Aydýn Doðan çýldýrmasýn da kim çýldýrsýn

Bu ülkede bir zamanlar bir ”büyük” bir de “küçük” Ýmparator vardý. Bu iki imparatorun küçüðü iþin tamamýný Zafer Mutlu’ya…

Büyük Ýmparator ise Ertuðrul Özkök’ü emanet etmiþti.

Sabah gazetesinin sahibi Dinç Bilgin’in lakabýydý Küçük Ýmparator…

Hürriyet gazetesinin sahibi Aydýn Doðan’ýn lakabýydý Büyük Ýmparator.

Bu iki Ýmparator 28 Þubat sürecinde, “Gerekirse silah bile kullanýlýr” manþetlerinde, “Muhtar bile olamaz” manþetlerinde birbiriyle yarýþýr olmuþtu.

Mutlu ve Özkök rakip olmalarýna raðmen Türkiye’nin ara rejiminin taþýyýcý ana aktörleri olmakta ortaktýlar.

Týpký rakipmiþ gibi davranan Aydýn Doðan ve Dinç Bilgin gibi..!

Küçük ve büyük Ýmparator lakaplarýyla anýlan iki isim ellerindeki medya silahý ile Türkiye ekonomisinde, finanstan üretime kadar her alanda kendilerini büyüttüler güçlendiler.

Kurduklarý düzene karþý çýkan kim varsa ezip geçmekten, itibarsýzlaþtýrmaktan, kumpas kurmaktan kendilerini geri durmadýlar.

Doðan bir baþbakan için neler yazdýrmýþtý?

Hatta hatýrlayýn Büyük Ýmparator’un eski tavla arkadaþý ve ayný zamanda tetikçiliðiyle mahir ve o dönemde her fýrsatta “minik kuþu” öten Emin Çölaþan dönemin Baþbakaný Bülent Ecevit için neler yazmýþtý.

“…Bülent Bey yatakta olmasý gerekirken, kapýyý çoðu zaman o açýyor. Rahþan Haným içeriden sesleniyor:
‘‘Ayy, ben iþ yapýyordum, zili duymamýþým.''
Bülent 
Bey'e bacaðýndaki arýza için kasýðýna kadar özel çorap verilmiþ. Kapýyý bir açýyor ve çorap ayak bileklerinde. Çelik korse çözülmüþ.

…Hastaneye yattýðýnda bütün derisinde kabarmalar ve lekeler var. Cildiye uzmanlarý bunlarý önce bir hastalýk zannedip incelemeye alýyor. Sonra görülüyor ki, bunlar iyi yýkanmadýðý, iyi temizlenmediði için oluþmuþ þeyler. Hastanede her tarafý güzelce yýkanýp paklanýyor, pamuklarla siliniyor. Cildinin temizlik sonrasý aldýðý renge Rahþan Haným bile þaþýrýyor... "Meðer senin ne güzel tenin varmýþ Bülent" diyor.
Bülent Bey'in iyice uzamýþ ve bakýmsýz kalmýþ el ve ayak týrnaklarý da hastanede güzelce kesiliyor, temizleniyor. Ellerine bir güzellik geliyor, ayaklarý rahat ediyor.
Þimdi iþin daha vahim bir boyutuna geliyorum. Baþbakan'ýn, hastaneye geldiðinde resmen "AÇ" olduðu görülüyor.…
Akýllarda, aylardan beri bir soru var:
Ecevit bu durumuyla baþbakanlýk yapabilir mi?” 
(Emin Çölaþan 2 Temmuz 2002 Hürriyet)

Ki o dönem, Ecevit’i devre dýþý býrakýp Amerika’dan ithal Kemal Derviþ’in kontrolünde yeni bir hükümet kurulmasý büyük ve küçük imparatorun hayaliydi.

Yine hatýrlayýn dönemin Doðru Yol Partisi Genel Baþkaný Tansu Çiller’in mayolu resimlerini kimlerin çektiðini…

'Ýspatlayýn kendimi asarým' diyen Aydýn Doðan hala aramýzda

Bitmedi Büyük Ýmparator lakaplý Aydýn Doðan’ýn bir adamý,  1999 genel seçimleri döneminde Nisan ayýnda bir siyasetçiye hem de kadýn siyasetçiye kumpas kurmuþtu.

Konuyu daha önce yazmýþtým yine hatýrlatayým, Dönemin Doðru Yol Partisi Genel Baþkaný Tansu Çiller NTV’de Murat Birsel’e konuk oldu. (Nisan 1999)

Murat Birsel, Milliyet gazetesinin o dönemde peþ peþe Çiller aleyhine attýðý manþetleri hatýrlatýnca Çiller, “Bana Aydýn Doðan’ýn adamlarý kumpas kurdu” iddiasýný dile getirdi.

Aydýn Doðan canlý yayýna baðlanýp, “Ýspatlasýnlar kendimi Taksim Meydaný’nda asacaðým” diye baðýrdý. Yetinmedi gidip Kanal 6 televizyonunda da ayný ses tonuyla “asarým-keserim” dedi..!

Bu “asma, asýlma, ispat, mispat” meselelerinin hemen ardýndan 13 Nisan 1999’da Nazlý Ilýcak, Aydýn Doðan’ýn sahibi olduðu Milliyet’in Erzurum muhabirinin Tansu Çiller’e kurduðu “kumpas”ýn belgesini Yeni Þafak gazetesinde yayýnladý.

Böylece “Ýspatlayýn. Ýspatlarsanýz kendimi Taksim Meydaný’nda asacaðým “ diyen Aydýn Doðan’ýn ne yapacaðý merakla beklenmeye baþlandý.

Cevap yine Nazlý Ilýcak’tan geldi.

Nazlý Ilýcak, “Merak etmeyin asmaz çünkü daha önce de Merter’deki yeþil alan konusunu yazdýðýmda da ayný þeyleri söyledi”minvalinde bir yazý kaleme aldý.

Bu tekil olay bile Aydýn Doðan’ýn “benden gayrýsýna yaþam hakký yok” cüretkarlýðýnýn ispatýdýr.

O günler þükürler olsun ki geride kaldý.

Küçük Ýmparator zaman içerisinde tasfiye oldu. Lakin Aydýn Doðan bugün hala medya iþ dünyasýnda kendisini bir “dev” olarak görüyor.

Aydýn Doðan’ýn Türkiye’nin siyasal hayatýna müdahale etme becerisi bu dönemde en aza indi.

Bitti demiyorum en aza indi.

Ancak Aydýn Doðan ve þürekasý eski alýþkanlýklarýný terk etmiyor.

Her vesile ile “siyaset dizayný” konusunda hamle yapan ya da yapmaya yönelen bir Aydýn Doðan görüyoruz.

Bir farkla… Eskiden lakabý “Büyük Ýmparator”du. Þimdiyse ekonomik olarak büyümekle birlikte o eski “etkin gücü” yok, sadece sýradan bir medya patronu.

Yaptýklarý belli ya “karakter suikastý” ya “iftira” ya yalan.

Dünkü Star’ýn birinci sayfasýnda okumuþ olmalýsýnýz.

“Karýncanýn zevali gelince…” baþlýklý yazýda, tam da yazdýklarýmýn tercümaný þu cümleyi not ettim: “Yýllarca ülkede yegane güç sahibi iken, bu gücün göz göre göre avuçlarýndan kaydýðýný fark etmek, hak, hukuk gözetmeden sadece güce tapýnanlar için hiç de kolay deðildir.”

Aydýn Doðan’a son bir öneri, “Merteðe kafaný vurmadan, uyan!”