Nasuhi GÜNGÖR
Nasuhi GÜNGÖR
ngungor@stargazete.com
Tüm Yazıları

Aynı bayramın çocukları

Bugün siyasetten, dış politikadan veya günler, haftalar, aylar boyu konuştuğumuz gerginliklerden, çatışmalardan söz etmek gelmiyor içimden.

Çünkü bugün bayram.

Bir ay boyunca nefsini zincire vurmuş, yalnızca Allah için sabretmiş ve yalnızca O’ndan ecir bekleyen müminlerin bayramı.

Ramazan Bayramı...

Sanki bir aylık özel görüşme ve muhabbetin kutlaması...

Bayramlar neşedir, sevinçtir. Kalplerin birleştiği ve gönüllerin kaynaştığı günlerdir.

Fas’tan Endonezya’ya, Balkanlardan Kafkaslar’a, Afrika’dan yeryüzünün en ücra köşelerine kadar yüz milyonlarca insanın birlikte idrak ettiği; rahmetin ve bereketin sağanak olduğu günler.

Şu ya da bu telaşla, tadından, bereketinden uzak kalsak; yanı başımızdaki yoksulu, yetimi görmeden, hiç olmazsa aramaya gayret etmeden hesap numaraları üzerinden vicdanlarımızı rahat ettirsek bile, yeryüzünün rahmetle yıkandığı günler.

Dünyanın dört bir yanında ve elbette bizim topraklarımızda Rabbine ‘yakın’ olmak için gönlünü ona açmış milyonlarca insanın duasıyla, yönelişiyle hayat bulur bayramlar.

***

Evet, kırık dökük, katliamlarla, darbelerle, ölümlerle ve belirsizliklerle dolu bir dönemde İslam dünyası. Ne Suriye’de kan duruyor, ne yanı başındaki Irak’ta. Ne Kahire’de huzurlu insanlar, ne de Bahreyn’de.

Yine de umut, yine de rahmet ve bereket bayramlar.

Bu sabah İstanbul’da, bu sabah Diyarbakır’da, bu sabah Kerkük’te, Erbil’de, Süleymaniye’de, Bakü’de, Bosna’da, Berlin’de aynı sevinç etrafında kenetleniyoruz.

Aynı kıbleye yönelip kıyama duruyoruz. Şam’daki, Halep’teki ve dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan kardeşlerimiz için dua ediyoruz. Onların çocuklarıyla özgür ve adil bir dünyada yaşamaları için Alemlerin Rabbi’ne yöneliyoruz.

Evet, acılarımız var. Evet, yürekler yanıyor. Ama unutmayın dostlar. Bugün hepimiz Allah’ın arzında aynı bayramın çocuklarıyız.

***

Bayramı bayram tadında yaşamaya gayret etmek en güzeli.

Bayramla birlikte ebediyete yolcu ettiklerimiz var bir de. Sevgili Sedat Umran’ı kaybettik. Onun ‘Bayramlık Giysi’ şiirini hatırlayalım ve rahmetle analım bu vesileyle:

‘Kimse onaramaz aşkın yıpranmış kumaşını / tıpatıp biçmiş içimize o usta makastar / eğirip ipek ipliğini göğün mavi ipeğinden / geçirmiş acılarımızın paslanmaz iğnesine / hiç benzemez o umutlarımızın çürük ipliğiyle /teyelliyerek diktiğimiz günlük giysimize / aşk ruhlarımıza giydirilen bayramlık giysi /ışıldar üstünde sevincin elmas düğmeleri /oyulmuş iki yürekten dökülmüş bir toka / tam bir oturmuşlukla geçer uçları birbirine.’

Söz şiire gelmişken Sevgili Erdal Çakır’ın Esma Şiirleri’nden küçük bir esinti:

‘Hamd kapısına yığdım kulluğumu / Arındım, arınmışlığının fecrine sürerek yüzümü / Rüzgârlarında yıkandım / İncir çekirdeğinden tertemiz bir kulluk öğrendim.’

Nice bayramlar diliyorum. Sadece takvimler bayram demesin bugün. Rahmet ve bereket üzerinizden eksik olmasın. Yetimlerin, kimsesizlerin, yoksulların yüzünün gülmesine vesile olsun inşallah.