Ayakkabı doktoru dünya markası olmak için yürüyor

Temelleri yaklaşık çeyrek yüzyıl önce atılan ancak ‘klimalı ayakkabı’ tasarımıyla adını duyuran King Paolo markasının yaratıcısı Ersoysan Ayakkabı ve Deri Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Turan, ayakkabıcılığın kalbi Gedikpaşa’da yetişmiş Tekirdağlı bir sanayici. 15 yaşında ayakkabı sektörüyle tesadüfen tanışan Turan, bugün İkitelli’de 5 bin metrekarelik bir alanda ürettiği ayakkabılarını tam 80 ülkeye satıyor. Yurt dışındaki varlığını mağazalar açarak sürdürmeyi hedefleyen ve bu doğrultuda kapasitesini yüzde 80 artıracak 800 bin liralık yeni yatırımını hayata geçirmek üzere olan Turan, hikayesini, çalışmalarını, hedeflerini ve ayakkabı sektörünü anlattı.

-Tamamı yerli üretim olan ayakkabı markanız King Paolo’yu dünyaya satıyorsunuz. Ayakkabı sektörüyle tanışmanız nasıl oldu?

15 yaşında ayakkabı sektörüyle tanıştım. Bir ütü atölyesinde ustabaşı olarak çalışan babam geçimimizi sağlıyordu o zaman. Babam sıradan bir çalışan değildi, kendi kendine ilk tost makinasını ilk buharlı ütüyü yapan kişiydi. Beni de bir ayakkabıcının yanına çırak vermişti. Askere gidene kadar ayakkabıda değişik alanlarda çalıştım. Askerlik sonrası 1989 yılında 30 metrekarelik bir mağazayla Gaziosmanpaşa’da kendi işimi yapmaya başladım. 15 yaşındayken kendi kendime “Eğer 25 yaşına kadar kendi mağazamı açmamış olursam, bu işi bırakıp maaşlı bir işe gireceğim” diye karar almıştım.

-Marka olmanızın hikayesi...

Hızlı bir yol aldım, birer yıl arayla ikinci ve üçüncü mağazaları açtım. Bu arada sektörde mal tedariği ile ilgili yaşanan bir sıkıntı da vardı. Ufak bir atölyede haftada 200-300 ayakkabı üretecek şekilde imalata başladık. Bunu ortaklıkla yapmıştık sonra ortağımızla yolları ayırarak tek devam ettik. İmalatın fikir bazında değişiklikleri yapmaya olanak verdiği gerçeği vardı. Burada hayalleri gerçekleştirebildik. Hayalleriniz doğrultusunda önünüz açıktır üretimde. Böylece Türkiye’de hava sirkülasyonu sağlayan klimalı sloganıyla çıkardığımız ürünü geliştirdik. Bu da bizim dönüm noktamız oldu. Kendi çapında mekanizması olan ilk üründü bu. Bunun için ciddi bir Ar-Ge çalışması yaptık. Ancak bu ürünün testlerini yapabilmek için bir makine araştırdık. Bulamadık. Basınç analiziyle birlikte ayakların basış şeklini ölçen, bakteri ölçümü yapan bir cihaz yoktu. Bu cihazı Amerika’da bulduk ve getirdik.

Hush Puppies’i 12 ülkeye satıyor

-Piyasada çok sayıda ayakkabı üreticisi var. Sizin ayıran nedir?

Bizim ürünlerimiz iki gruba ayrılıyor. Birincisi günlük ve moda ürünleri, bunlar üretimin yüzde 70’ini oluşturuyor. İkinci grupta ise sağlık ve konfora yönelik ürünler. Aynı zamanda bazı markaların distribütörlüğünü yapıyoruz. Bunların başında ise Hush Puppies geliyor. Üretim bantları da biz de ama bazılarını da getiriyoruz. Üretim bizim işimiz, biz tüccar değil sanayiciyiz. Bizim için önemli olan istihdam sağlamak, yoksa alıp satmak işin kolay tarafı. 300 bayiyle çalışıyoruz. Herkesin beğenisine her yaşa hitap ediyoruz. Sadece çocuk koleksiyonu hazırlamıyoruz çünkü çocuk aynrı bir ihtisas alanı. 6 kategoride 600 ürünle çalışıyoruz.

-ABD’li Hush Puppies markasıyla yollarınız nasıl kesişti?

Değişik ürünlerle piyasaya çıktığınız zaman sizi dünyada birileri takip ediyor. Dünyadaki markaların sizinle ilgilenmesinin önü açılıyor. Amerikan markası Hush Puppies bizimle irtibata geçti ve ziyarete geldiler. Hem üretim hem mağazacılıkla ilgili teklifte bulundular. Biz de onlara Türkiye ve çevre ülkeleri kapsayan distribütörlük teklif ettik. Önce sıcak bakmadılar, şimdi 12 ülkeye bu markanın üretimini yapıyoruz. 

-Kendi markanızla dünyaya ihracat yapıyorsunuz...

King Paolo markası olarak yıllar önce aldığımız fason üretim yapmama kararını uyguluyoruz. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da kendi markamızla varız. Bu şekilde girdiğimiz ülkelerde marka olduk. İngiltere, Almanya, Balkan ülkeleri, Rusya, Kırgızistan, Kazakistan ve Suudi Arabistan, Dubai, Libya ve Irak’ta varız. Toplam 80 ülkeye girmiş durumdayız. Yurt dışındaki prensibimiz malın ayağa düşmemesi. Güzel ürün yaparken piyasaya çok sürüp fiyat politikasının alt düzeye çekilmemesine dikkat ediyoruz. İstikrarlı şekilde markanın değerinin kaybolmaması doğrultusunda çalışıyoruz. Şu an bizim ihracatımız üretimin yüzde 30’unu oluşturuyor. Fiyatlarımız ise mağazalarda 139-169 lira arasında değişiyor.

