Emperyalizmin planý, iyi hazýrlanmýþ, detaylandýrýlmýþ, zaman ayarlý ve hedefi belliydi: Rojava diye adlandýrdýklarý Haseke-Cerablus hattýnda þekillendirilmiþ “terör koridorunu” Türkiye topraklarýna taþýmak.
Bu Cizre-Kilis hattýnýn tamamýnýn Suriyelileþmesi, vatan topraklarýnýn “özyönetim” lafý altýnda Siyonist baðlantýlý baþka bir iradenin eline geçmesi demekti.
Kobani dedikleri Ayn el-Arab, planýn baþlangýç noktasýydý, DAEÞ kuþatmasýna karþý yürütülen “sözde efsane” direniþ (!), ancak Türkiye’nin aktif katkýsý ve Peþmerge’nin oraya intikaline izin vermesiyle bir noktaya varabilmiþti.
Buna raðmen, Siyonist plan doðrultusunda Selahattin Demirtaþ, Kobani için ayaklanma çaðrýsý yaptý, 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasýnda 50’den fazla masumun ölümüne neden oldu.
Ayný dönemde, Amerika’nýn PKK’ya verdiði silah, mühimmat ve bombalarýn Türkiye’ye girdiðini, FETÖ’cü subay ve emniyet amirlerinin gözleri önünde “mevzilere yerleþtirildiðini” çok sonra fark ettik.
Hendekler-barikatlar hazýrdý. Amerikan silahlarý ellerindeydi. Batý’dan gelmiþ paralý askerler bile yanlarýndaydý, Türkiye’ye içerden saldýrdýlar.
Devlet, 2015 Temmuz sonu itibariyle, PKK’nýn ucuz savaþçý olarak kullanýldýðý bu emperyalist saldýrýyý püskürtme kararlýlýðýyla harekete geçti.
Tam 793 vatan evladýný “hendek-barikat savaþlarý”nda þehit verdik.
Bu vatan evlatlarýnýn önemli bir bölümünün, planlanmýþ iþgal amaçlý askeri darbeye psikolojik zemin hazýrlama emri almýþ alandaki FETÖ’cü subaylar tarafýndan resmen ateþe atýldýðý sonradan anlaþýldý.
Vatan evlatlarý memleketin bekasý için cephede can verirken, 1.128 akademisyenin (!) imzaladýðý ve adýna “Barýþ Ýçin Akademisyenler” denilen bir bildiriyle karþýlaþtýk.
Emperyalist iþbirlikçiliðinin eline silah tutuþturulmuþ teröristten ibaret olduðunu mu sanýyorsunuz, 70 yýllýk vesayetin el altýnda tuttuðu çok adam var bu ülkede…
Mideniz kaldýrýr mý, bilmem, o bildiriden kýsa notlar:
Türkiye Cumhuriyeti; vatandaþlarýný Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de, Silopi'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokaða çýkma yasaklarý altýnda fiilen açlýða ve susuzluða mahkûm etmekte (…) Devletin baþta Kürt halký olmak üzere tüm bölge halklarýna karþý gerçekleþtirdiði katliam ve uyguladýðý bilinçli sürgün politikasýndan derhal vazgeçmesini, sokaða çýkma yasaklarýnýn kaldýrýlmasýný…
Savaþýn orta yerinde PKK’ya tek kelime etmeden, vatanýný savunanlarý katliamcý ilan eden bir metin… Savcýlar gereðini yaptý, ama Anayasa Mahkemesi, adlarýna nedense “barýþ akademisyeni”(!) denilen aslýnda emperyalist savaþýn iþbirlikçisi olan bu þahýslarýn baþvurularýný haklý buldu, “hak ihlaline” karar verdi!..
AYM, bu kararýyla millete karþý iþlenmiþ bir suça ortak oldu.
Mahkeme Baþkaný Zühtü Arslan’ýn (kendisini FETÖ’nün emniyete hakim olduðu dönemde Polis Akademisi’nin Baþkaný ve FETÖ’cü yayýn organý Zaman’da yazýlarý yer alan, Fetullah Gülen’in internet sitesinden de “Polis Akademisi’ne Liberal Baþkan” baþlýklý yazýyla övülmesiyle tanýyoruz, bu portreye raðmen, 2012’de Abdullah Gül tarafýndan üyeliðe atandý) 2 oyunun aðýrlýðýyla bu kararýn alýndýðý biliniyor.
Savaþýn ortasýnda Türk milletine karþý yayýnlanmýþ, ülke topraklarýný savunan ulusal güçleri katliamcý olarak yaftalayan bir metnin imzacýlarýna gösterilen bu “liberal þefkat” bir kýrýlma noktasýdýr.
Bu, yeniden Kuvvayý Milliye ruhuyla sürdürülen ÝSTÝKLAL MÜCADELESÝNÝN hançerlenmesinin kolaylýðýný göstermesi bakýmýndan önemlidir.
Örnek, emperyalizmin kuþatmasýna karþý sürdürülen kararlý mücadelenin tüm alanlarda örgütlü olmasý gerektiðini bir kez daha gösterdi.
FETÖMETRE’yi sivil bürokrasi ve yargýya uygulayýn diye yýllardýr tepinip duruyoruz...
Buyrun…