Avrupa, modern medeniyetin temsilcisi olarak sahneye çýktý. Rönesans kavramý doðuþu anlatýyor. Doðan Avrupa'dýr. Yeniden denmesine raðmen aslýnda Avrupa ilk defa doðar. Çünkü Grek ve Roma Avrupa deðil. Roma Akdeniz, Grek de Egedir. Oysa Avrupa, modern medeniyettir. Orta Avrupa coðrafyasýndan doðar ve þekillenir. Ýtalya, Fransa, Ýngiltere ve Almanya bileþiminden meydana gelir. Felsefesi, sanatý, reformlarý, endüstri devrimi ve aydýnlanma hareketiyle bir medeniyettir.
Dünyaya emperyalizm kadar aydýnlanma düþüncesini, milliyetçi ve sosyalist ideolojileri de taþýr. Fransýz ihtilali ile Marksist devrimler bunu anlatýr. Dünya, Avrupa medeniyetiyle tek uygarlýk haline dönüþür. En az üç yüzyýldýr böyle bir dünyada yaþýyoruz. Pantolonumuz, Ýngilizcemiz, filmlerimiz, kamyonlarýmýz oradan gelir. Beðenilerimiz Avrupa'dýr. Bedenimiz ile ilgili beðenilerden tutun da giyinme beðenilerimize kadar bu böyledir. Hepimiz az çok Avrupalý olduk. Onun ruhundan þekillendik. Romanlarý, filmleri, modalarý, üniversiteleri bu ruhu taþýdý.
Avrupa yaþlandý artýk. Medeniyet teorisyeni Ýbn Haldun'un dediði gibi her medeniyet doðar, büyür ve son bulur. Tarih, medeniyet mezarlarýyla doludur. Bugün onlarý müzelerde sergileyerek eðleniyoruz veya ders çýkarýyoruz. Avrupa da bir sona doðru gidiyor. Spengler, daha yüzyýl önce Batýnýn Çöküþü dedi. Avrupalý yazarlar Modernliðin Sonu'nu ilan ettiler. Avrupa, bu sona gelmeyi aþmak için kendisini yeniden üretmek için büyük bir gayret gösteriyor. Yeni felsefeler çýkýyor. Ancak bu da felsefesizdik diyebileceðimiz post-modernlik. Nihilizm ve septisizm bataklýðýyla hakikat yok diye haykýrýyor. Yani yol yok, aydýnlýk yok, güneþ yok. Yok olmanýn ve sona gelmenin çýðlýklarý.
Avrupa, moderniteyle düþüncenin zirvelerine vardý. Teknoloji ve AB ile geniþ bir toplum uzlaþmasý üretti. Fakat bütün bunlar büyük bir sarsýntý yaþýyor. Göçmen ve yabancý düþmanlýðý, aþýrý milliyetçiliðin egemen hale dönüþme iradesi göstermesi, makineleþmenin yeni boyutuyla insanlarý konfor kaybýna uðratmasý... Avrupa özgürlük ve ekmek için kapýsýna koþulan bir ideal toplum olmaktan uzaklaþýyor.
Fransa, göçmenleri "medenileþtirmek" yerine onlarý gettolara hapsediyor. Ýnsanlarý ölüme ve çürümeye mahkûm ediyor. Buradan isyan ve kýzgýnlýk yükseliyor. IÞÝD'e en fazla insan bu gettolardan devþirildi. Þimdi bu Fransa'da aþýrý milliyetçi parti, %31.5 oyla birinci oluyor. Irkçýlýk, medenileþme projesinin yerini alýyor.
Almanya'da, her zaman aþýrý milliyetçilik kor halinde duruyor. Merkel gibi saðduyulu liderler gider gitmez hemen kendisini ortaya koydu. Kara Avrupa'da ýrkçýlýk doðdu, mezhep savaþlarý yaþandý, soykýrým uygulandý. Buradan da barýþlara ve uzlaþmalara vardýlar. Son barýþ projesi AB. Avrupa Parlamento seçimlerinde þimdilik merkez siyaset çýktý. Saðduyulu siyaset. Fakat þaþýrtýcý bir þekilde aþýrý sað da varlýðýný koruyarak yükseliyor. Avrupa'nýn Sonuna kibrit çakmak için bekliyor.
Avrupa'nýn insan modeli artýk "birey"den "kolektif" olana koþuyor. Büyük Fransa ve Büyük Almanya idealleri içinde kendisini algýlamak istiyor. Çünkü ezildiðini, küçüldüðünü ve yok olacaðýný düþünüyor. Rusya tehdidi, Ýslam tehdidi, göçmen tehdidi bu korkuyu besliyor! Avrupa, büyüklüðünü medeniyet projesinde hissetmekten çýkarak ýrkta ve ulusta hissetmeye yöneliyor.
Avrupa kolayca bir medeniyet haline gelmedi. Sonu da kolay olmayacak. Çünkü halen büyük bir ticaret, sanayi, entelektüel bir kýta. Artýk milyonlarca farklý ýrktan insanlar yaþýyor burada. Sadece Müslümanlar kýtanýn %15'ini oluþturuyor. Mülkleri var, mabetleri var, aidiyetleri var. Ülkemiz en büyük ihracatýný Avrupa'yla yapýyor.
Avrupa'nýn Sonu ile gelecek sarsýntýlar dünyayý da büyük sarsýntýlara sokar. Demokrasi, insan haklarý ve hukuk devleti gibi deðerler yerine devlet kutsamasý, ulus kutsamasý, kolektivizm hýzla yükselebilir. Alternatif gözüken Çin ve Rusya bunun en iyi modelleri.
Türkiye, kendi yolunu bulacak!