý teslim etmenin arkasýnda, sonucu okuma durumu yatmaktaydý. Hitlerle birlikte “Almanya ekolu” ve etkisi azalacaktý. Savaþ; hem Almanya, hem de Sovyetleri halsiz yapacaktý.
Burada, devreye ABD girecekti ve yeni dönemin tek aktörü niteliði ile Avrupa’yý da kontrol etme kapasitesini elde edecekti. Bu tarihi sürecin üzerinden geçme nedenim, þimdiki durumu okumamýza yardým edecek detaylara dikkat çekmektir.
Almanya þu anda, Ýngiltere ve ABD’nin tek renkli ve tek merkezli jeostrateji kurgusundan pek memnun deðil. Zaten hep geçtiðimiz yüz yýl içerisinde, elinden alýnmýþ haklara ve ambargolara raðmen, bir þekilde yeniden güçlenme ve ekonomik güç olarak masada yer almaya gayret ettiði ve sonuç aldýðý bir gerçekliktir.
Lakin Almanya; sadece Anglo-Sakson ittifak için deðil, hem de Rusya için, hep rahatsýzlýk objesi oldu. Rusya da; Almanya için, artýk savaþmak istemediði pazarlarýna girmekle, etki alanýna aldýðý bir hedef olarak görülmektedir.
Sovyet döneminde, Putin’in istihbari faaliyetini Almanya’da görev yaparak pekiþtirmesi, sonraki yýllarda devletin üst kademelerine kadar yükselmesinde rol oynadý. Almanya; Rusya için, bu denli önem arz ediyor.
Çarlýk Rusya’sýnda da, Rusya Devletinin üst kademesinde Almanlarla kurulan aileler, ittifak evlilikleri hep ön planda olmuþtur. Çariçe Katerina’nýn kökleri de Alman’dýr.
Dolayýsý ile Rusya için Almanya müttefik olarak hep manidar oldu. Lakin hem Birinci hem de Ýkinci Dünya Savaþlarýnda, Ruslarla Almanlarýn karþý karþýya getirilmesi altyapýsýnýn dizayn edildiðini ve pekiþtirildiðini görmekteyiz.
Þimdi günümüz dünyasýnda Almanya’nýn, Türkiye saldýrýlarýnýn altýnda yataný anlamaya gayret ederken, Ýkinci Dünya Savaþýndaki Anglo-Sakson ittifakýn nasýl bir etki oluþturduðunu, nasýl Sovyetlerle Almanlarý karþý karþýya getirildiðini ve sonuçta kimin zararlý, kimin kârlý çýktýðýna bakmamýz önemlidir. O zaman þimdi ki ortamda bu gerginliðin, daha fazla kimin iþine yaradýðýný görebiliyoruz!
Almanya, hep ýrkçý cereyanlarýn ilham kaynaðý olarak tarih yazmaktadýr. Avrupa’daki bu ortamýn çýkýþ noktalarýný doðru okumamýz lazým. Sessizliðini koruyan Ýngiltere’nin de, buradan ne gibi pay çýkaracaðýna bakmak þarttýr!
Almanya’nýn bu genetik kodlarý, her tarihi aþamada iyice kaynatýldý.
Almanya'nýn Türkiye’yi kendine ciddi sorun görmekte olduðu aþikârdýr. Rusya ile kapýþmak istemeyen Almanya için, kapýþacak bir duruma ihtiyacý vardýr. Baþka türlü, yeni dönemde, yeni jeostratejide, tekrar kaybedeceklerinden rahatsýzdýr. Ýngilizlerin bakýþ açýsý yine aynýdýr. Bir zamanlar Rusya ile þimdi Türkiye ile kavga, “zayýflamalarý için iyi bir hamledir” diye bakmasý normaldir.
Lakin burada Almanya’nýn derinden nasýl bir rahatsýzlýk geçirdiðini görmemiz, Türkiye’nin ne kadar önemli jeostratejiye girdiðinin kanýtýdýr!
Fransa ile Almanya ortaklýðý, birlik içerisinde hep suni altyapý ile pekiþtirildi. Neredeyse Fransa ve Almanya’nýn ortak ordularý vardý. Lakin subaylarý birbirlerini sevmezlerdi ve neredeyse nefret ederlerdi. Almanya’nýn ýrkçý kodlarýnýn, giderek Avrupa’nýn belli hissesini kapsayacaðý net görülmektedir. Seçimlerde kullanýlmak amaçlý olsa bile, eðer bu durum iþ yapýyor ise bu “Avrupa’nýn sonunun baþlangýcýdýr” kanaatini pekiþtirmektedir.