Bakýn dün Yeni Þafak Genel Yayýn Yönetmeni Ýbrahim Karagül “Derebeylik dönemi bitti Aydýn Doðan” baþlýklý yazýsýnda yakýn geçmiþte yaþanmýþ çok önemli bir olayý hatýrlattý:
“…2 Kasým 2001'den bir haber hatýrlatayým size: ‘ANAP Genel Baþkaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Mesut Yýlmaz ile kader birliði yapan Doðan Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Aydýn Doðan, bir süre önce gazetemizin sahipleri olan Albayrak A.Þ yöneticileri ile görüþtü. Görüþmede 54. Hükümet'i kendisinin yýktýðýný söyleyen Doðan, ‘Refah-Yol Hükümeti döneminde Maliye, Hazine, Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý üzerime gelmeye baþladý. Hesaplarýmý incelemeye aldýlar. Ýki ayým kalmýþtý. Ya ben dedim, ya da 54. Hükümet. Düðmeye bastým ve yýktým. Hükümeti yýkmasaydým, ben yýkýlacaktým” (20 Mayýs 2015 Yeni Þafak)
2001’de hükümet yýkan Doðan, son 13 yýlda birkaç kez “yýkma” teþebbüsünde bulunduðu Recep Tayyip Erdoðan ve Ak Parti iktidarýndan her seferinde “tokat” yedi.
Lakin biliyoruz, “Can çýkmadan, huy çýkmaz”mýþ!
Bugün yine darbeci Sisi’nin seçilmiþ cumhurbaþkaný Mursi’ye verdirdiði idam kararý üzerinden göndermelerde bulunuyor.
Sonra da “Sayýn Cumhurbaþkaný” diye baþladýðý “aðlak” baþ yazýda iþi piþkinliðe vurmaya yelteniyor.
Oysa yakýn tarih Aydýn Doðan ve þürekasýnýn demokrasi ve sivil siyasete müdahalesinin örnekleriyle dolu.
***
'Ecevit’i itibarsýzlaþtýran da Aydýn Doðan'
Bülent Ecevit’e yönelik “karakter suikastý”ný bir önceki yazýmda yazmýþtým. Bugün size son bir hatýrlatma yapmak istiyorum, Aydýn Doðan’ýn Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ile giriþtiði savaþlara…
Dönemin Yeni Þafak yazarý Taha Kývanç, Aydýn Doðan’ýn, Bülent Ecevit’i nasýl yýprattýðýný anlattýðý kulis yazýsýnda, “..Ölmeden az önce, henüz baþbakanlýk koltuðunda otururken Bülent Ecevit aleyhinde de kampanya yürütmüþtü Doðan Medya Grubu gazete ve TV'leri... Bülent Ecevit de mi Aydýn Doðan'ýn basýn özgürlüðüne göz dikmiþti acaba? Yoksa Aydýn Doðan mý Bülent Ecevit'in koltuðunu terk edip yerini Hüsamettin Özkan'ýn almasýný istediði için, seçim (2002) sonrasýnda da Kemal Derviþ'in baþbakan olmasýný saðlama hevesiyle Ecevit karþýtý bir çizgi izletiyordu?"
Ýbrahim Karagül’ün ifadesiyle “derebeylik” dönemine öykünen Aydýn Doðan’a birisinin gidip “geçti o günler” demesi gerekmiyor mu?
Yoksa “Kefen edebiyatýna giriþ” baþlýklý yazýda “Yahu hani sen kefenini giymiþtin, ne oldu o iþ” diye gönderme yapmaya çalýþanýn, Aydýn Doðan’a “Yahu hani sen Taksim Meydaný’nda hem de kaç kere kendini asacaktýn, ne oldu o iþ”diye hatýrlatmasýný bekleyecek deðiliz..!
***
Hani 'Ýhvan þiddet sarmalýna düþtü' demiþtin ya sen…
8 Temmuz 2013’te Ahmet Turan Alkan’ýn (ATA) Zaman gazetesinde yazdýðý yazýda kurduðu “…Ýhvan’ýn ahlaki ve sosyal faaliyetlere aðýrlýk vererek Mýsýr’ýn belkemiðini, vicdanýný temsil etmek gibi bir iddiasý vardý. Þimdi þiddet sarmalýna düþmüþ görünmeleri beni ürkütüyor” cümleleri unutulacak türden deðildi. Darbeci Sisi’nin adamlarýnýn silahlarýndan çýkan kurþunlarla meydanlarda þehit olan Ýhvan üyelerini o günlerde “Þiddet sarmalýna düþmüþ” olmakla itham edenATA’nýn sayfa komþusu önceki gün bir yazý yazdý ve “Mursî’nin içinden çýktýðý Ýhvan Teþkilatý özünde, týpký Hizmet Hareketi gibi güçlü bir toplumsal organizasyondu” dedi.
Yani, ATA’nýn þiddet sarmalýnda olduðunu iddia ettiði Ýhvan’ýn aslýnda bugün devletin tanýmlamasýyla Paralel Yapý ile ayný tür bir organizasyon olduðunu öne sürdü. Oysa ayný kalemþor, Ýhvan ile Ak Parti arasýnda ünsiyet olduðunu defalarca yazýp çizmiþti.
Ve yazýsýnda “Sisi altüst ettiði yargý sistemine raðmen, Mýsýr’da savcý ve hakim tutuklayacak yargýç bulabilir mi?” diyerek Mýsýr diktatörünü olumladý.
Sisi’ye ses çýkartmayýp Mursi ve Ýhvan’ý “þiddet sarmalý”na bulaþmakla itham edenler bugün “idam kararý” karþýsýnda hala Türkiye’ye gönderme yapýyorlar.
ATA’nýn köþe komþusu, Hürriyet internet sitesinin “Yüzde 52 oy aldý idam kararý verdiler” kolajýný bu kez yazýya dökmüþ görünüyor.
Ne demeli, “Akýl baþtan gidince geriye bir tek kin kalýyor.”
***
Ýman varsa imkan da vardýr
Oysa dün gazetelerde þöyle bir ilan var: Ýman varsa imkan da vardýr!
Medya Platformu’nun verdiði ilanda, Mýsýr’da Mursi ve arkadaþlarýna verilen idam cezasý kýnanýyor ve “Biliyoruz ki, bir sonraki hamle Türkiye olacak ve bölgenin son güçlü deðeri de yok edilmek istenecektir. Özellikle gezi ve 17/25 Aralýk hamlelerinin amacýnýn bu olduðunu görüyor ve tavrýmýzý hakk olduðuna inandýðýmýz taraftan yana koyuyoruz” deniyordu.
Mýsýr’daki idam kararlarýna “hakk”tan yana tavýr koymak isteyenlerin bakýþý bu olmalýydý. Lakin tavýr, “ima” ve göndermelerle Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan’ý tehdide yöneldi.
Çünkü, düzenlerine çomak sokuldu!
