Önce Zafer Arapkirli isimli þahsýn “yandaþ” nitelemesi için bir çift söz söylemem lazým:
Ýsmimin yanýnda sýklýkla gördüðüm bu sýfat, belli ki “küçük düþürmek” ve “yaralamak” niyetiyle kullanýlýyor.
Bir fikrin yandaþý olmak görülmemiþ þey deðil oysa...
Baþta Zafer Arapkirli isimli þahýs olmak üzere, kamuoyu önünde söz söyleyen neredeyse bütün eþhas mutlaka bir düþüncenin ya da siyasal görüþün taraftarýdýr.
Zafer Arapkirli’nin solcu ya da sosyalist olduðunu zannediyorum.
Deðilse tekzip etsin.
Hangi “izm”le ya da siyasal düþünceyle ünsiyeti bulunduðunu açýklasýn... Ya da açýklamasýn... Kendi kendine, “ben þu siyasal ve toplumsal düþünceden geliyorum, aidiyetim þudur” dese de olur. Bilmemiz gerekmiyor... Ama mutlaka siyasal bir düþünceye ya da hayat felsefesine yandaþtýr. Bunu bilelim...
Soru þu:
Bir fikrin taraftarý olmak görülmemiþ þey deðilse, neden sadece belli bir fikrin “savunucularý” ya da “taraftarlarý” için kullanýlýyor “yandaþ” nitelemesi?
Ben de buna itiraz ediyorum iþte...
Bir CHP’li için, bir HDP’li için, bir MHP’li için, hatta bir ÝYÝ Partili için kullanmadýðýmýz/kullanmayacaðýmýz bu niteleme, AK Parti savunucusu olduðu düþünülenlere karþý bol keseden sarf ediliyorsa, demek ki burada asýl niyet “yaralamak” ve “küçük düþürmek...”
Hayýr, elbette ismimin yanýnda sýklýkla gördüðüm bu niteleme rahatsýz etmiyor beni...
Muhterem Aydýn Doðan’ýn da buyurduðu gibi, kaþarlandým...
Küçük düþürme ve yaralama cehdiyle davrananlar, muhtemeldir ki, bir “öncelikten” geldiklerini düþünüyorlar... Yani, baþkalarýný tanýmladýklarý (bir “önceliði” kullandýklarý) için, ayrýca, “tanýmlama hakkýný” da ellerinde bulundurduklarýný söylemiþ oluyorlar.
Böyle bir önceliðe (ya da hakka) sahip olduðunuzu düþünüyorsanýz, artýk sizden her melanet beklenmeli.
Dolayýsýyla, “sosyalizm yandaþý” Zafer Arapkirli’den de her melaneti beklerim.
Kendisini tanýmýyorum, hangi“mecralarda” eðleþtiðini ve nihayetinde ne demeye çalýþtýðýný/hangi doðrularý savunduðunu bilmiyorum ama yazdýðý iki satýr yazýyla “týynetini” ve “karakterini” ele verdiði için, kendisini yüksek sesle kýnýyorum ve “terbiyesiz adam” diyorum.
Girizgâh biraz uzadý ama iyi oldu...
Mesele þu:
Sosyalizm yandaþý Zafer Arapkirli ve türdeþleri, Aydýn Doðan’ý hedef gösterdiðimi ileri sürüyor... “Koca imparatorluðu teslim etmekle kurtulamayacaðýný” ve mutlaka yargýlanmasý gerektiðini söylüyormuþum.
Baþkalarý da böyle söylüyormuþ.
Baþkalarýnýn ne söylediðini bilmiyorum... Koca imparatorluðun kime teslim edildiðini ve “teslim alan”ýn hangi siyasi yönlendirmeyle bu iþe kalkýþtýðýný ya da itildiðini de bilmiyorum.
Bildiðim þu:
Ýnsanlardan helallik isteyen Aydýn Doðan, “28 Þubat sürecinde istifaya zorlanan Ýslamcý koalisyon hükümetine karþý benim medya organlarým savaþ verdi” demiþ bir adamdýr ve bugüne kadar baþýmýza gelmiþ bütün kötü iþlerin ya faili ya da (medya organlarý aracýlýðýyla) yönlendiricisidir.
Þerefli bir geçmiþ býrakmamýþtýr.
Buradan “Aydýn Doðan yargýlanmalýdýr” gibi bir sonuç çýkar mý?
Ýnsanlarý hapiste görme meraklýsý deðilim...
Devri sabýk peþinde de deðilim.
Kimin yargýlanýp yargýlanmayacaðýna “yargý” karar verir...
Söylediðim þey çok açýk:
Diyorum ki (Aydýn Doðan’a hitaben), herkese hakkýnýzý helal ettiðinizi, bahtiyar olduðunuzu filan söylüyorsunuz, muhtemelen muarýzlarýnýzýn toleransýna sýðýnýyorsunuz, iyi hoþ da...
Sordunuz mu bakalým?
Eseriniz olan binlerce, on binlerce maðdur haklarýný helal ediyorlar mý?
Hepsi bu...
Bu son derece basit ve insani soru neden rahatsýz ediyor sosyalizm yandaþlarýný?
Neden Aydýn Doðan söz konusu olunca yükseltiyorlar terbiyesizlik çýtalarýný?