Bir kýsým aydýnlar için demokrasi bulunmaz nimettir. Bir kýsým derken, dalkavuk olanlarýný kast ediyorum. Demokrasinin olmadýðý zamanlarda, ülkelerin baþýnda kral olurdu ve herkes sadece krala dalkavukluk edebilirdi. Kraldan baþkasýna dalkavukluk etmek hem dalkavukluk eden, hem de dalkavukluk edilen açýsýndan büyük riskti. Maazallah, sonunda kelleyi vermek vardý. Bu yüzden herkes krala dalkavukluk etmeye yoðunlaþýrdý. Tabi dalkavuklar arasýnda rekabet, kýskançlýk, haset, çekememezlik eksik olmazdý. Ayak oyunlarý, Bizans entrikalarý ve türlü dolaplar çevrilirdi. Çünkü ulaþýlacak hedef tek, ama hedefe göz koyanlar sayýlmayacak kadar çoktu. Bu yüzden acýmasýz bir rekabet ortamý hüküm sürerdi. Monarþiler, hatta meþruti monarþiler bile dalkavuklar için uygun deðildi velhasýl. En fazla bir tanesi hedefine ulaþýrdý ve gerisi sýranýn bir þekilde kendisine gelmesini beklemek zorunda kalýrdý. O da ömürleri vefa ederse.
Her kim bulduysa þu demokrasiyi, Tanrý gömütünü ýþýklarla doldursun. Bu sayede sadece iktidara, krala dalkavukluk etme zorunluluðu ortadan kalktý. Ýktidara gelmesi muhtemel olanlara da dalkavukluk etme imkaný doðduðu için dalkavuklarýn çoðunluðunun krallýklarda olduðu gibi iþsiz kalmalarý ihtimali de artýk yok. Mutlaka dalkavukluk edilecek bir makam vardýr bir yerlerde. Gözde dalkavuk ölecek yahut gözden düþecek veya ölümcül bir hata yapacak, sonra da bütün namzet dalkavuklar arasýnda kral seni görüp seçecek! Ölme eþeðim... misali. Þükür ki eskide kaldý o günler. Ama gözünü sevdiðimin demokrasisi öyle mi ya?
Dalkavukluk edilecek o kadar kalem var ki. Ana muhalefetin, orta muhalefetin, yavru muhalefetin, potansiyel muhalefetin, hatta muhalefete muhalefetin, Belediye baþkanýnýn, sendika baþkanýnýn, STK baþkanlarýnýn, patronlarýn, bitmedi, köy muhtarlarýnýn bile dalkavuklarý var. Bazen dalkavuklar fazla mesai yapmak zorunda kalýyorlar iþ yoðunluðundan. Bazýlarý, özellikle becerikli olanlarý, birden fazla iþ almak durumunda kalýyor. Sabah saatlerinde paþaya, kuþluk vakti aðaya, öðlenleri marabaya, ilk ikindide sendika baþkanýna, ikindide belediye baþkanýna, akþamlarý muhalefete, yatsýda iktidara... dalkavukluk yapýyorlar.
Geçenlerde bu aydýnlardan biriyle karþýlaþtým. Eskiden tanýrdým. Bir vakitler el üstünde tutulurdu. Uzun süreydi ortalýkta gözükmüyor, sesi soluðu çýkmýyordu. Þimdi ne iþ yapýyorsun? dedim. Aslýnda ne iþ yaptýðýný biliyordum. Dalkavukluk. Þimdi kimin dalkavuðusun/ demek olmazdý. Bizim köyün muhtarýnýn danýþmanlýðýný yapýyorum, demesin mi? O kadar mý düþtün? diyecek oldum. Ne düþündüðümü tahmin etmiþ olacak ki, önümüzdeki yerel seçimlerde kasabaya belediye baþkaný olmayý düþünüyor, dedi. Anladým, dedim, geleceðe yatýrým yapýyorsun. Neler danýþýyor Muhtar efendi? diye sordum. Herhangi bir þey danýþmýyor. O söylüyor, ben de çok güzel, çok isabetli diyorum. Bir þey yapýyor, devam et Muhtar, buradan yürürsün diye destekliyorum. Hakikaten kasabaya belediye baþkaný olma ihtimali var mý? dedim. Mümkün deðil, dedi, ama hýrsý bana yetiyor.
Bir zamanlarýn Ýran'ýnda bir þair varmýþ. Bu þair her tahta çýkan sultanýn gözde þairi olmayý baþarýyormuþ. Kim tahta çýkarsa çýksýn, sultanýn þairi o olurmuþ. Diðer þairler ne yapsalar boþ. Onu yerinden edemiyorlarmýþ adamý. Bir gün yakýn dostlarýndan biri, dostum, senin sýrrýn nedir, neden her zaman en gözde þair sensin, üstelik þiirlerin de o kadar güzel deðil? demiþ.
Gözde þair: "Sultan, gündüzün tam ortasýnda güneþ en tepede iken, "vakit gecedir" diyor, ben de "Ne güzel isabet buyurdunuz sultaným, iþte ay, iþte yýldýzlar, nasýl da parýldýyorlar" diyorum, demiþ.
Demokrasinin imkanlarý, insanlarýn dizginlenemez hýrslarýyla buluþunca dalkavuk aydýnlara gün doðuyor anlayacaðýnýz.