-Türkiye’nin bir dünya markası çıkar ması gerçekten mümkün mü?

Kriz tecrübesini erişmiş durumda Türk sanayicisi. Enflasyonsuz, karların düşük olduğu ticarete alıştık, stratejileri buna göre belirliyoruz. Bu doğrultuda artık sesimizi dünyaya duyurma aşamasındayız, bundan sonra yavaş yavaş Türk markaları dünya markası olarak çıkacaktır diye düşünüyorum. Bir dünya markası olma hedefimiz var. Bunun da ikinci üçüncü kuşaklarda marka gerçekleştirilebildiğini görüyoruz. Dünyada köşe başları tutulmuş durumda tercih edilecek özelliğiniz olmalı.

-Perakende tarafında neler yapmayı planlıyorsunuz?

Perakendeye iki yıldır hız verme gayreti içindeyiz. 5 mağaza açtık ve genelde avm’lerde yer olmayı hedefliyoruz. Bir yıl sonunda mağaza sayımızı 10’a çıkarmış olmayı planlıyoruz. Şu anda alışveriş merkezi furyası var. Bu konuda seçiciyiz, doğru gördüğümüz noktalarda olmayı planlıyoruz. Yurt dışında da Libya’da mağazalaşmaya başlamayı planlarken biraz frene bastık oradaki durum nedeniyle. Çünkü içinde bulunacağımız avm inşatı durdu. Ama biz orada mutlaka mağaza açacağız. Irak’ta da mağaza düşünüyoruz. Yurt dışında mağazalaşma bizim ciddi ve öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

-Büyüme hedefiniz...

Kurulduğıumuzdan bu yana koyduğumuz hedefleri hep yakaladık. Büyüme hedefini de yüzde 20 olarak belirliyoruz. Üretimlerimizi standardı kaliteyi bozmamak adına fason yaptırma ihtimalimiz yok. Dolayısıyla ürünlerimiz de üretim odaklı. Bu kapsamda da hazırda yeni bir bantımız var kapasitemizi artıracağız. Bir yıldır bunun altyapı çalışmasını tamamladık. 800 bin dolarlık bu yatırım kapasitemizi yüzde 70-80 artıracak. Reklam ve pazarlamayla ilgili yatırımlara da ihtiyaç duyuyoruz. Bundan sonraki pazarlama stratejisi üretim kadar önemli. Ancak özellikle yurt dışı pazarlama ciddi maliyet yaratıyor.

KAPASİTEYİ %?80 ARTTIRIYORUZ

Devreye almak üzere olduğumuz 800 bin dolar tutarındaki yatırımımızla kapasitemiz yüzde 80 artacak. Bu da dünyaya daha da yayılmamız için gerekliydi.

Ar-Ge kapsamında Türkiye’nin ayak haritasını çıkardık

KLİMALI ayakkabılarımızı üretirken Ar-Ge aşamasında getirdiğimiz özel cihazla Türkiye’nin ayak haritasını çıkarttık. Bu cihazla bir üniversitede 2 bin 500 kişinin ayak ölçümlerini yaptırdık, Türk insanının ayak haritasını çıkarttık. Ölçümlerde her 100 kişiden 98’inin ayaklarında basış bozukluğu olduğunu gördük. 100 kişiden 90’ı sol ayağına ağırlık vererek basıyor. Ön parmaklara verilen yük ya da topuklara daha fazla basılmasından kaynaklanan bozuklukların azımsanamayacak kadar çok olduğunu da tespit ettik. Ayakkabı gıda kadar önemli, ayakkabılar gün boyu sizi taşıyor. Doğru kullanılmadıklarında kalıcı sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.

Yurt dışı pazarlar için ürettiğimiz ‘King Paolo’ yurt içi markamızı yedi

BİZ ilk imalata başladığımızda iki markayla yola çıktık. ‘Kral Şehir’ anlamına gelen ‘King Paolo’ bizim yurt dışına giden ürünlerde kullandığımız markaydı. Ancak iç piyasada bu markaya da bir ilgi oluştu ve hep bu markayı istemeye başladılar. Ürün talebi karşısında bu markayı kullanmaya başladık. Bu sürece müdahale etmedik, öyle gitti. Yeni markalar da var elimizde ama şu an böyle devam ediyoruz. Hedef dünyaysa ikinci marka çok da gerekli değil diye düşünüyorum. Türkiye için belki doğru bir strateji ama biz dünyayı hedefliyoruz.

İlk defa şeker hastalarına yönelik tasarım yaptık

AR-GE bölümümüzde çalışmalarımız devam ediyor. Yeni tasarımlar, ihtiyaca yönelik ürünler bizim faaliyet konumuz. Klimalı ayakkabıların ardından gördüğümüz ihtiyaç nedeniyle diyabet hastalarına yönelik ayakkabı geliştirdik. İşin içine girince diyabet hastalarında yaraların kapanmamasından kaynaklanan sorunların olduğunu gördük. Ayakları yaralamayacak yumuşak bir ürün yapılabileceği konusunda doktorlarla fikir birliğine vardık. Üniversitelerle görüş alışverişlerinde bulunarak ayak yapısının analizlerini araştırdık bir ürün ortaya koyduk. Bir ürünümüz de anne adaylarıyla ilgili... Ayaklarda şişme, denge problemi yaşayan bu grup insanlarla ilgili de değişik ayak ölçümleri yaparak bir koleksiyon geliştirdik.